İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 9 tutuksuz sanık ve avukatları katılırken, 2 tutuksuz sanık Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile hazır bulundu.
Duruşmada söz verilen sanık Altan Kaçan'ın avukatı Hayriye Arslan, öğrencilikten atıldığı iddia edilen öğrencilerin sağlık raporunda müvekkilinin imzası olmadığını savundu.
O dönem Kaçan'ın emekli olduğunu öne süren Arslan, müvekkilinin KHK ile ihraç olmadığını ifade ederek, beraatini istedi.
Sanık Ahmet Özbek, radyoloji uzmanı olduğunu belirterek, sağlık kurulu üyesi olmadığı için öğrencileri sağlık kuruluna sevk etme yetkisi olmadığını öne sürdü.
Öğrencilerin kendi yazdığı raporlar nedeniyle mağdur olmadığını, raporlarının Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) usul ve esaslarına göre düzenlediğini, bu sebeple resmi belgede sahtecilik suçunu işlemediğini savunan Özbek beraatini talep etti.
Sanık Hüseyin Günay, 25 yıllık doktor olduğunu, yargılama süresince dinlenen müştekiler ve yapılan araştırmalar sonucunda raporlarında hukuka aykırı işlem bulunmadığını belirterek, beraatini istedi.
Sanık Suat Demirtuğ da iddianamenin yazıldığı dönemde başhekim olarak görev yaptığını aktararak, görev tanımı içinde harp okulundaki sağlık ünitelerini, heyetin fiziki şartlarının sağlıklı çalışma şartlarını sağlamaktan ibaret olduğunu savundu.
Sağlık kurulu heyetiyle ilgili görev tanımı olmadığını vurgulayan Demirtuğ, beraat talebinde bulundu.
Duruşmada söz verilen diğer sanıklar da beraatlerini istedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, Hüseyin Günay ve Ramazan Akyıldız'ı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 9 ay 22'şer gün, sanık Zafer Işılak'ı aynı suçtan 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırdı.
Mahkeme, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in dosyasının ise ayrılmasına hükmetti.
Sanıklar Ahmet Özbek, Altan Kaçan, Battal Altun, Kadir Çolakoğlu, Mehmet Sadun Yücel, Mustafa Güneş, Öner Tatar, Suat Demirtuğ ve Yavuz Öztürkler'in üzerine atılı tüm suçlardan beraatini kararlaştıran heyet, sanık Kadir Çolakoğlu'nun "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan davanın reddine hükmetti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 33 askeri öğrencinin "müşteki" olarak yer aldığı iddianamede, FETÖ mensuplarının, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) kadrolaşmasında subay yetiştirmek için fişleme yaptıkları, yetiştirdikleri öğrencilerin harp okullarına kolayca geçişlerini sağladıkları anlatılmıştı.
Örgüt mensuplarının, kendilerinden olmayan askeri öğrencileri haksız disiplin cezalarına maruz bıraktıkları ve öğrencinin rızasıyla okuldan ayrılmasını sağladıkları, bu haksızlıklara direnen öğrencileri ise farklı metotlarla yıldırmaya çalıştıkları ifade edilen iddianamede, okulla bağı koparılamayan 2008 girişli Kuleli Askeri Lisesi öğrencisi 33 kişinin mezuniyetlerine 1 ay kala sağlık kuruluna çıkarıldıkları aktarılmıştı.
İddianamede, "Söz konusu öğrenciler, 2008 yılında okula kayıt yaptırırken sağlık kontrollerinde herhangi bir sağlık problemi bulunmadığı tespit edilmişse de 2013 yılında yapılan muayenelerde psikolojik uyum bozukluğu, kardiyal kalp yetmezliği, göz ve ortopedik skolyoz hastalıklarının bulunduğu gerekçesiyle tamamı FETÖ mensubu sağlık kurulu ve hastaya bakan hekimlerin tanzim ettikleri sahte sağlık kurulu raporlarıyla okulla ilişkileri kesilerek, eğitim ve öğrenim haklarının ellerinden alındığı tespit edilmiştir." değerlendirmesi yer almıştı.
Askeri tabiplerin örgütsel iletişim yöntemi olan sabit ankesörlü hattan mahrem imamlarıyla irtibat kurdukları ve FETÖ mensubu olduklarının tespit edildiği aktarılan iddianamede, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğine azmettirme" ve 33 kişiye karşı "eğitim öğrenim hakkının engellenmesi" suçlarından 286 yıl 6 aydan 306 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Askeri tabip 11 sanığın ise FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" ve 33 kişiye karşı "eğitim öğrenim hakkının engellenmesi" suçlarından 279 yıldan 299 yıla kadar hapsi talep edilmişti.