Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner'in eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkında ağırlaştırılmış müeebbet hapis cezası istediği iddianamede çok sayıda tanık ve gizli tanığın ifadesine başvuruldu. İddianamede, bir dönem örgütün Adana'daki mütevelli heyetinde yer alan Gizli tanık 'Korkut''un ifadeleri yer aldı. Gizli tanık Korkut, Oslo görüşmelerinin medyaya sızmasında FETÖ'nün parmağı olduğuna yönelik önemli iddialarda bulundu. Gizli tanık Korkut ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde dile getirdiği öğrenci evlerinin kontrol altına alınmasıyla ilgili sözlerinin de FETÖ tarafından açık bir savaş ilanı olarak görüldüğüne dikkat çekti
MİT MÜSTEŞARI NEDEN TUTUKLANMASIN
Örgütle 1999 yılında tanıştığını, 2008 yılından itibaren ise örgütün Adana ilindeki mütevelli heyetinde yer aldığını söyleyen gizli tanık Korkut, Oslo görüşmelerinin basına yansımasından önce bir mütevelli toplantısında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın hedef alındığı bir konuşmaya şahit olduğunu belirtti. Korkut, "Oslo görüşmelerinin basına yansımasından önce mütevelli toplantılarındaki sohbet konularından biri de 'Genel Kurmay Başkanı tutuklanıyorsa MİT Müsteşarı neden tutuklanmasın' konusuydu" ifadelerini kullandı.
O AÇIKLAMA ÖRGÜT EVLERİNE YÖNELİKTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan'lık yaptığı sırada dile getirdiği 'Öğrenci evlerinde kızlı erkekli kalınmasından duyulan rahatsızlık' meselesinde çözüm olarak evlerin denetiminin Valilere verilmesi gerektiğine yönelik düzenlemeler kamuoyuna yansımıştı. Erdoğan'ın bu söyleminin de örgüt içerisinde rahatsızlığa neden olduğuna değinen Gizli tanık Korkut, "Buhaber üzerine mütevelli toplantılarında 'Amaç kızlı erkekli evler değil, amaç cemaat evlerinin denetim ve kontrol altına alınması' şeklinde yorumlar yapıldı" dedi.ZAMAN VE SIZINTI GÜLEN'E ONAYLATILIYORDU
2010 yılında gezi amaçlı ABD'de bulunan Fetullah Gülen'le görüşmeye gittiğini 1 hafta kadar yanında kalarak kendisiyle görüştüğünü söyleyen Gizli tanık Korkut, ziyaret esnasında Zaman Gazetesi'nin baskı öncesi Gülen'e gittiğini, Sızıntı dergisinin ön yazısının da Gülen tarafından yazıldığını herkesin bildiğini ifade etti.