ALİ RIZA DEMİRCAN HOCA
Kur’ân-ı Kerîm’de leğiv denilen faydasızlardan kaçınmadıkça maddî ve manevî olgunluğa ulaşmak, Allah’ın sevgisine ermek ve de toplum olarak gelişmek mümkün değildir
Faydasızlar iki kısımdır
İslam zaviyesinden faydasız söz, iş ve davranışları iki ana bölümde inceleyebiliriz:
a-Ferdî ve içtimaî (sosyal) hayatı çökerten imanî ve ahlâkî gelişmeyi engelleyen içki, kumar, zina, faiz, karaborsacılık, zülüm, kibir, riya ve hased gibi kaçınmakla yükümlü olduğumuz haramlar birinci bölümü oluşturur.
b-Tek tek ve açık bir şekilde yasaklanmamış olmakla birlikte İslâmî ilkelerin bütünü içerisinde değerlendirildiklerinde zarara yönelik oldukları ve hiç bir yararı ihtiva etmedikleri bilinen faydasızlar da ikinci bölümü oluşturmaktadır.
İlahi emirler faydalı yasaklar ise zararlıdır
Müminler olarak İslâm Dini’nin bütün emirlerinin ferdî ve sosyal, maddî ve manevî gelişimin gerekli prensipleri olduğuna, tüm yasaklarının da faydasız ve zararlı olduğuna kesinlikle inanmak mecburiyetindeyiz.
Müminler olarak bizler haramların yasaklanış hikmetini bilmesek de bu inancımızdan taviz veremeyeceğimiz için biz bu sohbetimizde «faydasızlar» üzerinde duracağız.
Kaçınmakla yükümlü kılındığımız bu tür faydasız sözlere, davranışlara ve işlere sosyal bünyemizde ve kişisel hayatımızda müşahede ettiğimiz aşağıdaki, misalleri verebiliriz.
Faydasızlara örnekler
Fertleri ciddî bir İslâm insanı olarak hayata hazırlamayan; toplum yararına atılım yapabilecek, üretimde bulunabilecek bir kıvamda yetiştiremeyen eğitim sistemi gibi- eğitim sistemleri leğivdır; kullanılan imkânlar ölçüsünde insanımıza ilim, teknik, sanat ve lisan bilgisi sağlayamamaktadır. Bunun içindir ki dönemin eğitimi imanlı, şahsiyetli ve üretici bir nesil yetiştirememektedir. Mutlaka faydalı hale dönüştürülmesi gerekir.
Toplumumuzun haldeki ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olmayan fakat nedendir bilinmez ilmî çalışmalar olarak nitelenen doktora Tez’leri de leğivdir yani faydasızdır. Bu konunun ciddiyetle ele alınması gerekir.
Toplum için zarurî olmadığından hammadde ve işgücü israfına sebep olan ve ilâhî bir haramın işlenmesine vasat hazırlayan lüks maddelerin imalâtını yapmak ve bu gibi maddelerin ticareti ile iştigal de bir tür leğivdir; faydasızdır. Mümin yatırımcı ve tüccarlar böyle bir leğivin faili durumuna düşmemek için zarurî ve dayanıklı maddelerin üretimi ve ticaretinde bulunmalıdırlar.
Büyük maddî masrafları gerektiren, iş gücü israfına sebep olan tantanalı açılış merasimleri de bir leğivdir. Yani faydasız bir işlemdir.
İslâmî ölçüleri taşacak, makul zaman birimini aşacak bir şekilde sporla iştigal etmek, iş gücü ve heyecan israfına sebep olacak tarzda müsabaka seyretmek de bir leğivdir, bir diğer anlatımla faydasızdır. Örtülmesi gereken yerleri örtmeksizin spor yapmak ve bu İslâmî düsturun uygulanmadığı müsabakaları; özellikle kadınların yüzme yarışları, atletizm ve jimnastik, gibi spor müsabakalarını seyretmek ise kesin bir haramdır.
Dinî, ilmî, tarihî ve ahlâkî vasfı bulunmayan kitapları, İslâmî kökenli millî kültürü geliştirmeyen ve de aktüaliteyi doğru olarak sergilemeyen gazete ve mecmuaları almak-okumak da bir leğivdir yani faydasızdır.
Sıla-ı rahim yapmak, din ve medeniyet tarihi ile alâkalı eserleri görüp tefekkür etmek, Hakka çağırmak, ticarî ilişkiler kurmak gibi meşru bir maksada dayanmayan ve yapılmayan seyahatler de bir leğivdir.
Allah’ın zikrinden yoksun olan, bilgi alışverişine dayanmayan, gönül almayı gaye edinmeyen ölçüsüz mizaha kaçan, amelî bir faydaya dönük olmayan konuşmalar da kalbi katılaştıran, ihlâsı törpüleyen bir leğivdir. Yani faydasız bir işlemdir.
Faydalı veya faydasız ayırımını ciddî bir şekilde yapmaksızın, zamanı öğütmek için televizyon seyretmek, radyo dinlemek hele hele sigara gibi haramlığı kat’î olmamakla beraber zararları kesin olan maddeleri kullanmak da bir leğiv hem de harama yakın pek büyük bir leğivdir.
İtina gösterilmesi İslâm Dini’nin bir emri olmakla birlikte giyimde aşırılık da bir leğivdir.
Her Müslümanın büyük bir gayretle kaçınması gereken bu gibi leğivlere benzeri pek çok legivler daha ilâve edilebilir.
Peygamberimizin Uyarıları
Kişisel ve sosyal hayatımıza, dolayısıyla dünya ve âhiretimize zarar verebilecek leğivlere yani faydasız söz, davranış ve işlere karşı korunabilmemiz için Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
“İki günü müsavi geçen aldanmıştır. O halde, ‘Sana fayda sağlayacak olana yapış. Allah’tan yardım iste. Gayretlilerden ol; âciz olma. Zira Allah, gayret göstermeksizin acizliği benimseyenleri kınar”
Zararlara yol açılır
Söz, iş, ve davranışlardaki faydasızlardan kaçınmadıkça gerçek bir Müslüman ve verimli bir insan olmak mümkün değildir. Zira olgun akıl ve müspet ilim zaviyesinden bakıldığında İslâmî ölçülere göre faydasız olan söz, iş ve davranışların gelişmeyi engelleyici, haramlara ve de zararlara yol açıcı vasıfta oldukları görülür.
Bu sohbette verdiğimiz misaller ölçü alınarak denebilir ki, faydasızı okuyan üretemez, zararlı alışkanlıkları devam ettiren faydalı alışkanlıkları kazanamaz, hayırlıyı konuşmayan batıldan korunamaz, vakarını koruyamaz.
Bu itibarla faydasızları bırakmak; hayra yönelmenin, haramları önlemenin ve zararları gidermenin ön şartıdır.
Peygamberimizin “Kendisini alâkalandırmayan faydasızları bırakması kişinin Müslümanlığının güzelleştiğinin belgesidir” buyurması bu gerçeği açıklamak içindir.
Aşağıda sunacağımız hadisleri de aynı gerçeği vurgulayan hadîsler olarak değerlendirebiliriz:
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Faydalılığı ve zararlılığı hususunda sana şüphe vereni bırak. Şüphe vermeyene sarıl. Zira kişi zarar verebileceği korkusuyla zarar vermeyeceklerinin bir kısmını bile ihtiyaten bırakmadıkça olgun (Muttaki) müminler seviyesine yükselemez.”
O halde, “Allah’ı anmaksızın (Allah’ı anmak gibi bir faydaya yönelik olmaksızın) çok konuşmayın. Zira Allah’ı anmaksızın çokça konuşmalar kalbi katılaştırır. Allah’tan en uzak olan insan ise kalbi katı olandır.”
Çünkü; “İnsanın Allah’ı zikir, Hakk’a çağırmak ve Batıldan sakındırmak vasfını taşımayan bütün sözleri şüphesiz aleyhinedir.”
Leğiv’den yani faydasızlardan sakınan Müslümanlığı güzel bir mümin olabilmek için şüphesiz faydasızlarla iştigal eden kişilerden de kaçınmak lâzımdır. Zira bu gibi gafil kimselerle alâka kurmak, ilişkileri sürdürmek de bir leğivdir yani faydasızdır.
Leğiv’in bu türünden kaçınmanın zarureti ve faziletini de Rabbimizin övdüğü müminlerin bir vasfını açıklayan Kasas sûresinin 55. âyetinden öğreniyoruz.
Bu ayette şöyle buyrulur:
“Onlar faydasız sözler işittikleri zaman o sözleri söyleyenlerden yüz çevirirler ve şöyle derler: Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size aittir. Hoşçakalın, biz lağiv ehli câhillerle dostluğu aramayız.»