15 TEMMUZ MİLLETİMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR GÜN
15 ve 16 Temmuz, hepimiz için çok önemli 2 gündü. Şehitlerimize olan saygım. Gazilerimize olan saygım, sevgim ve ülkeme olan sevgim beni böyle bir günde onların önüne geçmeye ve böyle bir açıklama yapma hakkım olmadığını düşündüm. Bu saygımdan dolayı açıklama yapmadım.
Olaydan sonra hiç konuşmamaya karar verdim. Genel olarak hadiselerde ben yan en son konuşurum ya da hiç konuşmam. Az konuşurum. Baktım ki bu ucuzluk ve iftiralar arasında susmamın yanlış anlaşılacağını gördüm. Sevdiklerimin ve kendi ismimin böyle bir olaya karışması da beni konuşmamaya itmişti. Ama ben konuşmayınca herkes kendi tarafından konuşmaya ve gerçekleri de bükmeye başladılar.
Beni en genciniz de en yaşlınız da tanıyorsunuz. Ben her zaman doğruları söyledim ve doğrudan şaşmadım. Bugün de benden doğruları duyacaksınız. Benim değerlerimi iyi biliyorsunuz. Ülkem, bayrağım, vatanım benim için önemli değerlerdir. Benim için ailem çok büyük bir değerdir, diğer değerler gibi ve vazgeçilmezimdir. Bunların herhangi birine laf söyletmeyeceğimi iyi bilirsiniz. Söylendiğinde dayanamayacağımı da arşivlerinizden açıp bakarsanız görürsünüz.
EDEPSİZ TEKLİF ALDIM
Ben bu olayı bir babanın aileye sahip çıkması olarak görüyorum. Şimdi düşünebiliyor musunuz; Ahmet'in ablası yani benim evladımın ablasına yapılan bir hakaret, tehdit ve taciz var. Benim bunlardan haberim yok. Kendi kendilerine çocuklar halletmeye çalışıyor. Keşke önceden söyleselerdi. Akşam yemeğinde masaya otururken böyle bir konuşunca dedim ki 'Ben tanıyorum ararım şimdi.' Tanıdığımı sandığım bu zatı aradım ve kendisine sordum. Edepsiz bir teklif aldım ve ben de bu edepsiz teklife gittim. Gereğini yaptım ve konu bitince de oradan ayrıldım. Bütün mevzu budur. Bunun TFF ile bir ilgisi yok. 1-2 yıl önce babasını kaybetmiş ve babasının da vefat etmeden önce bana emanet ettiği bir bayandan bahsediyoruz.
Bir gün bir burun kırılma falan olursan bunu benden duyarsınız. Çok şükür bu zamana kadar böyle bir şey başıma gelmedi ama gelirse ben söylerim. Şer güçlerini biliyorum ben, onlar böyle olsun istemişlerdir. Hepiniz bu mesleği yapıyorsunuz, saygı duyuyorum. Umuma açık bir yerde 5 dakika sonra her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenme yeteneğiniz var. O yazanlar gerçeği tüm çıplaklığıyla öğrenebilirdi. Sözü sazı makbul olmayan birine inanmak daha hoşlarına gidiyor.
Ben şu an karşınızda bir aile babasıyım. Bir daha olsa bir daha yaparım. O tek kadıncağıza ben hayattayken kimse bu şekilde davranamaz.
ŞİKAYETÇİ OLMADIM, NİYE ACABA?
Herkes mekan basmanın ne demek olduğunu biliyordUR. Ali Dürüst bana dedi ki 'Ben seni oraya 20 kişiyle bastın sanıyordum.' Telefonu kapadım ve pantolonumu giyip evden çıktım. Sadece iki evladım benle gelmek istedi, öbürü de şoförüm. Bu ailenin reisi yeri bilmeden, karşıda kaç kişi olduğunu bilmeden iki evladıyla gitti oraya. Ben sorunu çözmeye gittim, sorunu çözdükten sonra döndüm. Acun'un evine gitmişim. Acun'a açıp bir sorsaydınız. Burnum kırıldı deniyor. Hiç mi araştırmıyorsunuz. Ben bu olaydan şikayetçi olmadım. Niye acaba?