Prof. Dr. Abdurrahman, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen söyleşi programında, Türkiye'den ilim insanları ve araştırmacılarla bir araya geldi.
Baskısı dün tamamlanan ancak henüz raflarda yerini almayan kitabına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Abdurrahman, insan tabiatının sınırlı olduğunu, bu sınırlılıktan dolayı siretin ancak belli biçimlerde anlaşılageldiğini ifade etti.
Siretünnebevinin muhaddislerin, fakihlerin ve tarihçilerin ele aldığı şekliyle ele alındığına dikkati çeken Abdurrahman, "Siretünnebeviden yararlanmak için neden başka bir yol olmasın ki." diyerek hadisçilerin ve tarihçilerin yaklaşımlarının dışında bir yol izlediğini anlattı.
- "Siyer, esasen ahlaktır, değerler bütünüdür"
Ahlakın, felsefenin bir cüzü olduğu için felsefi tarzda siyer ele alındığında bunun doğal olarak ferdi bir ahlaki bir siyer okuması olduğunu ifade eden Abdurrahman, "Siyer esasen ahlaktır, değerler bütünüdür. Bu nedenle nebevi sirete felsefi bir bakışla yaklaşmayı üzerime sorumluluk olarak aldım." dedi.
Kendisine rehber edindiği temel metodolojik prensiplere değinen Abdurrahman, "Öncelikle tefekkürle düşünmeyi esas aldım, tefkirle (yüzeysel düşünme) değil. Çünkü tefekkür, eşya hakkında insan odaklı düşünmek demektir. Tefkir ise eşyayı eşya olarak ve eşya için düşünmektir." ifadelerini kullandı.
Ayrıca ayetleri dikkate aldığını belirten Abdurrahman, nazil olunmuş kitaplarda referansı geçen misakları da esas alan bir siyer okuması yapmak istediğini kaydetti.
Hazreti Peygamber'in hayatında geçen birtakım olayları, vakıaları "olgu ve fenomen" olarak algılamak yerine bunları "okunması gereken bir ayet gibi" algılamak gerektiği değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Abdurrahman, "Hazreti Muhammed'in nübüvveti, tamamen bir ahlak risaletinden ibarettir. Zira her yaptığı ahlak esaslıydı, din zaten bizatihi ahlaktır ve ahlak, insanı her taraftan kuşatmaktadır." dedi.
Hazreti Muhammed'in "Ben ancak, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." şeklinde tercüme edilen hadisini anımsatan Abdurrahman, hadisin, "Ahlakı tesis etmek ve kurmak üzere gönderildim." şeklinde anlaşılmasının daha doğru olacağı görüşünü paylaştı.
- Yeni bir siyer tarzı önerisi bulunuyor
Daha sonra söz alan İslam Düşünce Enstitüsü ve Uluslararası İslam Düşünce Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de yaptığı değerlendirmede, şunları kaydetti:
"Hocamızın, İslam dünyasında egemen olan üç siyer tarzına ilaveten dördüncü bir siyer tarzı önerisi bulunuyor. Hadisçilerin, tarihçilerin ve fukahanın siyer yazımına ilaveten felasifenin, hikmet ehlinin de farklı bir siyer okuması yapabileceğini de bütün yönleriyle anlatmış oldu."
Programın sonunda düşünür ve filozof Prof. Dr. Abdurrahman, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Arapların "ahlak filozofu", "mutasavvıf filozof" ve "felsefe fakihi" gibi isimlerle andığı, önemli bir ilim ve düşünce adamı olarak bilinen Abdurrahman'a, "İslam düşüncesinin ihyasına yönelik yüksek felsefi çabası, disiplinler arası yaklaşımın yanı sıra geleneksel birikimi dikkate alan kuşatıcı yöntemi" dolayısıyla "Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü" ve "2024 İDE Büyük Mütefekkir Ödülü" verilmişti.