Fas Başbakanı Sadeddin el-Osmani, kapalı olan Cezayir sınırının karşılıksız olarak açılmasına hazır olduklarını belirtti.
Osmani, Şark televizyonuna yaptığı açıklamada, "Cezayir sınırını karşılık beklemeden açmaya hazırız." ifadelerini kullandı.
Ülkesinin "hiçbir zaman komşularına zarar verme niyetinde olmadığını" söyleyen Osmani, Cezayir tarafının hazır olduğu anda sınır kapılarının açılabileceğini kaydetti.
Osmani, Batı Sahra'nın Gergarat tampon bölgesindeki gelişmelere değinerek, yaşanan gelişmelerle ülkesinin Batı Sahra'ya ilişkin tavrını pekiştirdiğini, toprak bütünlüğünün savunulduğunu ve Cezayir'e karşı bir tutumun söz konusu olmadığını vurguladı.
Fas Dışişleri Bakanlığı'ndan 13 Kasım'da yapılan yazılı açıklamada, Polisario Cephesi'nin Batı Sahra bölgesindeki Gergarat tampon bölgesinde son dönemdeki "tehlikeli kışkırtmalarına" karşı operasyon başlatıldığı duyurulmuştu.
Polisario Cephesi de 14 Kasım'da, Fas ile 1991 yılında Birleşmiş Milletler (BM) nezaretinde imzalanan ateşkes anlaşmasının iptal edildiğini açıklamıştı.
Fas ile Cezayir arasında kökleri geçmişe uzanan anlaşmazlık
Fas ve Cezayir ilişkilerdeki anlaşmazlıkların temelinde Fas'ın Batı Sahra sorunu yatıyor. Fas, Cezayir'i Batı Sahra bölgesindeki ayrılıkçı Polisario Cephesi'ni desteklemekle suçlarken, Cezayir'in de komşusu Fas'ın Batı Sahra'daki adımlarını desteklemediği biliniyor.
İki ülke arasındaki inişli çıkışlı ilişkilerde, Marakeş kentinde düzenlenen terör saldırısının arkasında Cezayirlilerin olduğunu iddia ederek Rabat yönetimi Ağustos 1994'te Cezayir vatandaşlarından vize talep etmeye başladı. Cezayir ise Fas'ın bu adımına karşılık Eylül 1994'te iki ülke arasındaki sınır kapılarını kapattı.
Cezayir, Fas'ın zaman zaman yaptığı sınır kapısını açma çağrılarına olumlu cevap vermedi. Cezayir Dışişleri Bakanlığı'ndan 2013'te yapılan açıklamada sınır kapısını açmak için bazı şartlar öne sürüldü.
Bu şartlar, "Fas'ta Cezayir aleyhine resmi ve gayriresmi karalama kampanyasına son verme, uyuşturucu kaçakçılığını engellemek için etkin iş birliği yapma, Cezayir'in Batı Sahra konusundaki tutumuna saygı gösterme ve uluslararası kanunlara uygun şekilde çözüm üretme" olarak sıralandı.