Depremde yaşadıkları kayıplara ve zorluklara rağmen üretmeye devam çiftçi, besici ve sanayiciye Türkiye'nin farklı noktalarından ürün alım desteği geliyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardandan Hatay'da yaşanan yıkım, üretici ve sanayici için birçok zorluğu beraberinde getirdi.
Tüm bu zorluklara rağmen üretmeye devam eden üretici ve sanayiciler, bu kez ürünlerini satamama tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Çiftçilerin ürünlerinin ekonomiye kazandırılması için çeşitli girişimlerde bulunan Antakya Ticaret Borsası, farklı kesimlerle temasa geçerek ürünlerin tarlada kalmasının ya da bozulmasının önüne geçti.
Bu sürede hayırseverler, sivil toplum kuruluşları, perakende zincirleri ve belediyeler alımlar yapmaya başladı. Söz konusu çabalar duyuldukça bunlara yeni destekler eklendi.
- Eczacıların desteği depremzedeleri iki kere sevindirdi
Türk Eczacıları Birliği öncülüğünde deprem sonrasında gönüllülük esasıyla bölgede hizmet sunan bir grup eczacı, kendi aralarında topladıkları kaynakla depremzede üretici ve çiftçilere destekte bulundu.
Bu kaynakla Samandağ seraları ve Amik Ovası'ndaki tarlalar ile küçük ölçekli mandıralarda üretilen/yetiştirilen domates, biber, kaşar peyniri ve kabak gibi ürünleri satın alan eczacılar, bunları yine civardaki ihtiyaç sahibi depremzedelere ulaştırdı.
Eczacı Gülşen Keskin, deprem sonrasında İstanbul'dan "Nasıl yardımcı olabiliriz?" diye düşünürken şehirde yaşayan meslektaşları ve Antakya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Gönül Uğurlu ile iletişime geçtiklerini söyledi.
Uğurlu aracılığıyla deprem bölgesinde yaşayan çiftçi ve yerel üreticileri kolayca bulabileceklerini düşünerek bu projeyi harekete geçirdiklerini belirten Keskin, "Kendisi üreticilerden, tarladan ürünü alıp yine depremzedelere ulaştırdı. Tarladan aldığımız ürünlerle yine depremzedelerin ihtiyaçlarını karşıladık. Biz de naçizane ekonomik olarak katkı sağladık ve ürünler bu şekilde tarladan alındı." dedi.
Eczacı Filiz Aykut Ersoy da "Bu şekilde Antakya ekonomisine katkıda bulunduk, ekonomiyi harekete geçirdik. Hem sağlık sektöründe yardıma geldik hem de ufak bir desteğimiz oldu." diye konuştu.
- Depremzedenin peyniri depremzedeye ulaştıAntakya'da faaliyet gösteren Güney Kardeşler Süt ve Süt Ürünleri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güney, bölgedeki üreticilerden temin ettikleri sütlerle çeşitli ürünler ürettiklerini bildirdi.
Deprem sonrasında yakınlarından 35-40 kişi kaybetmelerine rağmen üreticinin sütünü dökmemesi için süt toplamayı sürdürdüklerini vurgulayan Güney, kendilerinin ise bunlardan yaptıkları ürünleri satmakta zorlandıklarını dile getirdi. Güney, şöyle konuştu:
"Sütü depremden önceki fiyattan almaya devam ettik, fırsatçılık yapmadık ama satış yapamadığımız için sütün bedelini ödemekte zorluk çekiyoruz. Bize yardımcı olunursa seviniriz. Yaklaşık 35-40 ton peynirimiz duruyor. Satış olmayınca da ödeme yapamıyoruz. Eczacılar bize geldiler, kendilerine teşekkür ederiz. Bu ürünlerin parasıyla süt paralarını ödeyeceğiz. Bize çok büyük destekleri oldu. Bu desteklerin diğer gönüllü arkadaşlarımızdan devamını bekliyoruz. Bizden başka fabrikalar da var onların ürünlerinin de alınması gerekiyor. Elimizde kaşar, örgü, dil, beyaz, köy peynirlerimiz, yoğurdumuz var. Her şeyimiz var ama satamıyoruz."
Ali Güney, çekle yaptıkları satışlar nedeniyle de tahsilat sorunları bulunduğuna işaret ederek, bu nedenle kova, ambalaj, maya gibi ihtiyaçlarını karşılamakta güçlükler yaşadıklarını ifade etti. Güney, yıkılan fabrikalar yanında zorluklara rağmen faaliyetine devam eden fabrikalara da istihdam destekleri sağlanmasına ihtiyaç duyduklarını anlattı.
- Biber ve domatesler de tarlada kalmadı
Biber serası olan Güney Saknili de yaptıkları ve kendilerine verdikleri destek için eczacılara teşekkür etti.
İyi tarım uygulamaları yapan, organik tarım açısından sertifika aşamasında olan domates yetiştiricisi Ata Durgun, eczacılar tarafından yapılan alımının bir nebze de olsa nefes almalarını sağladığını söyledi. Durgun, şu değerlendirmede bulundu:
"Ürünümüzün yerde kalmasını engellediler, hasat yapmamızı sağladılar. Umarım benzer desteklerle başka arkadaşlarımızın da nefes alması sağlanır. Bu destek olmasa ürünler dalında kalacaktı. Bazı aracılar da gelip yok parasına alıyorlar, istedikleri fiyatı veriyorlar. 'Şükredin ki biz gelip alıyoruz' diyorlar. Aldıkları fiyat değil, ilacını, gübresini ancak toplama maliyetini karşılar. Bu destekle verilen fiyat ise ciddi anlamda nefes almamızı sağladı, ciddi bir katkıları oldu."
- Hatay'daki ürünlere Konya kapısı açıldıKonya Pazarcılar Odası da Antakya ve civardaki tarım ürünlerinin ekonomiye kazandırılması ve depremzede çiftçilere destek için harekete geçti.
Konya Pazarcılar Odası Başkanı Murat Petek, deprem sonrası insani yardım, gıda, giyim gibi ihtiyaçlar için Konya'nın seferber olduğunu söyledi.
Bölgedeki sebze hallerinin zarar görmesi dolayısıyla çiftçilerin ürettiği ürünlerin tarlada kalma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğuna dikkati çeken Petek, "Burada ürünlerini değerlendirebilecekleri bir piyasa yok. Ürünleri götürebilecekleri en yakın iller de bu şekilde olduğu için Hatay'daki çiftçi gerçekten zor durumda. Biz de neler yapabiliriz diye düşündük, taşındık. Buradaki ürünleri Konya'ya taşıyarak pazar ve hal esnafı aracılığıyla ürünleri elden çıkarmayı planlıyoruz." diye konuştu.
Petek'in yaptığı ziyaretin ardından lahana ve marul gibi ürünlerin Konya'ya satışı yapıldı, hasat zamanı yaklaşan çilekler için de bağlantılar oluşturuldu.
- Samandağ'da enkaz döküm alanının değiştirilmesi talep edildiSamandağ'da çiftçilik yapan İsmail Zubari ise bölgedeki enkaz döküm alanının sosyal alanlara, tarım arazilerine yakın olmasının olumsuzluk yarattığını söyledi.
Molozların Samandağ çevresindeki vadi, tarım arazisi olmayan, bitki örtüsü zayıf, çorak yerlere dökülmesinin daha doğru olacağını vurgulayan Zubari, şunları kaydetti:
"Burada hakim rüzgar, 6-7 ay denizden karaya doğru eser. Buradaki tozlar Samandağ'ın tarımına, insanına zarar verecektir. Buralar Samandağ Ovası'nın batısında yer alan verimli tarım arazileri olan bölgeler. Bölgeye has bitkileri olan, kendi habitatını yaratmış bir alan. Burasının yok edilmemesini yetkililerden rica ediyorum. Belediyenin, kaymakamlığın, kadastronun elinde bilgiler vardır. Yerleşim alanlarına en uzak, döküm için en uygun yeri onlar bilirler, yeter ki kısa bir araştırma yapsınlar."