Faili meçhul kavramı lügatten kalktı

Türkiye'de son on yılda insan hakları ve demokratikleşme noktasında yaşanan değişimi konu edinen yazı dizimizin ikinci bölümünde Bireysel başvuru hakkı, Eylem Planı, Temel Hak ve Özgürlükler alanında gerçekleştirilen reformları masaya yatıyoruz.

ASLAN DEĞİRMENCİ

Yurttaşlara, insan hakları ihlallerinden dolayı Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunma hakkı getirildi. Hakkını arayan vatandaşımızın artık AİHM'e kadar gitmesine gerek kalmadan, ülke içinde kanun yollarını daha etkin kullanma imkanı getirildi. Geçte olsa mevzuatımızda insan haklarına aykırı, ayrımcılık içeren tüm unsurlar ayıklandı ve ayıklanmaya devam ediliyor.

AİHM'in ülkemiz aleyhine verdiği kararlar ise tek tek masaya yatırıldı. Bu noktadaki sorunları gidermek için derhal mevzuat değişiklikleri hazırlanmaya başlandı. İlk defa aynı alana yönelik olarak "İnsan Hakları İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Taslak Eylem Planı" hazırlandı.

Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığı kurulması ise devrimi taçlandırdı. Bu sayede Türkiye'de AİHM önündeki devlet savunmalarının hazırlanmasından ve AİHM kararlarının icrasının takibinden yasal olarak sorumlu bir birim kurulmuş oldu.

Yargılamanın iadesi

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ek 13 nolu protokolü doğrultusunda Anayasa'dan ölüm cezasına ilişkin hükümler de çıkartıldı. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınması sağlandı. Hukuk ve ceza yargılamalarında, AİHM içtihatları doğrultusunda, yargılamanın iadesi yoluna başvuru hakkının kapsamı genişletildi, izlenen prosedür kolaylaştırıldı. AİHM kararları doğrultusunda idari davalar açısından da yargılamanın iadesi yoluna başvurma imkanı getirildi.

Yurt dışı kısıtlamasına son

Çalışmalara ara verilmeden insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda bağımsız şekilde çalışmalar yürütmek üzere BM Paris İlkelerine uygun olarak Türkiye İnsan Hakları Kurumu kuruldu. Yurt dışına çıkma yasağı sınırlandırılmış ve vatandaşlık ödevinin yerine getirilmemesi nedeniyle vatandaşın yurt dışına çıkışının sınırlandırılmasına son verilmiştir. Yurt dışına çıkma hürriyeti, sadece suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve ancak hakim kararıyla sınırlandırılabilecek.

Kürt Sorunu

Doğu ve Güneydoğu'da terörden veya terörle mücadele esnasındaki uygulamalardan maddi zarar görenlere 5233 sayılı kanunla tazminat talep etme hakkı getirildi. Şimdiye kadar 3 milyar 'ye yakın tazminat ödemesi yapıldı.Kürt meselesini, terör meselesinden farklı görerek Kürt vatandaşlarımızın demokratik haklarından doğan makul, meşru ve mantıklı kültürel talepleri karşılandı ve karşılanmaya devam ediliyor. Faili meçhul cinayetlerin üzerine de gidilerek aydınlatılmaya başlandı ve sorumlular yargının karşısına çıkartılarak "faili meçhul" kavramı ortadan kaldırıldı.

Mahkumlara özel düzenleme

Yapılan düzenlemeyle kapalı cezaevinde bulunan resmu00ee evli hükümlüler eşleriyle görüşebilme imkanı sağlandı. Evlilik bakımından herhangi bir süre sınırlaması bulunmadığı gibi suç türü bakımından da herhangi bir sınırlama getirilmedi. Yakınlarının cenazesine katılması veya yakınlarının hastalığı nedeniyle hükümlü veya tutuklulara verilen mazeret izinlerinde hükümlü veya tutuklunun nerede kalacağı hususuna açıklık getirilmektedir. Hükümlü veya tutuklu; öncelikle evinde, ikinci derece dahil kan ve kayım hısımlarının evinde, güvenli görülen başka bir yerde veya gidilen yerde bulunan kapalı ceza infaz kurumunda kalabilecektir. Belirtilen bu yerlerden hangisinde kalacağına gidilen yerin valisi tarafından karar verilmesi sağlandı.

Basın özgürlüğü

Basın Kanunu da yenilendi ve kişi hakları ile özel hayatın korunmasına yönelik düzenlemeler getirildi. Basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçlarının suç aleti oldukları gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemeyeceği anayasal güvence altına alındı. Geniş bir demokratikleşme imkanı sunan 3. Yargı Paketiyle Terörle Mücadele Kanununun 6.maddesinin 5. fıkrasında düzenlenen ve ileriye dönük olarak yayın durdurma kararı verilebilmesini öngören hüküm yürürlükten kaldırıldı. Mahkemelerce daha önce verilen yasaklama ve toplatma kararlarının hükümsüz hale gelmesi sağlandı.

Yine 3. Yargı Paketiyle basın ve yayın yoluyla ya da diğer düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup, adlu00ee para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlara ilişkin dava ve cezaların ertelenmesi, erteleme kararından itibaren 3 yıl içinde aynı suçun işlenmemesi halinde de dosyanın işlemden kaldırılması imkanı getirildi. İfade özgürlüğünü kısıtladığı yönünde eleştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 301 inci maddesi değiştirildi, uluslararası düzenlemeler ve uygulamalar da dikkate alınarak eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağı de yönündeki hüküm korurken; bu suçtan dolayı soruşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlandı. 5680 sayılı Basın Kanunu'nda yapılan değişiklikle, AİHM kararlarına uygun olarak, basın organlarının haber kaynaklarını açıklamaya zorlanamayacağı hüküm altına alındı. Böylece basının demokratik toplumlardaki fonksiyonu gözetilerek kamunun bilgilenme hakkını en geniş zeminde kullanması sağlandı. Bu güvence bilahare yasalaşan 5187 sayılı Basın Kanunu'na da alındı. Basın ve yayın yoluyla işlenen suçlarda dava açılabilmesi için süre şartı getirildi. Öte yandan basın ve yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezalar ertelendi. İleriye yönelik yayın durdurma cezası da kaldırıldı.

YARIN: Yargı Bağımsızlığı ve Hukuk Devleti, Adil ve Etkin İşleyen Bir Yargı Sistemi, Terör suçlarında düzenleme