Koca bir yaz tatilini geride bıraktık. Fakat Eylül ayında bir başka güzel olan kesinlikle görülmesi gereken yerler var. İşte haberimizde bu şehirleri sizler için derledik.
Tatil demek yalnızca Temmuz-Ağustos veya sömestr tatili demek değildir. Bunun en güzel kanıtı ise her mevsimde gidilecek onlarca destinasyon olması. Sonbahar yavaş yavaş kendini hissettirmeye başlamışken, Eylül ayında gidilecek en keyifli rotaları sizin için hazırladık:
TÜRKİYE
1- BOZCAADA
Naifliğin, doğallığın ve huzurun, denizin ortasındaki bir adada dolu dolu yaşandığını Bozcaada’da hissetmemek imkansız. Yaz sezonunun yoğunluğu Bozcaada’nın Arnavut kaldırımlı sokaklarını yavaş yavaş terk ettiğinde, Rum Mahallesi’nin duruluğu, meydandaki kafelerin samimiyeti, Polente Feneri’ndeki günbatımı, Mitos Plajı’nın rahatlığı ortaya çıkıyor. Siz de daha sakin bir Bozcaada tatili arzuluyorsanız Eylül ayında adanın keyfini çıkarabilirsiniz.
2- KAŞ
Yalnızca Türkiye sınırları ile kalmayan ününü doğal güzelliğine borçlu olan Kaş, güneyin en güzel mevsimleri ilkbahar ve sonbaharda insana kendini cennette hissettiriyor. Kuzeyde havalar serinlemeye başlarken, güney sahilleri güneşin en güzel zamanlarını sizin için çalıyor. Antik çağlardan beri önemi fark edilen Kaş’ın altın sarısı kumlu plajlarında sezonun son deniz keyfini yaşayıp, Likya Yolu’nda geçmişe yolculuğa çıkmak apayrı bir keyif olmalı! Eylül ayı Kaş için; hem kalabalıktan arınmış hem de yaz aylarına nazaran daha ılıman sıcak havası ile ideal.
3- DOĞU KARADENİZ
Doğanın en saf ve belki de en görkemli hali Karadeniz’in yaylalarında saklı. Yeşilin onlarca tonu olduğuna şahit olduğunuz Karadeniz Dağları, yaylalarında huzuru ve temiz havayı bulduğunuz yayla evleri, olabildiğince iyi kalpli ve misafirperver insanları ile doğal bir mucizeye tanıklık ediyor. Her sabah tertemiz havayı ciğerlerinize alarak başladığınız gününüz, yemyeşil yaylalar arasında dolaşarak geçiyor. Tabiatla iç içe, büyük şehirlerin kalabalığından uzakta bir seyahat için en doğru tercih.
4- ASSOS
Güneşin bizlere en sıcak günleri yaşattığı günlerin birer birer eksildiği Eylül ayında, Kuzey Ege’nin kendine has köyü Assos bir hafta sonu kaçamağı için baştan çıkarıcı bir teklif olabilir. Henüz Antik Çağlarda keşfedilmiş olan güzel konumu ve doğasını zengin tarihi ile birleştiren Assos, masmavi denizi, şehir hayatından sizi kısa sürede olsa korumayı başaran dingin yaşantısı ile yoğun bir sezona başlamadan önce ilaç gibi gelebilir. Tarihi taş sokaklarında gezinmeli, berrak denizin tadını bol bol yüzerek çıkarmalı!
5- DATÇA
Ege ile Akdeniz’in buluştuğu Datça Yarımadası; bir feribot uzaklığındaki Bodrum'un yaz sezonundaki kalabalık nüfusu, sabahlara dek süren eğlenceleri, "happy hour" partilerine karşılık çok daha dingin, rahat ve sanki bir gün 24 değil de 36 saatmiş gibi yaşayan bir destinasyon. Doğanın ve doğallığın büyük bir özen ve özveri ile korunduğu Datça sakin ve gösterişsiz plajlarında güneşin son demlerini sürmek, salaş restoranlarında birbirinden leziz yemekleri yemek, akşamüstü yürüyüşleri yapmak ve Eylül ayının duru güzelliğini yaşayabilmek için ilk tercih edilecek adreslerden.
YURTDIŞI
1- BARCELONA, İSPANYA
Evet, ılıman iklimi sayesinde İspanya’nın renkli şehri Barcelona’ya yılın her döneminde kolaylıkla gidebilirsiniz. Bizim Eylül’de gitmeyi tercih etmemizin sebebi ise; yazın oldukça popülerleşen sahil kıyısının sakinleşmeye başlaması, havaların hala sıcak olması, bisiklete binerek özgürce Barceloneta’da dolaşabiliyor olmamız! Gaudi’nin bir şehre ruhunu verdiği mimari eserlerini, Parc Guell’in nefes kesen peyzaj düzenlemesini, tapas barların neşesini doya doya Eylül ayında yaşayabilirsiniz.
2- SAN FRANCISCO, ABD
Sonbaharın hafif serinliğini yaşayıp, "of çok sıcak" ya da "çok üşüdüm" demeden rahatlıkla gezebileceğiniz bir Eylül ayı deneyimi; tabi ki San Francisco için geçerli. Şehir hayatı içinde sunulan özgürlüğü her köşesinde hissettiğiniz San Francisco! Dalga dalga yükselip inen tepeleri ve caddelerinin ardında muazzam manzaralar saklıyor. Şehrin tüm yaş gruplarını bir arada görebileceğiniz Union Square'i, şehri bir gökkuşağı canlılığına çeviren rengarenk sıra sıra dizilen evleri, yokuşu olan caddeleri aşan nostaljik tramwayları ve şehirle özdeşleşen Golden Gate Köprüsü şehrin özgün ve özgür ruhunu yansıtıyor.
3- MALTA
Akdeniz’in kendine has, güçlü tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü adası Malta. Yaz aylarının fazlasıyla sıcak geçtiği bu Akdeniz adasına seyahatiniz için Eylül ayını tercih etmemizin sebebi ise; hem bunaltan sıcaklarından uzakta hem dedeniz-kum-güneş üçlemesinin keyfini çıkarabiliyor olmanız. St. John Şövalyeleri’nin görkemli hikayesi ile yaşayan adanın iç içe geçen şehirlerinin hareketliliği, tarihi binaları, gösterişli bahçeleri ve daha da önemlisi deniz keyfi yapabileceğiniz Comino ve Gozo Adaları, Malta’yı seçmemizin başlıca sebepleri.
4- BUENOS AIRES, ARJANTİN
Güney Yarım Küre’de yer alan Arjantin’in en sıcak ayları Ocak veŞubat oluyor. Eylül ayında rotamızı Buenos Aires’e çevirdik çünkü çiçeklerin dallarında açtığı, sokakların renklendiği ilkbaharın başlangıcı bu topraklarda… Dünyanın en renkli evlerine sahip, şehrin ilk yerleşim bölgesi La Boca, Avrupa’nın bohem semtlerini gerisinde bırakan Palermo- Soho, Latin Amerika modern sanat koleksiyonuyla MALBA, Arjantin mutfağını ve sofra kültürünü tecrübe ederek öğrendiğiniz Argentine Experience, sanat galerileri ve butikleriyle ünlü Puerto Madero Buenos Aires seyahatiniz için seçtiklerimiz.
5- PALERMO, SİCİLYA
Avrupa’nın en sıcak şehirlerinden biri olan Palermo yaz aylarında fazlasıyla sıcak oluyor. Eylül ayı ise, bunaltıcı sıcakların şehri terk ettiği, güneşin yine de gökyüzünde parlayıp size şort- tişört dolaşma imkanı sunduğu bir güzelliğe sahip. Tarihte Müslümanlardan Kutsal Roma İmparatorluğu’na kadar farklı güçlere ev sahipliği yapan şehir 2. Dünya Savaşı’nda büyük hasar görse de kendine özgü karakterini, sanat eserlerini ve müzelerini bugüne taşımayı başarmış. Müzeleri, sarayları ve plajları Eylül ayının Palermo’da size çok iyi geleceğini müjdeliyor!