KENAN ADEM KIZILAĞIL/ ANKARA
Gezi Parkı protestoları ile başlayan olaylar Türkiye'nin birçok iline sıçradı. İç huzurunu sağlamak için önemli bir süreçten geçilen şu günlerde bu olayların yaşanması farklı çevrelerden açıklama geldi. Memur-Sen yaptığı açıklamada sağduyu çağrısı yaparken, STAM Başkanı Behçet Canöz, PKK terörünü yıllarca besleyenler çözüm sürecinde örgütsüz kalmamak için "uykudaki" örgütlerinin harekete geçirildiğini söyledi. Ayrıca İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu ise, iş dünyası olarak ekonomik istikrara yönelik ciddi tehdit oluşturucu emarelerden son derece endişe duyduklarını bildirdi.
Hak arayışı, hak gaspına dönüştü
Çevreye duyarlı kişi ve gurupların sivil itaatsizlik olarak başlayan eylemlerin, provokatörlerin ve marjinal gurupların devreye girmesiyle Türkiye'nin huzuruna istemeyenlerin senaryosuna dönüştüğünü vurgulayan Memur-Sen, "Bugün ulaştığı nokta itibariyle eylemler hak talebi olmaktan çıkıp doğrudan hak gaspına dönüşmüştür. Özellikle büyük şehirler olmak üzere esnafın işyerini açması engellenerek evine ekmek götürme hakkı, ambulansların önü kesilerek tedavi hakkı, medya araçları yakılarak basın hürriyeti ve haber alma özgürlüğü, öğrencilerin okullara ve dershanelere gitmesi imkansız hale getirilerek eğitim hakkı ve turistler dahil insanların seyahat etme özgürlüğü gasp edilmiştir" şeklinde açıklama yaptı.
Tek yürek olma zamanı
Gelinen süreçte dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulunan Memur-Sen, Başta gençler olmak üzere milletimizin sivil itaatsizlik hakkını başkalarının hukukuna zarar vermeden kullanmalarının, kaosu artıracak ve derinleştirecek davranışlardan uzak durulmasının oynanmak istenen oyunu bozacağına inandıklarını, Büyük Türkiye idealini gerçekleştirmek için 76 milyon tek yürek, tek ses olunması ve küresel aktör olma yolunda birlikte ilerlenmesi gerektiğini söyledi
Esed hücreleri hareketlendirildi
Sivil Düşünce Toplumsal Araştırmalar Merkezi Başkanı (STAM) Başkanı Behçet Canöz, "Barış sürecinin olumlu bir şekilde seyrinden fevkalade rahatsız olanlar 1955 Eylülündeki olayları hortlatma provası yapıyorlar. Bir darbe ortamı oluşturma telaşındalar. Halbuki Şeflik zihniyetinin çoktan öldüğünden haberdar değiller ya da bunu kabullenmek istemiyorlar" diye konuştu.
Karanlık eller devrede
PKK terörünü yıllarca besleyenler çözüm sürecinde örgütsüz kalmamak için "uykudaki" örgütlerini harekete geçirdiklerini belirten Canöz, PKK olmazsa, DHCHKP-C, Hizbullah, Türk Şamanlar, El Kaide, Sarı Kız, Ay Işığı, Yakamoz, Eldiven, Balyoz, Ulusalcı gibi örgüt- oluşumları devreye soktuklarını vurguladı. Canöz, terörü "sektör" olarak gören, ulusal ve uluslararası şer odakları kanlı planlarını uygulamak için imkan ve ortam oluşturmaya çalıştıklarını ileri sürdü.
"Reyhanlı saldırısı işaret fişeğiydi"
Reyhanlı saldırısı ile işaretler verildiğini anlatan Canöz, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Başbakana yönelik 'katil' iftirası olayların saptırılmasında bir dönüm noktasını teşkil etmekte. Saldırıyı yapanları değil de güvenlik güçlerini suçlayıcı tavır, bugün de gezi parkı olayında da görülüyor. Park olayı 'gözünün üstünde kaşın var' bahanesi. Asıl amaçlanan; 2014'te yapılacak olan yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini olabildiğince geciktirmek, mümkün olursa yaptırmamak. Çünkü seçimle iktidar olamayacakları aşikar olanlar. Zinde güçlerle işbaşı yapmak istiyorlar. 367 dayatması gibi bir seçenekleri kalmadı. 'Şeflik' zihniyetinin o günkü temsilcisi, 'Siyasete kan bulaştı' sözüyle kandan siyaset üretmeye çalıştı. Bundan dolayı Reyhanlı katliamından sonra Başbakana 'katil' diyen anlayışı pek de yadırgamamak gerekir. Bu, Taksim Parkı olayları onlar için rutin bir iftira süreci."
Ağaç sevgisi aldatmaca
"Türkiye'ye sığınan mazlumları 'terörist' ilan eden, mülteci kamplarını bombalama planları yapanlarla yan yana bulunmaktan yüzü dahi kızarmayanların bu ağaç sevgisi sahtedir aldatmacadır" diyen Canöz, "İnsana saygısı olmayanın ağaca da toprağa da hayvana da hayata da sevgisi saygısı olmaz. Onların hiçbir inanca kanaate ve düşünceye saygısı yoktur. Suriye'ye gelecek barış Türkiye'ye de barışı getirecektir. Çünkü Türkiye'deki terörün kaynağı Suriye rejimi ve Esed müntesipleridir" şeklinde konuştu.
Demokrasi cinayeti olmasın!
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, İş dünyası olarak ekonomik istikrara yönelik ciddi tehdit oluşturucu emarelerden son derece endişe duyduklarını bildirdi. Tellioğlu, Taksim meydanının yeniden düzenlenmesine karşı çıkan protestocu grupların son bir haftadır gösterdikleri aşırı tepkilerin, demokratik haktan çok demokrasi cinayetine doğru gittiğini İş dünyası olarak üzüntüyle izlediklerini ifade etti.
"Barışın bozulmasına müsaade etmemeliyiz"
Aksi halde haklıyken haksız duruma düşülebileceğine işaret eden Tellioğlu, şunları kaydetti: "İş dünyası olarak ekonomik istikrarımıza yönelik ciddi tehdit oluşturucu emarelerden son derece endişe duymaktayız. Uluslararası ve yerli sermayenin, demokrasisine ve siyasi istikrarına güvenmediği ülkelere ve bölgelere Yatırım yapmadığını iş dünyası olarak iyi biliyoruz."
Sağduyu ile hak aranmalı
Tellioğlu, sözlerine şunları da ekledi: "Dünyanın ekonomik krizle boğuştuğu bu günlerde ekonomik istikrar avantajımızı bozacak demokrasi ve hak mücadelesinin demokrasiye uygun şekilde yapılmasından yanayız. Hükümetimizin de bu olaylardan gerekli mesajı aldığına kanat ederek halkımızdan da provokatif sürece giden eylemlerin dışında kalarak ülkemizin demokratik, ekonomik ve sosyal barış düzeninin bozulmasına müsaade etmeme adına sağduyuyla hareket etmesini istirham ediyoruz."