Ülkenin genelinde yaşanan yüksek enflasyonun etkisiyle kiralara getirilen yüzde 25 zam sınırı, ev sahiplerini durduramadı. Özellikle büyükşehirlerdeki kiracılarını ve ev sahiplerini etkileyen bu durum, ev sahiplerinin yeni taktikler geliştirmesine yol açtı.
Son dönemde, kira gelirlerini artırmak isteyen ev sahipleri, geleneksel yöntemlerin ötesine geçerek "paylaşımlı ev" kavramını hayata geçirdi. Bu taktikte, bir evi birden fazla kişiye kiraya verme stratejisi benimsendi. Ancak bu yaklaşımın beraberinde kaçak pansiyonculuk endişelerini de getirdi.
Ev sahipleri, "paylaşımlı ev" adı altında kira gelirlerini artırmayı amaçlasalar da, bu uygulama kaçak pansiyonculuk faaliyetlerinin artmasına da yol açtı. Evlerin oda oda kiraya verilmesiyle oluşturulan bu tür "paylaşımlı evler", aslında kaçak pansiyonculuk işlevi görebiliyor. Bu durum, yasal düzenlemelerin ve denetimlerin önemini bir kez daha gündeme getirdi.
Hukuki açıdan mümkün olabilirHukuki açıdan bakıldığında, bir evin birden fazla kişiye kiraya verilmesi mümkün olabilir, ancak tüm kiracılarla ayrı ayrı sözleşmelerin yapılması gerektiği vurgulanıyor. Bu şekilde, kiracıların hakları ve sorumlulukları daha net bir şekilde belirlenebilir.
TRT Haber'e konuşan Avukat Emel Özbek'e göre, son dönemde artık kiracı-ev sahibi ilişkisinin ötesinde ticarethane benzeri bir ilişki gözleniyor. Evlerin adeta otel gibi yatak yatak kiraya verildiği bu durum, kiracıların da haklarını koruma noktasında endişe yaratıyor.
Evin birden fazla kişiye kiraya verilmesi, apartman sakinlerini ve kat mülkiyeti düzenlemelerini de etkileyebilir. Bu nedenle, hukuki çerçevenin netleştirilmesi ve denetimlerin sıklaştırılması önem taşıyor.
Özbek, bu konuyla ilgili de şu bilgilendirmeyi yaptı:
Bu durumda da hem yaşanılan apartmandaki kişiler için ciddi bir güvenlik sorunu ortaya çıkıyor. Hem de artık kiracı-ev sahibi ilişkisinden ziyade sanki müşteri ve ticarethane ilişkisi varmış gibi görünüyor. Bu da ciddi bir vergi kaybına sebep olabilir. Eğer iş yeri gibi kullanıldığını görüyorlarsa yönetim planında meskenin iş yeri gibi kullanılamayacağına dair bir karar alabilirler.
Yüzde 25 zam limiti uygulamasıNormal şartlarda, TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) verilerine dayalı olarak hesaplanan kira artış oranları, hükümet tarafından getirilen düzenleme sonrasında yüzde 25 ile sınırlandırıldı. Bu düzenleme ile 11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2023 tarihleri arasında yenilenen kira sözleşmelerinde, kiracılara yüzde 25'in üzerinde zam yapılamayacağı belirlendi. Ancak bu sınırlama yalnızca konutlar için geçerli olup, işyeri kiraları için böyle bir sınırlama bulunmamaktadır.
Konutta kira artışlarını sınırlayan bu düzenleme, 2022 yılında Resmi Gazete'de yayınlandı. Bu çerçevede, 11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2023 tarihleri arasında yenilenen kira sözleşmelerinde yüzde 25'ten fazla kira artışı yapılamamaktadır. Bu sınırlama, 2023 yılında bir yıl daha uzatılarak 2024 yılına kadar geçerliliğini korudu. Bu sayede, konut kiralarının artış oranı yüzde 25'i geçmeyecek şekilde belirlenmiş oldu ve yüzde 25'i aşan sözleşmeler geçersiz sayılmaktadır.
Bu düzenleme kapsamında, bir yıl süreyle kira artış oranı hesaplanırken TÜFE'nin yerine sabit bir oran uygulanmaktadır. Eğer 12 aylık TÜFE ortalaması yüzde 25'in altında ise, kira artışı düşük olan oranla gerçekleştirilecektir. Bu sınırlamalar sayesinde, kiracıların kira ödemelerindeki artışlar kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır.