Koronavirüs salgının ardından milyonlarca çalışan ya evden çalışma modeline geçti ya da çalışma gün ve saatlerinde dönüşümlü modele geçerek iş yerinden çok evde vakit geçirmeye çalıştı.
Bu iki modelde de işlerini sürdürme imkanı olmayanlar ise geçici süreliğine evlerinde istirahate çekildi.
Salgın sonrası kısa çalışma ödeneği, borç erteleme, kredi ve finansman desteği, vergi ve prim ödemelerine istisna ve öteleme gibi çok sayıda tedbir ve destek paketi hayata geçirilirken iş yerleri kiralarına ilişkin ise sürpriz bir madde Meclis'te görüşülecen torba tasarının içerisine eklendi.
TORBA TASARIDA SÜRPRİZ MADDE
Söz konusu maddeye göre; 1 Mart - 30 Haziran tarihleri arasında iş yeri kirasının ödenmemesi tahliye nedeni sayılmayacak.
İş yeri için alınan bu karar sonrası koronavirüs sonrası ekonomik olarak sıkıntıya düşenlerin ödemekle yükümlü oldukları konut kiraları için de uygulanıp uygulanmayacağı merak edilmeye başlandı.
Kimi ev sahipleri bireysel olarak adım atarak kira almayacağını açıklasa da hukukçular konuyu yasal zeminde değerlendiriyor...
MÜCBİR SEBEP KOŞULLARI OLUŞTU
Koronavirüs nedeniyle iş yerlerinin kapatılmasına yönelik karar alındığı da göz önüne alındığında söz konusu işyeri ve mağazalara ilişkin kira sözleşmelerinin akıbetlerine yönelik hukuki nitelendirme yapıldığında mücbir sebep koşullarının oluştuğunun kabulünün mümkün olduğuna dikkat çeken Avukat Burak Alcan, ''Özellikle kapalı alanlarda sosyalleşmenin mümkün olduğunca terk edilmesi gerektiği bu günlerde, kira sözleşmelerinde mücbir sebep maddesine ilişkin salgın hastalık ibaresi eklenilmemiş olsa dahi uygun illiyet bağının kurulduğu ölçüde mücbir sebep koşullarının uygulanması ve kiracıların kira bedellerini ödememeleri gerektiği ifade edilmelidir.'' diye konuştu.
LOKANTA VE RESTORANLAR AYRI DEĞERLENDİRİLEBİLİR
Ancak son dönemlerde neredeyse tüm satışını paket servis ile gerçekleştiren ve ciro kaybını çok az seviyede yaşayan lokanta ve restoranların da bulunduğunu kaydeden Alcan, ''Mücbir sebebin ve uygun illiyet bağının her somut olaya uygulanması kendi koşulları altında incelenmeli ve şartları özel olarak ele alınıp değerlendirilmelidir'' dedi.
DEVLETİN KAPATTIĞI YERLER ORTAK GİDERLERİ ÖDEMEYEBİLİR
Kat maliklerinin mağazalarını resmi karar uyarınca kapatmış olmaları halinde ortak gider kalemlerinin ödenmeyebileceğini, resmi karar dışında kalmasına rağmen tercihen iş yerlerini kapatanların ise ortak gider kalemlerinden mahrum olamayacağını belirten Alcan sözlerini şu şekilde sürdürdü;
''634 sayılı kat mülkiyeti kanunu 20. Maddesinin c fıkrası ‘’ Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz’’ hükmü gereğince ortak giderlerin karşılanmasından imtina etmenin mümkün olmadığı açıkça ortadadır. Bu itibarla resmi karar haricinde kapatılan mağazalar için ortak giderlerin ödenmesine yönelik imkansızlık ve aşırı ifa güçlüğü hal ve şartlarının oluşması durumunda TBK madde 138 hükmü gereği ortak giderlerin ödenmemesi ya da indirim yapılmasına yönelik uyarlama kurumunun uygulanması söz konusu olacaktır.''
KONUT KİRALARI İÇİN YASAL BOŞLUK VAR
Konut kiralarına ilişkin ise konutların kullanımına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı durumun söz konusu olmadığının altını çizip, yetkililerin tavsiyelerinin de evde kalmaya yönelik olması sebebiyle bu aşamada konut kiralarının ödenmemesini gerektirecek hukuki şartların oluşmadığını da vurgulayan Alcan, salgın nedeniyle gelirlerin tamamen ortadan kalktığı da göz önünde bulundurulduğunda tarafların ortak bir yol bulması gerektiğini ancak bu noktada da yasal boşlukların mevcut olduğunu dile getirdi.
6,7 MİLYON KİRACI VAR!
Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2019 verilerine göre; Türkiye’de 23,6 milyon hane bulunuyor. Bu hanelerin 13,2 milyonu kendi evinde yaşarken, 6,7 milyonu kiracı, 3,2 milyonu ev sahibi. Ayrıca, 371 bin hane ise lojmanlarda yaşıyor. Geri kalanların ise ev sahipliği bulunmamakla beraber kira ödemiyor.
YENİ ŞAFAK