El-Kebîr (c.c.) esmasının manası : Her hususta pek büyük, Kibriya (büyüklük, ululuk) sahibi. Büyüklüğünü ancak kendisi bilen ve büyüklüğü hiçbir mahluk tarafından bilinmeyen ve hiçbir zamanda bilinemeyecek olan mutlak ve hakiki büyük demektir.
El-Kebîr الكبير Büyük.
Fazileti ve faydaları : *Her gün 100 kere ” Ya Kebîr celle celâlühû ” ism-i şerifini okumaya devam ederse insanlar arasında sevgi ve muhabbet görür, saygı ve değeri artar. * Her gün 232 kere ” Ya Kebîr celle celâlühû ” zikrine devam eden eşler arasında sevgi bağları kuvvetlenir. * 5 vakit namazdan sonra 232 kere ” Ya Kebîr celle celâlühû ” zikrine devam eden iyi bir makam sahibi olur, herkes tarafından sevilir. * Anlaşamayan karı-kocanın yemeklerine okunarak yedirilirse anlaşır ve güzelce geçinirler. * Yâ kebiyru entellezî lâ tehdil ukûlü li vasfı azametih.” duasına devam edenler borçlarından kurtulurlar. Rızıkları da artar. * Makam veya rütbesi tenzil edilenler yedi gün oruçlu olarak bin er defa okumaya devam ederlerse tekrar rütbe ve makamlarına nail olurlar. * Devamlı olarak bu ism-i şerif ile zikredene ilim kapıları aralanır. İnsanlar tarafından hürmet edilir, insanlara karşı heybetli gözükürler. * Büyüklerin yanındaki işlerin husulü için, mezkur adet (232) okunur. * Haksızlıkla vazifesinden uzaklaştırılan kimse oruçlu olarak bin er defa okursa Allah’ın izni ile tekrar vazifesine avdet eder. * Günde yüz defa okuyan kimse halk içinde şerefe nail olur. * Borç altında ezilen kimse her gün bin defa okursa Allah’ın izni ile borcunu ödemeye muvaffak olur.
El-Kebîr esmasının ebced değeri, zikir sayısı, zikir günü ve zikir saati : Ebced değeri ve zikir sayısı ; 232 Zikir günü ; Perşembe Zikir saati ; Müşteri (Sabah güneş doğarken ve ikindi namazı sonrası. Gece okumalarında tam gece yarısı.) Vücut haritasındaki yeri (Zikri hangi organa iyi gelir.) : Sol kürek altı ve böğür. Gezegeni : Pluto.
İçinde El Kebir İsm-i şerifi geçen Kur’an ayetleri : 1-) Rad suresi 9. ayet عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْكَبِيرُ الْمُتَعَالِ Okunuşu : Âlimul gaybi veş şehâdetil kebîrul muteâl(muteâli). Anlamı : Görünen (şahit olunan) ve görünmeyeni (gaybı) bilir. Büyüktür, Âlîdir (Yücedir). 2-) Hac suresi 62. ayet ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ هُوَ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ Okunuşu : Zâlike bi ennallâhe huvel hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihî huvel bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr(kebîru). Anlamı : İşte böyle, çünkü O, “Hakk”tır. Ve Muhakkak ki O’ndan (Allah’tan) başka dua ettiğiniz (taptığınız) şeyler, onlar bâtıldır. Muhakkak ki Allah, O, Âli (yüce)’dir, Kebir’dir (büyüktür). 3-) Lokman suresi 30. ayet ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ Okunuşu : Zâlike bi ennallâhe huvel hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihil bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr(kebîru). Anlamı : İşte bu, Allah’ın hak olması sebebiyledir. Ve O’ndan başka taptıkları şeyler mutlaka batıldır. Muhakkak ki Allah; Âli’dir (yüce), Kebir’dir (büyük). 4-) Sebe suresi 23. ayet وَلَا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ عِندَهُ إِلَّا لِمَنْ أَذِنَ لَهُ حَتَّى إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ قَالُوا الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ Okunuşu : Ve lâ tenfeuş şefâatu indehû illâ li men ezine lehu, hattâ izâ fuzzia an kulûbihim kâlû mâzâ kâle rabbukum, kâlûl hakka, ve huvel aliyyul kebîr(kebîru). Anlamı : Ve O’nun huzurunda, kendisine izin verdiği kimseden başkasının şefaati bir fayda vermez. Onların kalplerinden korku giderilince: “Rabbiniz ne buyurdu?” dediler. (Onlar da) “Hakkı buyurdu.” dediler. Ve O; Âli’dir (çok yüce), Kebir’dir (çok büyük).