Mustafa Şentop'tan yeni anayasa için "uzlaşma formülü" önerisi

TBMM'nin önceki Başkanı Mustafa Şentop, 2011'de oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu tecrübesini paylaşarak, "Anlaşılabilecek kadar kısım üzerinde anlaşılır, anlaşılamayacak kısımlar ya mevcut anayasadaki hükümlerle ya da milletimizin onayına sunulmak suretiyle aşılabilir." dedi.

Eski Meclis Başkanı Şentop, yeni anayasa çalışmaları, önceki yıllardaki uzlaşma arayışları ve yaşanan tartışmaları AA muhabirine değerlendirdi.

Anayasa tartışmalarının Türkiye'nin en kadim tartışmalarından olduğunu ifade eden Şentop, 1940'lı yıllardan günümüze anayasa tartışmalarının devam ettiğini söyledi.

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun 2011 ve 2013 yılları arasındaki çalışmalarına işaret eden Şentop, bu tarihe kadar tartışmalar anayasada değişiklik yapmak üzerinden yürürken, 12 Haziran 2011 seçimlerinde bütün kampanyaların yeni anayasa tartışmalarıyla devam ettiğini ve seçimden hemen sonra yeni anayasa çalışmalarının başladığını hatırlattı.

Şentop, 1961 ve 1982 anayasalarının da komisyonlarda çalışılarak hazırlandığını ancak bu komisyonların milleti temsil eden komisyonlar olmadığını belirtti.

"Muhalefetin eleştirilerini haklı bulmuyorum"

Anayasalarda iki bölüm olduğuna, birinci bölümde insan haklarıyla ilgili düzenlemelerin bulunduğuna, ikinci bölümde devletin yapısının düzenlendiğine dikkati çeken Şentop şunları kaydetti:

"Hukukçu olmayanların anayasa bakışıyla baktığınızda sanki ilk olarak insan haklarıyla ilgili kısmın daha önemli olduğu şeklinde bir kanaat ortaya çıkıyor. Halbuki öyle değildir. İnsan haklarıyla ilgili düzenlemeler, ilkesel, soyut düzenlemelerdir. Bunları realize edecek, uygulamaya aktaracak olan devletin kurumsal mimarisiyle ilgili esas teşkilat düzenlemeleridir. Anayasa hukukçularının bildiği bir şey vardır. 'Bir anayasada hangi bölüm eksik olursa o metin anayasa olmaya devam eder?' diye sorarsanız; temel haklarla ilgili bölümü eksik olan bir anayasa, anayasa olur. Ama esas teşkilatla, kurumsal mimariyle ilgili bölüm eksikse ona 'anayasa' diyemeyiz. O zaman sadece bir insan hakları belgesinden söz edebiliriz. Nitekim bazı anayasalarda temel haklarla ilgili bir bölüm yok, önceki anayasa hükümlerine ve Fransız İnsan Hakları Bildirgesine atıf yapıyorlar. Dolayısıyla anayasalarda esas olan kısım kurumsal mimari kısmıdır. Bu düzgün düzenlendiği zaman insan hakları, temel haklarla ilgili düzenlemeler de hayat bulur, gerçeklik kazanır."

Muhalefet partilerinin 2007 yılından sonra yapılan anayasa değişikliklerine olan eleştirilerine yönelik Şentop, "Biz, bu değişikliklerin Türkiye'nin daha iyi yönetilmesi ve gerçek manada anayasadaki düzenlemelerin hayata geçirilmesi bakımından önemli olduğu kanaatindeydik. Nitekim ortaya çıkan sonuçlar da bizim tezimizi doğrulayan sonuçlardır." diye konuştu.

Şentop, muhalefetin bu eleştirilerini haklı bulmadığını söyledi.

"Anayasa konusundaki samimiyetimizi göstermek için eşit temsili kabul ettik"

Önceki Meclis Başkanı Şentop, 2011 yılında başlayan uzlaşma arayışlarından neden sonuç alınamadığına yönelik soruya, "Hükümet sistemi tartışmaları sebebiyle sonuç alınamadı." yanıtını verdi.

O dönem yeni anayasa çalışmaları kapsamında 25 bin civarında sayfaya ulaşan görüş topladıklarını anlatan Şentop, "Bu görüşler değerlendirildi. Orada oluşturduğumuz yapı içinde her partiden arkadaşlarımız vardı. Biz de AK Parti'yi temsilen orada görev yaptık." ifadelerini kullandı.

Bunun her partinin eşit temsil edildiği bir yapı olduğunun altını çizen Şentop, "Anayasa konusundaki samimiyetimizi göstermek için eşit temsili kabul ettik. Bu, AK Parti'nin, o zaman Başbakan olan Cumhurbaşkanı'mızın önerisiydi. Her partiden üçer kişinin katıldığı bir komisyon oluşturuldu." diye konuştu.

"FETÖ, AK Parti'nin hükümet sistemi önerisi üzerine aleyhte yayınlar yapmaya başladı"

Bu çalışmalarda 60 civarında madde üzerinde tam mutabakat sağlandığını hatırlatan Şentop, devamında tartışmaların hükümet sistemi üzerinden çıkmaza girdiğine işaret etti.

O zaman da AK Parti'nin hükümet sistemiyle ilgili önerisinin başkanlık sistemi üzerine olduğunu ve o önerideki bölümün birkaç küçük değişiklikle 2017'de kabul edildiğini dile getiren Şentop, o dönemde yaşananları şöyle anlattı:

"Biz, bu öneriyi verdiğimiz zaman kategorik olarak diğer partiler 'Böyle bir öneriyi tartışmayacağız' dediler. Bir süre böyle devam ettikten sonra müzakereler yürümez hale geldi ve konu kapandı, başarısızlıkla sonuçlandı. Bir şeyin burada altını çizmek isterim, o tarihlerde, yeni anayasa çalışmalarına, Uzlaşma Komisyonu çalışmalarına kendi yayın organlarında destek veren FETÖ, AK Parti'nin hükümet sistemi önerisi 'başkanlık sistemi' olarak ortaya çıktıktan sonra Uzlaşma Komisyonu çalışmaları aleyhine yayınlar yapmaya başladı. Bu konuda AK Parti'nin önerisinin aleyhinde eleştirel yazılara, yurt dışında da bazı kesimlerce bu tür siyasi içerikli eleştirel yayınlara şahit olduk."

"AK Parti, eşit temsili kabul ederek ve çalışmaya sahip çıkarak samimiyetini gösterdi"

Bu çalışmaların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Tam mutabakat sağlanan maddeleri Meclis'ten geçirelim" şeklindeki önerisini hatırlatan Şentop, "Bu bir meydan okumaydı aslında. Şu anlamda önemliydi; bu yapılabilirse ikinci bir çalışmayla geri kalan kısmı da tamamlanabilirdi. Hatırlıyorum o zaman Sayın Kılıçdaroğlu önce buna sıcak bakabileceklerini ifade etmişti, daha sonra ise 'Diğer partiler de buna sıcak bakarsa veya diğer maddelerde anlaşırsak olur' gibi bir noktaya çevirdi işi ve çalışma sonuçsuz kaldı." diye konuştu.

Mustafa Şentop, AK Parti'nin eşit temsili kabul ederek ve çalışmaya sahip çıkarak yeni anayasa konusundaki samimiyetini ve kararlılığını gösterdiğini vurguladı.

Esas tartışmanın hükümet sistemi tartışması olduğunu ifade eden Şentop, hükümet sistemi tartışmasının da 16 Nisan 2017'deki halkoylamasıyla milletimiz tarafından bir sonuca bağlandığını belirtti.

"Samimiyet olduğu takdirde formüller geliştirilebilir"

Önceki Meclis Başkanı Şentop, 1982 Anayasası'ndan herkesin şikayetçi olduğunu kaydederek, "Şikayetçiysek; o zaman samimiyetle ve kararlılıkla bu şikayetçi olduğumuz şeyi değiştirelim, sadece şikayetçi olmakla kalmayalım." dedi.

Samimiyet olduğu takdirde formüller geliştirilebileceğini dile getiren Şentop, "Türkiye, şimdiye kadar halkın seçtiği temsilciler eliyle bir anayasa yapmamış. Darbe döneminde hazırlanmış ve halkın onayına sunulmuş metinler var. Burada bununla ilgili bir yapım yöntemi üzerinde konuşulmalı ve anlaşılmalı." ifadelerini kullandı.

Bütün maddeler üzerinde mutabık kalınacak bir metnin çıkarılmasının zor olduğunu kendisinin de kabul ettiğini belirten Şentop, "Mutabık kalınan ve kalınamayan kısımlar olabilir. Mutabık kalınamayan kısımlarda bir alternatif olarak mevcut anayasa hükümleri kenarda tutulabilir. Yüzde 70'inde mutabık kalındı ama yüzde 30'unda mutabık kalınamadı mesela; o zaman mevcut anayasanın o hükümleri mutabakat sağlanamayan kısımlar için varlığını sürdürebilir. Ama bu yeniden değerlendirilmiş, ele alınmış ve kabul edilmiş bir metin, böylece yeni bir anayasa olarak ortaya konabilir." değerlendirmesinde bulundu.

"Eski anayasa hükümleri olursa, yeni bir anayasa olur mu?" sorusunun abes bir soru olduğunu kaydeden Şentop, "Yeni bir anayasa yazsanız da mutlaka mevcut anayasanın birçok hükmünü, aynı cümlelerle ya da farklı cümlelerle koruyacaksınız. Yeni anayasa demek anayasadaki her cümleden farklı cümlelerle kurulmuş bir anayasa demek değil esasen. Önemli olan anayasanın bütünlüğü, ortaya koyduğu anlayış, oluşturduğu paradigma ve ruhu." görüşünü paylaştı.

"Yeni anayasa, 'Türkiye Yüzyılı'nın Anayasası' olarak isimlendirilmeli"

Yeni anayasaya; Türkiye'yi geleceğe taşıyacak, Türkiye Yüzyılı anlayışıyla hazırlanmış bir metin olarak bakmak gerektiğinin altını çizen Şentop, "Yeni anayasa, 'Türkiye Yüzyılı'nın Anayasası' olarak isimlendirilmeli." dedi.

Daha önceki anayasaların olağanüstü şartlar içerisinde yapıldığına işaret eden Şentop, "Türkiye'de ilk defa çok partili demokratik hayat içerisinde milletin temsilcileri eliyle yapılmış bir anayasa olacak." ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa konusundaki iyi niyet ve kararlılığın her şart altında yeni anayasa yapılmasına imkan sağlayacağını dile getiren Şentop, "Uzlaşma Komisyonu tecrübesi de bunu gösterdi. Siyasi partilerin şüphesiz farklı görüşleri, önerileri olur. Anlaşılabilecek kadar kısım üzerinde anlaşılır, bunun ben çoğunluğunu teşkil edeceği kanaatindeyim, ama anlaşılamayacak kısımlar ya mevcut anayasadaki hükümlerle ya da milletimizin onayına sunulmak suretiyle aşılabilir." değerlendirmesini yaptı.