Prof. Murat Ali Yülek, Trump'ın ekonomi ve diğer ülkelere uyguladığı yaptırım politikalarının, 20 trilyon dolar dış borç ile dünyanın en yüksek borcuna sahip ülkesi ABD'ye olan kısa ve uzun vadedeki etkilerini AA muhabirine değerlendirdi.
ABD ekonomisinin Bush döneminde bazı sıkıntılar yaşadığını anlatan Yülek, bu yavaşlamanın Obama döneminde bir miktar düzeltildiğini ifade etti. Amerikan ekonomisindeki ilerlemenin geçen ay dokuzuncu yılına girdiğini söyleyen Yülek, bu iyileşme sürecinin de Obama döneminden geldiğini, Trump'ın ilk yıllarına pozitif olarak yansıdığını belirtti.
Prof.Dr. Yülek, "Trump, kendine has bazı politikalarla, Amerika'da büyümeyi daha da arttırmayı hem de tekrar dünyanın kendi deyimiyle en büyük gücü yapmayı hedefledi." dedi.
Trump'ın ekonomi politikalarını iki ana gruba ayıran Yülek, şunları kaydetti:
"Trump'ın iki temel ekonomi politikası var. Biri vergileri düşürmek, harcamaları belli bir alana yaymak. Diğeri ise Amerika'nın aşırı ithalatını, ticari açığını kesmek, bununla da Amerika içindeki sanayileşmeyi yeniden hızlandırmak ve Amerikan ekonomisini yeniden güçlendirmek.
Bunları ele aldığımız zaman şu anda Amerikan ekonomisi hakikaten hızla gidiyor. Neden? Tüketim arttı aynı zamanda şirketler de kendi önlerinin açık olduğunu düşünmeye başladılar. Bazı yatırımları da yaptılar. Bunun neticesinde Amerika şu anda hızlı bir büyüme kaydediyor. Ancak altını tekrar çizecek olursak daha evvel Obama dönemindeki ekonomideki yapılan hareketlerin olumlu eğilimlerinin bunda önemli etkisi var. Fakat bu büyüme kısa dönemli olacak, bu kesin. Yani şu anda sürmesi bile büyük bir başarı. Çünkü biraz daha beklediğimizden yavaş hareketlendi büyüme. Şu an da oldukça yüksek seviyelere çıktı fakat Trump'ın bu içe dönük, korumacı politikaları Amerika'nın ekonomik gerileyişinin tohumlarını ekiyor."
"Bush ve Reagan döneminde de aynısı oldu"
Bush ve Reagan döneminde ekonomi açıdan benzer politikaların uygulandığının altını çizen Yülek, "Amerika, vergileri düşürmenin bire bir veya daha fazla bütçe açığına yansıdığını deneyimledi. Şu anda bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı giderek büyüyor hatta tutulamaz seviyelere geliyor. Bu durumun aynısı Bush ve Reagan döneminde de oldu. Arkadan gelen sosyal demokrat hükümetler durumu toparlamak zorunda kaldılar. Hem Clinton hem Obama döneminde Amerika'da bütçe açığı ve bütçe açığının gayrisafi hasılaya oranındaki ekonomiyi rahatlatan düşüşü ve bu oranın kontrol altına alınması sosyal demokrat hükümetler sırasında yapılan bütçe sıkılaştırıcı politikalar sayesinde oldu. Şu anda da bunlar çok düşük değil, Obama ve Clinton döneminde de çok düşmedi ama en azından eğilim kırıldı ve yukarı doğru olumlu bir geçiş sağlandı." ifadelerini kullandı.
Trump'ın da vergileri düşürücü politika uyguladığını belirten Yülek, bu defa kontrol edilemeyecek seviyede, orta vadede Amerika'nın bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranını arttıracağını ve bu yüksek oranın kontrol edilmesi çok zor noktalara da gelebileceğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Yülek, şöyle devam etti:
"Trump'ın vergileri düşüren politikas 2018 ve 2019'da ekonomiyi olumlu etkileyecektir ama 2020'lere doğru bütçe açığı sebebiyle ekonomi uçurumdan aşağı gitme tehlikesi içine girebilir. Çünkü bu bütçe açığıyla Amerika dünyanın en büyük borcu olan devleti. 20 trilyon dolara yakın borçları var. Bunun üzerine bir de gittikçe büyüyen bütçe açığı gelirse toplam borçları artık çok zorlu bir dönemece girebilir. Bu kriz, Trump'ın son 2-3 yılında görülmeye başlanacak. Bu sefer de piyasadaki ittifakçıların, piyasa uzmanlarının Amerika'ya bakış açısı ister istemez bir noktadan sonra değişecek. Maliye açısından Amerika şu anda çok yanlış şeyler yapıyor. Bunların olumsuz etkisini de belli bir süreç içinde göreceğiz."
"Trump, çelik gibi fayda vermeyecek sektörleri kurtarıyor"
ABD'de son dönemde yaygınlaşan "sektör kurtarma" sürecini de değerlendiren Yülek, şunları kaydetti:
"Trump'ın yaptığı en büyük hatalardan biri çelik endüstrisini kurtarmak. Seçim vaadlerinden biri eski çelik ekonomisi olarak bilinen Amerika'yı ve özellikle eski sanayi havzasını (Rust belt) güçlendirmek olduğu için bunu gerçekleştirmeye çalışıyor. Ancak, çelik sektörü, artık katma değeri son derece düştüğü ve bir meta yani ticari mal (commodity) sektöründe olduğu için para kazandırmayan bir alan. Amerikan ekonomisi şu anda geldiği durum sebebiyle nereden para kazanır ona bakması gerekiyor. Amerika, ancak yüksek teknolojik ürünlerden para kazanabilir. Çünkü, Amerika'da şu anda bir internet ve bilgi ekonomisi önde gidiyor."
Trump'ın iktisadi anlayışına da değinen Murat Ali Yülek, "Yani çelik gibi bir sektör kaybedilmiş olabilir. Yeni bir teknoloji çıkarsa ötekiyle rekabet etmeyi bırakabilirsin. Ancak dinamik bir ekonomiysen bunun yerine gelen diğer sektörler bunun eksiğini kapatır. Hatta buna 'yaratıcı yıkım' (creative destruction) denir. Trump'ın iktisadi anlayışına göre bu kabullenilmeyecek bir durum. Bunun bedelini Amerikan ekonomisine ödetecek." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Yülek, Trump'ın olmayacak sektörlerde iş yaratmaya çalıştığını söyleyerek, geride kalmış dünya ülkeleri gibi kaybedilen sektörleri kurtarmaya çalıştığını bunun ekonomiye çok büyük bir maliyetinin olduğunun altını çizdi. Yülek "Her şeyi bir tarafa bırakın çelik sektöründe herkesi çalıştırmak o kadar kolay değildir. Çin'deki ücret 150- 200 dolar olabilir ancak Amerika'da 150-200 dolara çelik sektöründe bir insanı çalıştıramazsınız. Hispanikleri bile çalıştıramazsınız." ifadelerini kullandı.