Suriye rejimi lideri Beşşar Esad'ın en güvendiği isimlerden olan ve savaş suçlaması yöneltilen Baas Tugayları'nın iki numarası Ömer el-Aroub, elini kolunu sallayarak Fransa'ya gitti.
el-Aroub'un sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar uluslararası kamuoyunda gündem olurken, Fransız medyasına göre Suriyeli isim, "Suriye Paralimpik Komitesi Başkanı" olarak 24 Ağustos-29 Ağustos tarihleri arasında Paris'e gittiği belirtildi.
Olimpiyat komitesi açıklama yapmadıSuriye'nin gelecek yıl yapılacak etkinliğe katılacak bir takımı olduğu resmi olarak teyit edilirken, Fransız medya kuruluşu TF1, el-Aroub'un bu toplantıya katıldığını doğruladı.
Avrupa'da yayın yapan bazı Suriyeli muhaliflere yakın medya kuruluşları da el-Aroub'un Esad ile çekilmiş fotoğraflarının yanı sıra kamuflajlı fotoğraflarını da paylaştı.
El-Aroub'un kontrolü altındaki askerlerin Suriye'de işkence ve katliam yaptıklarına dair iddialar gündeme getirilirken, Paris'teki Olimpiyat Komitesi konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.
Suriye'nin Siyasi GörünümüDışişleri Bakanılığı'ndan alınan bilgilere göre, 1946 yılında bağımsızlığını kazanan Suriye’de, 1963 yılında Arap Sosyalist Baas Partisi darbeyle yönetimi ele geçirmiştir. 1970 yılında parti içi darbeyle iktidarı ele geçiren Hafız Esad, 1971 yılında Cumhurbaşkanı olmuş ve bu görevi 10 Haziran 2000 tarihindeki vefatına kadar yürütmüştür. Yerine oğlu Beşar Esad geçmiştir.
Beşar Esad’ın iktidara gelmesinden hemen sonra Suriye’de demokratikleşme, insan hakları ve ifade özgürlüğü alanlarında kısa süren nispi bir açılım dönemi yaşanmıştır. “Şam Baharı” olarak adlandırılan bu dönem 2001 Şubat ayında son bulmuştur. Bu tarihten itibaren Suriye, dış politikada karşılaştığı sorunları da ileri sürerek siyasi reformlardan uzaklaşmıştır. Ülkede demokrasi ve reform talep eden çok sayıda muhalif 2005 Ekim ayında “Şam Deklarasyonu”nu imzalamış; ancak bu muhaliflerin bir kısmı daha sonra hapse girmiş, bir kısmı ise ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır.
2011 yılı başında Tunus ve Mısır’da başlayan ve “Arap Baharı” olarak adlandırılan hareketler Suriye’yi derinden etkilemiştir. Suriye’de halkın Deraa’da başlattığı gösteriler 16 Mart 2011 tarihinden itibaren ülke geneline yayılmış, güvenlik güçlerinin başvurduğu aşırı gücün etkisiyle Suriye kendini bir şiddet sarmalının içinde bulmuştur.
İhtilafın barışçı şekilde çözüme kavuşturulmasını teminen bölgesel ve uluslararası alanda ortaya konan çeşitli plan ve yol haritalarını uygulamaya yanaşmayan Suriye rejimi, daha özgür ve demokratik bir Suriye özleminden beslenen meşru talep ve beklentileri dile getiren halkın tüm kesimlerini “ülkenin barış ve istikrarını bozmayı amaçlayan teröristler” olarak suçlamış ve bu talepleri aşırı şiddet kullanarak bastırma yoluna gitmiştir.
Bunun neticesinde, 500 binden fazla Suriyeli hayatını kaybetmiş, 6,6 milyon civarında kişi ülke içinde yerlerinden edilmiş, 5,6 milyona yakın Suriyeli komşu ve diğer ülkelere sığınmıştır. Ülkemiz halihazırda 3,7 milyonu aşkın Suriyeliye evsahipliği yapmaktadır.