SÜLEYMAN KARAKULLUK
YILLARIN usta gazetecisi; hemşerim, ağabeyim, dostum Hüseyin Gökçe'nin Çıra Yayınları'ndan çıkan "Yaşadım ve Yazdım" isimli kitabı, kendi hayatını anlattığı bir biyografik roman...
Denizli'den başlayıp halen İstanbul'da devam eden basın yayın hayatını, gazetecilik dışında uğraştığı işlerini, hatıralarını, gezilerini, dostlarını, hüzünlerini, sevinçlerini anlatırken, adeta Hüseyin Gökçe romanı okudum...
Şimdi size bu biyografik romandan kısa alıntılar aktarmak istiyorum.
384 sayfalık, resimlerle desteklenen bu çalışma gerçekten takdire şayan... Yazdıklarının bazı bölümlerinde, benim de bildiğim ve duyduğum kısımlar olması, kendimi ayrıca mutlu etti.
ESKİ YILLARA YOLCULUK
1947 yılında, Denizli'nin DENİZLER kasabasından başlayan hatıralar, İstanbul'da hitam buluyor.. Önce ailesinden, dedesinden, amcasından, annesinden, çocukluğundan bahseden Hüseyin Gökçe, 1950'li, 60'lı, 70'li, 80'li, 90'lı ve 2000'li yıllara götürüp götürüp getirdi beni.
GAZOZ KAPAĞINDAN BU İÇİRMEK
* Hastane bahçesinde, yavrusuna su içirecek bir kap bulamayan anne, susuzluktan çatlamak üzere olan minik yavrusuna bir damla su içirmenin çaresini gazoz kapağında bulur.
* Çok sevdiği annesinin ölümü ise onun yüreğinde ayrı bir yara açar.... Ve yıllarca bu acının verdiği vicdan azabıyla başa çıkmaya çalışır...
* Daha çocuk yaşta, Kurban derisi toplanmasına yardım etmekten karakola düşer.
UNUTAMADIĞI ÖĞRETMENİ
* Küçükken kekemeliğini gidermek için çırpınan bir asker eşi olan öğretmenini unutamaz. Yıllar sonra çok sevdiği öğretmenin izini bulmak için yollara düşer.
ERTUĞRUL ÖZKÖK KİMİN DAMADI?
* Ünlü gazeteci Ertuğrul Özkök'ün, Denizli'nin ünlü siyaset adamlarından Hüdai Oral'ın damadı olduğunu bu biyografik romandan öğrendim ben.
* Bir dönemin ünlü şarkıcı ikizleri Meral-Zühal kardeşlerle, çocukluk arkadaşı olduğunu da...
BABA YANINDA BAĞDAŞ KURULMAZ
* Babasından çekindiği için yanında bir kere bile bağdaş kurmadığını okudum. Ve aklıma benim babam Hafız Emin Karakulluk geldi hemen.. Ben de onun olduğu odada, bırakın bağdaş kurmayı, bacak bacak üstüne atmayı, hatta bacak uzatma bile yapmadım.
ÜSTADIN KALECİ OLAN OĞLU
* Üstad şair Necip Fazıl Kısakürek'in en küçük oğlu Osman Kısakürek'in Denizlispor'da kalecilik yaptığını öğrendim. Hüseyin beyin de, Osman Kısakürek ile o yıllarda çok iyi bir dostluk kurduğunu okudum.
* Prof. Dr. Cevat Akşit hocaefendiden okuduğunu ve onunla organize ettikleri bir tiyatro sahneye koyduklarını öğrendim.
* Şimdilerin İzmir BŞB Başkanı Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer'in Denizli'de savcılık yaptığını ilk kez duydum.
KORKUT ÖZAL'LA AYNI APARTMANDA
* İstanbul'a ilk geldiği yıllarda Korkut Özal ile aynı apartmanda oturduğunu, onun apartman yöneticisi görevini devraldığını okumak güzeldi.
* Aynı yıllarda kendisine, hemşehrimiz ünlü yazar, gazeteci ve karikatürist Gürbüz Azakkol kanat germiş. Tercüman Gazetesi'ne onun sayesinde girmiş ve onu mahçup etmemiş.
GÖKTEN KURBAĞA YAĞDIĞINI GÖRMÜŞ
* 21 yaşında Hacca gittiğini ve kara yoluyla gidilen Hac seyahatinde yaşananları okurken heyecanlanmamak mümkün mü?
* 1988 yılında Kâbe'de tavaf ederken, gökten nasıl kurbağa yağdığını buradan öğreniyoruz.
TAVASLI GÂNİ EFE...
* Kitabın bir yerinde benim de çok yakından tanıdıdım hatta aynı mahalleden olduğumuz Tavaslı Gâni Efe'den de bahsediliyor. Bizim memleket Tavas ve civarında Gâni denilince herkes çok çekinirdi... Oysa rahmetli babam, onun çok korkak biri olduğunu söylerdi. Nitekim Hüseyin Gökçe de, Gâni Efe'nin korkak biri olduğunu söylüyor. Peki onunla nasıl buluşmuşlar dersiniz? Bir yazısından dolayı hapse düşmüş. Hapiste ona Tavaslı Gâni Efe sahip çıkmış. Ondan çok yardım gördüğünü, kendisini koruyup kolladığını söylüyor. Demek ki, bizim kötü bildiğimiz Gâni Efe'nin iyi hastelleri de varmış. Gâni Efe'nin hayatının uzun yılları hapislerde geçmişti, yıllar sonra cezası bittikten sonra çıktı ve yapayalnız öldü..
TANIDIĞI ÜNLÜ GAZETECİLER
* Biyografi'de ünlü gazetecilerle ve yazarlarla tanışıklığından bahsediyor Hüseyin Gökçe... Necip Fazıl Kısakürek, Gürbüz Azak, Hekimoğlu İsmail, Vehip Sinan, Ahmet Kabaklı, Ergun Göze, Tarık Buğra, Rauf Tamer gibi...
EROL SİMAVİ BAYRAM NAMAZINDA
* Hürriyet Gazetesinin efsane patronu Erol Simavi'nin bir bayram namazı hatırasını ilk kez bu kitapta duydum... Demek ki o ünlü Simavi bayramdan bayrama olsa da camiye gitmiş... Gitmekle de kalmamış, caminin imamıyla sohbeti artırmış onu evine davet etmiş, ağırlamış...
MATİLD MANUKYAN'IN SEÇMEN KAYDI
* Gökçe, bir dönem seçmen yazım memuru olmuş... İlginçtir ki o yılların vergi rekortmeni Matild Manukyan'ın seçmen kaydını yapmış Şişli'deki evinde...
GEZDİĞİ ÜLKELERİ ANLATIYOR
* Zaman zaman ara verdiği gazetecikten sonra ticaretle uğraşan Hüseyin Gökçe, bu sayede çok sayıda ülkeye gitme fırsatı bulmuş. Sonradan Rahmetli Orhan Kural'ın başkanlığını yaptığı Gezginler Kulübü'nde etkin görevlerde bulunmuş...
* Özal döneminde, bazı işadamlarının vergi iadesi fırsatını nasıl sulandırdıklarını da yazmış.
DOĞU PERİNÇEK'LE TANIŞMASI
* Doğu Perinçek'le tanışması ve onunla Pekin ördeklerini nasıl atıştırdıklarını okumak da ilginçti.
* Mimar Cengiz Bektaş'la dostluğunu anlatırken, ağaçların kesilme saatinin ne kadar önemli olduğunu anladım.
* Gezdiği ülkelerde şahit olduğu ilginçlikleri, o ülkelerin demografik ve sosyollojik yapılarını okumak da güzeldi.
DEMİREL'E DANIŞMAN OLDU
* Süleyman Demirel'e cumhurbaşkanlığı döneminde danışmanlık yapması ve Rahmetli Demirel'in çok özel durumları.... Demirel zamanında Çankaya Köşkü'ndeki davet masasındaki örtüye yapılan yama ve yamanın görünmemesi için alınan önlem... Komik geldi doğrusu...
İKİZ KULELERİN YIKILMASI
* 11 Eylül 2001'de İkiz Kuleler yıkılmadan bir gün önce o kuleleri gezmiş olmak nasıldı dersiniz. Amerika, sanıldığı kadar güçlü değilmiş hissinin uyanması...
Hepsini burada anlatırsam işin tadı kaçar... En eyisi bu kitaptan edinip, biyografi romanın keyfini çıkarın...