Bakü Çokkültürlülük Merkez İcraçı Direktörü Revan Hasanov şunları söyledi;
Bu dönemden itibaren bizlerin üzerine daha fazla görevler düşüyor. Yapacağımız çalışmalarla, göreceğimiz işlerle otuz yıl boyunca Ermenilerin Karabağ'da işgal altında tuttukları topraklarda ulusal, manevi ve kültürel anıtlarımızı nasıl yerle bir ettiğini bütün dünyaya duyurmamız gerekiyor. Dünyanın göremediği, ya da görmek istemediği gerçekleri adeta bizler onların yüzüne karşı haykırmalıyız. Bakü'de ve Azerbaycan'ın diğer bölgelerinde kiliseler, tapınaklar, monastırlar ve diğer dini anıtlar gözbebeği gibi korunurken, onlar tarihin ve dinsel geçmişin mirası olarak değerlendirilirken, Ermeniler gerek işgal ettikleri bölgelerde, gerekse de Ermenistan diye tabir ettiğimiz Batı Azerbaycan topraklarında bu hassasiyeti göstermediler, bırakın hassasiyet göstermeği önlerine gelen her şeyi yakıp yıktılar, yerle bir ettiler.
Hasanov Bakü, Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi’nin 2014 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev tarafından kurulmasından bu yana geçen süre zarfında hep bu konular üzerine yoğunlaştığını, kültürlerin kesişme noktasında bulunan Azerbaycan’ın çokkültürlülük, tolerans ve hoşgörü konusunda ciddi bir geleneğe sahip olduğunu ve bu konuda dünyaya bir örnek sunduğunu vurgulayarak, ‘Azerbaycan’ın Ermenistan gibi asla tek uluslu bir devlet değil, tam tersi farklı etnik gruplara, kimliklere, dinlere sahip insanların ülkemizde barış ve huzur içinde yaşamını sürdürüyor. Bu savaş bizim dayanışma içinde olduğumuzu, hiçbir gücün bizi asla ve asla bölemeyeceğini gözler önüne serdi. Siperde olan kahramanlarımız düşmana karşı savaştılar, geriye kalanlarımızsa enformasyon savaşından düşmana karşı mücadele ettiler. Bu savaş düşmana karşı nefretimizin asla azalmadığını, tam tersi gün geçtikçe daha bilendiğini gün yüzüne çıkardı. Her bir Azerbaycan vatandaşı o günlerde sımsıkı sayın Cumhurbaşkanımız, Ali Baş Komutanımız İlham Aliyev etrafında sımsıkı kenetlendiler ve tüm topraklarımızı işgalden kurtardılar. Yine herkes huzur ve barış içinde o bölgelerde hayatlarına devam edecekler. Azerbaycan yine dünyaya çok ileri boyutta çokkültürlülük, barış ve hoşgörü modeli sunmağı sürdürecektir. Yine hangi ulusal, dini kimliği taşıması fark etmeksizin tüm Azerbaycanlılar ‘‘Azerbaycan’’ – dendi mi, içleri kıpırdayacaklar, onu yine Vatan olarak bilecekler. Kültürümüzü yaşatacak, gelenek ve göreneklerimize sahip çıkacak ve onları sonsuza dek yaşatacaklar.’ ifadelerini kullandı.