"Tarihçilerin Kutbu" olarak bilinen ve geçtiğimiz sene 25 Temmuz'da vefat eden Prof. Dr. Halil İnalcık, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Dr. İbrahim Kalın'ın girişimi ile çıkartılan Bakanlar Kurulu kararıyla Fatih Camii Haziresi'ne defnedilmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan daha sonra Halil Hoca için bir kabir inşası talimatını verdi ve yaptırılan geleneksel tarzdaki "ulema kabri" dün tamamlandı. Önümüzdeki salı günü de, Prof. İnalcık için Fatih Camii'nde mevlid okutturulacak.
Konuyu bugünkü yazısında gündeme taşıyan Habertürk yazarı Murat Bardakçı, kabrin açılışını şöyle anlattı: "Prof. İnalcık'ın Fatih'teki mezarının üzerinde yapılan ve inşası dün tamamlanan kabirde, Halil Hoca'nın ölüm yıldönümü olan önümüzdeki salı günü bir anma toplantısı düzenlenecek ve saat 16.30'da da Fatih Camii'nde mevlid okutulacak".
ERDOĞAN TALİMAT VERDİ
Bardakçı, kabrin hikayesini ise şöyle anlattı:
"Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cenazenin ardından Halil Hoca için bir kabir inşası talimatını verdi, vazifeyi Kültür Bakanlığı adına İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği üstlendi.
Türkiye'de asırlardan buyana alimlerin kabirlerinin üzerine "üstüvanu00ee", yani silindir şeklinde birer baş ve ayak taşı dikilirdi ve Halil İnalcık'ın kabrinde de bu adete uyuldu. Organizasyonu İstanbul Kültür Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz düzenledi, taşları Osmanlı "nakkaşhane" geleneğini devam ettiren Semih İrteş imal ettirdi ve ayaktaşındaki klasik tezyinatı da Semih İrteş hazırladı. Gelenek uyarınca kabirlerin baş kısmındaki taşa yazılması gereken tarih kitabesini günümüzün önemli hattatlarından Sabri Mandıracı yazdı ve Mandıracı'nın hattı günler süren bir çalışmanın neticesinde mermere yine eski usulle, yani el ile işlendi. Masrafları İstanbul Türbeler Derneği karşıladı ve İstanbul Valiliği ile Kültür Müdürlüğü'nün koordinasyonu ile yapılan kabir, dün tamamlandı.
Önümüzdeki salı günü, bu büyük alimin vefatının birinci yıldönümü münasebeti ile Fatih Camii'nde saat 16.30'da mevlid okutulacak..."
KABİRDEKİ MESAJDA NE YAZIYOR
İnalcık'ın kabrinin geleneksel yöntemlerle, ebcet hesabı yapılarak, el ile yazıldığını ve altın varakla işlendiğini söyleyen Bardakçı, kabre yazılan ifadeleri ise şöyle aktardı:
""Halil Hoca için "ebced hesabı" ile düşürülen ve son mısraı Hoca'nın vefat tarihi olan hicru00ee 1437'yi veren tarih manzumesi, şöyle:
'Kutb-ı aktab-ı müverru00eehu00een idi / Cümle asarı buna muhkem delu00eel // Rıhletiyle artık öksüzdür ilim / Böyle emretti bunu nazm-ı celu00eel // Şimdi mutlak Fatih'in bağrındadır / Fethi ondan dinliyorken biz melu00eel // Hüzn içinde söyledim tarih-i tam / Kalbi yıkdı hicr göçdü Mu00eer Halu00eel-1437'.
Şimdi de, mısraları günümüzün dili ve geniş yorumlama ile nakledeyim:
'O, tarihçilerin kutublarının kutbu, hepsinden yüksek mertebede idi ve yazdığı bütün eserler bunun böyle olduğunun delilidir. Vefatıyla ilim artık öksüz kalmıştır, herkesin günü geldiğinde öleceğinin bir emir olduğu da Kur'an'da zaten geçmektedir. Halil İnalcık, şimdi mutlaka Fatih Sultan Mehmed'in yanında, onun bağrındadır; İstanbul'un fethini bizzat ondan dinliyordur ama bizler burada üzgün ve boynu bükük haldeyiz. Böyle bir hüzün içerisinde tarih düşürdüm ve hicru00ee 1437'ye karşılık gelen 'Ayrılık kalbi yıktı, Halil Bey göçtü gitti' sözü vefatının tarihi oldu'."