İran Liderler Konferans Salonu'nda Başkan Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin "Suriye" konulu "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi" Tahran'da yapıldı. Erdoğan, zirvenin açılışı ve sonundaki basın toplantısında şu mesajları verdi: Astana ruhunun özünde asgari müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bunlar ise Suriye'nin siyasi birliğinin sağlanması toprak bütünlüğünü korunması ve ihtilafa barışçıl siyasi çözüm bulunmasıdır. İdlib sadece Suriye'nin siyasi geleceği için değil bizim milli güvenliğimiz ve bölgenin barış ve istikrarı için de öneme sahip.
FARKLI BİR YÖNTEM Her ne gerekçe ile olursa olsun İdlib'e yapılacak saldırı felaketle katliamla ve çok büyük bir insani dramla sonuçlanacaktır. İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı etkili mücadelede zaman ve sabır gerektiren farklı yöntemlere ihtiyaç var. İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. İdlib'de makul bir çıkış yolu bulmalıyız. Meseleyi Astana ruhuna uygun şekilde çözmeyi hedeflemeliyiz.
SİLAHI BIRAKIN Kİ SULH GELSİN Serbest ve adil seçimler yapılabilmesi için şartların bir an önce hazırlanmasına önem veriyoruz. İdlib'deki bombardımanların artık bir ateşkese şu anda adım atılmasında büyük fayda var. Burada bir ateşkesin sağlanması terör gruplarına karşı da alınabilecek tedbirleri yine ilgili arkadaşların yapacakları çalışmalarla bunu yapalım. Ateşkesin sağlanması çok çok önem arz ediyor. İdlib'de ortak kaygılarımızı dikkate alan makul bir çıkış yolu bulmalıyız. Nusra olsun HTŞ olsun hepsi için bir defa silahı bırakın. Silahı bırakın ki buraya sulh gelsin. Bu çağrıyı zirveden yapmış olalım.
TERÖRİSTLERİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRER Bize düşen Suriye'deki drama son vermektir. Yangını seyretmek yerine, söndürmenin yollarını arıyoruz. İdlib'e saldırılar siyasi süreci çökme noktasına getirir. Suriyeli sivillerin can güvenliğini hiçe sayan yöntemler teröristlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir fayda sağlamayacaktır. Özellikle büyük çileler çekmiş İdlib halkının yeni felaketlere maruz kalmasını asla arzu etmiyoruz. İdlib meselesi yeni acılara gerginliklere mahal vermeden Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmelidir.
YENİ GÖÇE GÜCÜMÜZ YETMEZ Bölgedeki sivil halkın korunması, terörist unsurların ayrıştırılması ve İdlib'in mevcut statüsünün muhafazası hayati önem taşıyor. Türkiye olarak İdlib'de 12 gözlem noktamız bulunuyor. Bu şekilde sahada sükunetin idamesi için önemli bir sorumluluk üstlendik. İdlib halkının kaçacağı yer Türkiye. Türkiye olarak biz şu anda zaten 3,5 milyona ev sahipliği yapıyoruz. İdlib'in şu anda nüfusu 3,5 milyon. Böyle bir 3,5 milyona daha ev sahipliği yapmaya bizim gücümüz de imkanlarımız da yetmez.
HEP BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ Müşterek olarak birlikte buradan olabilecek göçü engellemektir. Bunun için de terörle mücadelede başarılı olmamız lazım. Oradaki mülteci göç bunu durdurmamız çok büyük bir öneme haiz. Bu süreci artık sona erdirmenin yollarını bulalım çünkü Suriye halkı bir an önce kendi anayasasını, adil bir seçimi bekliyor. Bunu hep birlikte başarmamız lazım.
Bölgede varlığımız sürecek Erdoğan, "Bizler İdlib'e odaklanırken ve dünya gözlerini buraya çevirmişken, Fırat'ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor" diyerek, birtakım yabancı güçlerin bölgede DEAŞ ile mücadele bahanesiyle attığı adımların, bambaşka bir istikamete yöneldiğinin gizlenemez bir gerçek olduğunu belirtti. DEAŞ tehdidi ve tehlikesi kalmamış olmasına rağmen Amerika'nın bölgede bir diğer terör örgütünü güçlendirmeye devam etmesinden fevkalade rahatsız olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Suriye rejiminin de göz yummasıyla, Fırat'ın doğusunda güçlenen terör örgütü sahadaki varlığını, yabancı güçlerin desteğiyle kalıcı hale getirmeye çalışıyor. Türkiye, Suriye'nin siyasi coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır. Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre gereken adımları atmayı sürdüreceğiz" diye konuştu. Putin ile baş başa Erdoğan ve Putin, ikili görüşmeleri öncesi basın mensuplarına tokalaşarak poz verdi. Görüşmenin başında Erdoğan ve Putin'in samimi sohbeti ve gülüşmeleri dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, görüşmenin yapıldığı salonda Rusya Devlet Başkanı Putin'i beklerken, Kremlin Dış Politika Danışmanı Uşakov ile sohbet etti. Aynı anda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nın da Rus meslektaşı Lavrov 'la sohbet ettiği gözlendi. Basına kapalı gerçekleşen görüşme 45 dakika sürdü. Toplantıda Türk heyetinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın hazır bulundu. Rus heyetinden de toplantıya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ile Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov da katıldı.
Besmeleyle başladı Erdoğan, üçlü zirve öncesi Ruhani ile baş başa görüştü. Velencek Toplantı Salonu’nda Erdoğan’ı karşılayan Ruhani, kendisini Tahran’da görmekten mutluluk duyduğunu ifade etti. Ruhani, “Bugün 3 ülke olarak bölgesel sorunları çözmek üzere üçüncü zirve toplantımızı yapıyoruz. Bu görüşme, iki ülke meselelerini konuşmak ve müzakere etmek için de bir fırsattır. Tahran’a tekrar hoş geldiniz. Bu yolculuğunuzun iki ülke ve iki millet için hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. Baş başa görüşmenin basına açık bölümünde Başkan Erdoğan, sözlerine besmeleyle başladı. Erdoğan, “Bugün gerçekten çok önemli ve anlamlı bir gün. Günlerden de cuma. Soçi ve Ankara’dan sonra Tahran’da önemli bir görüşmeyi gerçekleştireceğiz” ifadesini kullandı. İki liderin görüşmesi 45 dakika sürdü.
Ruhani: Şam ile işbirliği yapılmalı İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Suriye'deki sorunu çözmek için Şam ile işbirliği önerisinde bulundu. Ruhani, "Barış ve istikrarın Suriye'ye geri getirilmesi mücadelenin önemli bir parçasıdır. Kalıcı bir barış elde etmenin terörizmle kesin mücadeleyle sağlanacağını biliyoruz" dedi. Ruhani, "Suriye'nin geleceği için her türlü yöntemde ilk ve son rol Suriye halkına aittir. İdlib'de terörizmle mücadele terör bitene kadar sürmelidir. Teröristlerin geri dönmesi ve Suriye'nin yeniden inşası için uluslararası toplum üstüne düşeni yapmalıdır. Orada kanunsuzca bulunan Amerika'nın mevcudiyeti derhal sona ermelidir" diye konuştu. Üç ülkenin işbirliğinin başlamasından itibaren tek amaçlarının bölgede barış ve güvenliğin sağlanması olduğunu belirten Ruhani, "İdlib'de sivillerin zarar görmemesi için tedbir almalıyız. Teröristleri silahlarını bırakmaları için teşvik etmeliyiz. İşbirliği barış sağlanana kadar sürmeli" dedi.
Ateşkes polemiği Dünyanın nefesini tutarak canlı izlediği zirvede, Erdoğan ile Putin arasında ateşkes polemiği de yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sonuç bildirgesinde ‘ateşkes‘ ifadesinin yer almasını istemesi üzerine, Rusya Devlet Başkanı Putin, "Siyasi çözümün somut boyutuna geçilmesi lazım. Koordinasyonumuzu arttırmayı teklif ediyorum. Burada silahlı muhalifler yok, masamıza katılmıyorlar. Türkiye Cumhurbaşkanı haklı ama biz teröristler adına konuşamıyoruz. IŞİD ve Nusra adına nasıl ateşkesten söz edebiliriz. Terör örgütlerinin saldırıları keseceklerini söyleyemiyoruz" karşılığını verdi.
Erdoğan’ın, “ateşkesi bölgedeki bütün gruplara bir çağrı olarak kullanalım” karşılığı üzerine de İran Devlet Başkanı Ruhani’den, “ateşkesin ortak temenni olduğu” yanıtı geldi. Bu tartışma sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 kez ‘ateşkes‘ kelimesini kullandı. Ancak ilerleyen dakikalarda Putin, "Erdoğan'ın teklifiyle bütün taraflara silahları bırakma çağrısında bulunduk" dedi.
Putin: Sadece İdlib’de kaldı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, daha önceki zirvelerde alınan kararların başarıyla uygulandığını belirterek, "Kalan terörist gruplar İdlib'deki ateşkes bölgesinde bulunuyor. Çeşitli provokasyonlar hazırlıyorlar. Bunların içerisinde kimyasal silah senaryoları da bulunuyor. Soçi'de yapılan Ulusal Suriye Kongresi Toplantısı'nda alınan kararları hayata geçirmeyi teklif ediyorum. Şimdiye kadar sorunları çözebildik ve aynı mekanizmaları bütün bu alanlarda kullanabiliriz" dedi. Putin, "Suriye'de yaşamın normalleşmesi bakımından Astana formatı çok yapıcı oluyor. Rusya hava kuvvetlerinin desteğiyle Suriye'nin batısı ve güneyi teröristlerden temizlendi. Erdoğan'ın teklifiyle bütün taraflara silahları bırakma çağrısında bulunduk. Ama sivil halk bahanesiyle Suriye hükümetine zarar verilmesi kabul edilemez. Kimyasal silah senaryoları, Suriye hükümetine zarar verme amacını taşıyor. Bizim elimizde silahlı grupların bu tür senaryoları sahneye kayacağına dair bilgiler var. İdlib'de birçok sivil var, onları dikkate almalıyız. Suriye'nin yeniden inşa edilmesi için uluslararası bir program oluşturmamız lazım" diye konuştu
İdlib’e saldırıyı önleyecek net bir kararın çıkmadığı Tahran’daki zirveyi çok sayıda basın mensubu takip etti. Amaçlarımız ortak Erdoğan, zirve sonrası İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile bir araya geldi. Görüşme Hamaney’in çalışma ofisinde gerçekleşti. Hamaney’in basın ofisinden yapılan açıklamaya göre Ayetullah Ali Hamaney, görüşmeyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. İran ile Türkiye’nin İslam dünyası için ortak amaçlara sahip olduğunu belirten Hamaney, “O yüzden İran ile Türkiye arasındaki siyasi ve ekonomik işbirliği geliştirilmelidir. İslam ülkelerinin birliği ve işbirliği, bölgedeki sorunların çözümünün temelini oluşturacaktır” görüşlerini paylaştı.
Çavuşoğlu ve Zarif'ten iki görüşme Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'ne katılmak üzere İran'a giden Erdoğan'ı Mehrabad Uluslararası Havaalanı'nda İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Muhammed Şeriatmadari, İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Protokol Müdürü Sadık Abdullahi, İran'ın Ankara Büyükelçisi Mouhammad Ebrahim Taherian Fard ve Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Rıza Hakan Tekin karşıladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu önceki akşam Tahran'da İranlı mevkidaşı Cevad Zarif ile görüştü. Çavuşoğlu görüşmeyi Twitter hesabı üzerinden duyurdu. Çavuşoğlu ile İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif dün de ikili bir görüşme gerçekleştirdi. MİT Başkanı Hakan Fidan da önceki gün Tahran'a gitmişti. Tahran'a giden heyette ayrıca Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yer aldı.
Astana ruhuna uygun adım atılacak Zirvenin ardından üç liderin ortak imzasıyla 12 maddelik Tahran Bildirisi yayımlandı.
1- Astana formatı, ülke genelinde barış, güvenlik ile istikrara katkı yaptı.
2- Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü vurgulandı.
3- İdlib'de Astana ruhuna uygun adım atılmasını kararlaştırmışlardır.
4- BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan oluşumların tamamen ortadan kaldırılması teyit edildi.
5- Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemez, siyasi süreçle sona erer.
6- Siyasi çözüm için anayasa çalışmaları başlatılmalıdır.
7- Bütün Suriyelilerin normal ve huzurlu bir hayata yeniden kavuşmalarına ve acılarının hafifletilmesine yönelik tüm çabalara destek olunmalı.
8- İhtiyaç duyan tüm Suriyelilere hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanması ve insani durumun iyileştirilmesini hedefleyen ortak çabaları sürdürmedeki kararlılıklarını yinelemişlerdir.
9- Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin ikamet ettikleri asıl yerlere dönüşleri sağlanmalı.
10- BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla yürütülen alıkonulanlar/kaçırılanların serbest bırakılması, kayıpların tespiti sağlanmalı.
11- Bir sonraki toplantı Putin'in davetiyle Rusya'da yapılacak.
12 - Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanları, Tahran’daki Üçlü Zirve’ye ev sahipliği yapmalarından ötürü İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye içten teşekkürlerini sundu.