Erdoğan: Saolsun ABD vermedi biz de kendi İHA'mızı yaptık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansı'nda yaptığı konuşmada, ABD'nin Türkiye'ye vermediği mühimmatlı İHA'ların artık yerli olarak üretildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansı'nda açıklamalarda bulundu. Konuşmasında İnovasyonun önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dünya çapında tanınan en az 10 küresel markala sahip olması gerektiğini söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin yaptığı İHA'lara da atıfta bulunarak, "Amerika'dan istedik ama kongreden geçmemişti. En son İsrail'den 10 tane aldık. Sağolsunlar bu komşular bizi mal sahibi yaptı" dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından notlar;

Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansı'nın başarılı geçmesini temenni ediyorum. Bilim, teknoloji, sanayi, enerji gibi alanların her biri bizim için önemlidir. Bilim ve teknolojiyi ilk sıraya yerleştirdik.

10 KÜRESEL MARKAYA SAHİP OLMALIYIZ

Bilim adamlarımızı, teknisyenlerimizi her zaman teşvik ettim ve yanlarında bulundum. Bilim ve teknoloji çalışmalarının teşviki konusundaki çalışmaları özellikle destekledim. Türkiye'nin geçtiğimiz 14 yılda ortaya koyduğu büyük sıçramada bu yatırımların önemli bir payı olduğunu biliyorum. Kendimizle 1.7 milyar nüfuslü İslam, 300 milyonluk Türk dünyasının umudu olduğumuzu biliyoruz. 2023 için bilim ve teknolojide de önemli hedefler belirledik. 2002'de binde 5'ti, araştırmalar için biz önce yüzde 1'e çıkardık, 2023 yılına kadar milli gelirden Ar-Ge'ye ayrılan payı yüzde 3'e çıkarmayı planlıyoruz. Teknopark sayımızı 2'den 63'e çıkardık. İnovasyon kültürünü hem kurumsal hem bireysel alanda köklü bir biçimde yerleştirmek mecburiyetindeyiz. Daha fazlasına ihtiyacımız var. Türkiye dünya çapında tanınan en az 10 küresel markaya sahip olmalıdır.

BU KOMŞULAR BİZİ MAL SAHİBİ YAPTI

Bizler bir basit tüfek yapamıyorduk. MİLGEM ile artık kendi gemilerimizi üretiyoruz ama yetmiyor. İnşanının yanı sıra bunun makinesini üretir duruma gelmeliyiz. Artık Türkiye İnsansız Hava Aracı'nı mühimmatlı olarak üretir hale geldi. Amerika'dan istedik ama kongreden geçmemişti. En son İsrail'den 10 tane aldık. Sağolsunlar bu komşular bizi mal sahibi yaptı. Bunlar artık operasyonlarda kullanılıyor.

SÖZ VERİRLER YERİNE GETİRMEZLER

Suriye ve Irak'ta süren terörizm batı ülkelerinin yanlış politikalarıyla küreselleşiyor. Bölgedeki kadim halklar adım adım yok ediliyor. Terörizmin yan etkilerinden biri olan mülteci sorunu birkaç ülkenin sırtına yüklenmiş durumda. Şuanda 3 milyon mülteci Türkiye'de. Birkaç gün önce BM Genel Kurulu'nda bu konu gündeme geldi. Türkiye'deki bu duruşu göstermiyorlar. Bize 3 milyar avro söz verdiler ama şuana kadar 179 milyon avro geldi. Söz verirler yerine getirmezler. Bizler yinede İslami görevimizi yerine getireceğiz.

400 DÖNÜM ARAZİDE SALTANAT SÜRÜYOR

Aynı kayıtsızlık terörle mücadele için de geçerli. Darbe girişimi yeni bir terör stilidir. Milletimizin darbecilerin karşısına dikilmesiyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ben milletimle gurur duyuyorum. Bu millet ne mübarek bir millettir. Bu millet F-16'lar onları korkutmadı. Helikopterlerden korkmadılar. Gerektiğinde tankların altına yattılar. Bu bir tarihtir. Dünyada bir örneği daha yok. Bu örgüt faaliyet gösterdiği her ülke için bir tehdittir. Bunu devlet başkanlarına söylüyorum ama dinlemiyorlar. Başta Amerika. Mahkemeler karar verecekmiş. 85 koli belge gönderdi. Onlar bizden isteyince paketleyip gönderiyoruz ama stratejik ortağımızdan bunu görmedik. Bir teröristi 17 yıldır 400 dönüm arazide saltanat sürüyor ama bize teslim etmiyorsunuz. Ya olduğun gibi olacaksın ya göründüğün gibi olacaksın. 170 ülkede faaliyetlerini sürdürüyorlarmış. Bizde bu ülkeleri uyarıyoruz.

BOYNUNUZDA DAHA ÇOK BOZA PİŞİRECEKLER

Bir taraftan güvenliğimizi, geleceğimizi tehdit eden bu sorunlarla uğraşırken bir yandan ekonomik refah seviyemizi artırmak için uğraşıyoruz. Dünyanın hala asgari yaşam şartlarının altında insanların bulunması çok acıdır. Buna çözüm bulacak BM gibi kurumlar maalesef çalışmıyor. Adalet sağlanamıyor. Bu yöndeki boşluk giderek artıyor. Biz Türkiye olarak 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek sesimizi yükseltiliyor. Bunlardan bir tanesi evet derse hepsi evet diyor. Böyle bir anlayış adalet getirebilir mi? Geçici ülkeler var bu yapının içinde ama bunlarında bir inİsiyatifi yokki. Bunlarda iki yılda bir değişiyor. BM niye kurulmuştur?. Dünyada adaleti sağlamak için ama maalesef bugün adalet sağlamıyor, insanlığa yük oluyor. Bunu değiştirelim diyorum ama bundan korkuyorlar, çekiniyorlar. Çekindiğiniz sürece sizin boynunuzda daha çok boza pişirecekler. Japonya, Hindistan, Almanya daimi üye olmak istiyor. Almanya için 5+1 formülü buldular. Gerektiğinde çağırıp konuşuyorlar. 20 üyenin 20'si de daimi olsun diyorum. 193 ülkeye de dönüşümlü olarak sıra gelsin. Herkes orada temsil edilsin. Bu 5 ülkenin içinde bütün kıtalar var mı? yok.

YENİ KAVİMLER GÖÇÜ BAŞLADI

İnanç gurupları olarak bir tane Müslüman ülke bulunmuyor. Orada Müslümanların hakları savunulabilir mi? Mısır, Libya, Tunus, Filistin, Mısır'da niye çözüm yoluna girilemiyor. Çünkü adalet yok. Adalet mülkün esasıdır, adalet varsa devlet vardır. Bu sürdürülemez. Bu gidişi biran önce düzeltmek zorundayız. Hiç kimse bu tehlikeli gidişin dışında kendini tutamaz. Yeni bir kavimler göçü başladı. İnsanlara bulundukları bölgede güvenli bir gelecek sunulmazsa bunun önüne geçemeyiz. BM'nin güvenlik konseyi yapısının değiştirilmesi gerekiyor.

Değişim sürecinin bir an önce başlaması için bilim ve teknoloji camiasından da bir adım bekliyorum. Bir kez daha Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansı'nın hayırlara vesile olmasını diliyorum.