Erdoğan; Milletim adına meydan okuyorum!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartmak dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız. Bunlar vatandaşımız dahi olamaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir grup avukatı kabul etti. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

ÜÇ GÜNLÜK İŞ: Eğer terör örgütüyle mücadeleyi ahlak, vicdan ve hukuk ölçüleri içinde yürütmezsek bu mesele bizim için üç günlük iştir. Terör örgütü Kuran-ı Kerim'in cildi içinden çocukların oyuncaklarına kadar şeytanın bile aklına gelmeyecek yerlere döşediği patlayıcılarla insanlıktan nasibini almadığını ispat etmiştir. Biz düşmanını bile arkasından vuran bir millet olmadık. Bu milletin tarihinde alçaklık, soykırım, sömürgecilik, haksız yere bir kimseyi incitmek yoktur.

TEYAKKUZDAYIZ: Terörle mücadele ederken diğer sorunların henüz tamamen çözülmediğinin farkındayız. Paralel Yapı denen şer örgütü ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında tüm imkanları ve gücüyle devletimizin ve milletimizin aleyhine çalıştığını bilmenizi istiyorum. Amerika'da bu yapının, nasıl bölücü örgüt mensuplarıyla, Ermeni komitacılarla koyun koyuna olduğunu gördüm. Yalanın, riyanın, ikiyüzlülüğün, sahtekarlığın şahsiyetsizliğin en üst seviyeye çıktığı bu yapının mensuplarına ve ihanetlerine karşı daima teyakkuz halinde olmalıyız.

TERÖRİSTTEN FARKI YOK:

Bölücü terör örgütüyle aynı hedefleri paylaşanlar da buldukları her fırsatta ve her yerde kinlerini, nefretlerini, ihanetlerini sergiliyorlar. Akademisyen görünümlü destekçi, gazeteci kimlikli casus, siyasetçi kılıklı eylemci, memur unvanlı milis olarak terör örgütünün emrine girenlerin, elinde silahı, bombası olan teröristlerden hiçbir farkı yoktur. Kuzu postuna bürünmüş sırtlanlar da terör örgütü mensuplarıyla aynı amaca hizmet ediyorlar. Devletine ve milletine ihanet içinde olan hiç kimseyi sırtımızda taşımak zorunda değiliz.

VATANDAŞIMIZ OLAMAZ:

Güvenlik güçlerimiz teröristlerle mücadelelerini başarıyla, fedakarlıkla ve hassasiyetle yürütüyor. Belki biz bir ölüyoruz ama en az 10, 20, 30 da onlardan öldürüyoruz. Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartmak dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız. Bunlar bizim vatandaşımız dahi olamazlar. Demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere, hukuk devleti ilkesine halel getirmeden, ülkemizin ve milletimizin bekasını güvence altına alacak adımları süratle almalıyız. Bizim gidecek başka bir vatanımız yok.

SON ADIMI OLABİLİR: Kim bu vatana göz dikerse, önce bin yıldır ödediğimiz bedellere baksın, adımını da ona göre atsın. Zira o adım son adımı olabilir. Bu sözüm farklı isim ve söylemlerle, ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini hedef alan herkese. Eğer buna meydan okuma deniyorsa, evet, Türkiye Cumhuriyeti devletine kem gözle bakan, kötü niyet besleyen herkese milletim adına Cumhurbaşkanı sıfatıyla ben de meydan okuyorum. Bu topraklarda ezanlarımız susmayacak, bayrağımız inmeyecek, vatanımız parçalanmayacak.

YERLİ VE MİLLİ

Türkiye'nin her alanda olduğu gibi hukuk alanında da milli ve yerli bir duruş sahibi meslek insanlarına ihtiyacı var. Ülkemizin içinden geçtiği kritik süreç her türlü ayrışmayı bir kenara bırakarak bir ve beraber olmamızı kenetlenmemizi gerektiriyor. Meslek kuruluşlarının önemli bölümü maalesef bu konuda iyi bir imtihan vermiyor. Barolar başta olmak üzere kuruluşların seçim yöntemlerinin değiştirilmeli. Barolarda ve diğer meslek kuruluşlarında tüm farklı görüşlerin ifade edilebilmesine imkan sağlayacak çoğulcu bir yapıyı tesis etmeliyiz.

SÖZDE AVUKATLAR

Avukatlar arasında da başka emeller peşinde koşanlar olduğu gibi bundan sonra da olanlar olacaktır. Nitekim ülkemizde adliyede görevini yapan bir savcımızı şehit eden teröristlere hukuki yardım sağlayan, onlar için eylem yapan güya avukatlara şahit olduk. Aynı durumu gazeteci, akademisyen, doktor, öğretmen kimliği taşıyanlar için de geçerli. "Akademisyen olduğuna göre tutuksuz yargılansın" ne demek? Suçluysa, eğer yargı buna hükmettiyse, o da tutuklu yargılanacak.

İPE UN SERİYORLAR

Dokunulmazlık meselesinin bir an önce halli gerekir. İpe un sermenin de anlamı yok. Hala birileri ipe un seriyor. Sayın Başbakan çıktı açıklama yaptı. Parlamento yargının önünü açsın. Yargı ne karar verecekse o kararı versin. Bize düşen de hayırlı olsun demektir. Bu adımın atılması lazım. Aksi takdirde her yerde esiyorlar, gürlüyorlar. İstedikleri gibi de hareket ediyorlar. Hiçbir zaman şu anlayışın içerisinde olamayız. 'Oturalım konuşalım.' Artık bu devletin bu teröristlerle oturup konuşacak hiçbir melesi yoktur. O iş bitmiştir.

MUSEVİ NİKAHINDA ŞAHİTLİK YAPACAK

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bir Musevi çiftin Sinagog'da kıyılacak resmi nikahında şahitlik yapacağı belirtildi. İstanbul'daki Neve Şalom Sinagogu'nda 10 Ocak'ta düzenlenen nikah töreniyle Selin Saporta ve Vedat Peranva çifti dünya evine girdi. Bu törende, dini nikahın yanı sıra ilk kez Sinagog'da bir resmi nikah da Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar tarafından kıyıldı. Bu nikah töreninde de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsında TürkiyeCumhuriyeti için dua edilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz ay Türk Musevi Cemaati temsilcilerini kabulünde, bu gelişmeden haberdar olduğunu belirterek, kendisinin de Sinagog'da kıyılacak bir nikaha şahitlik yapmak istediğini söyledi. Mayıs veya haziranda gerçekleşecek nikahta, Erdoğan'ın şahitlik yapmasının beklendiği belirtildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen Edirne Sinagogu'nun açılışında da Erdoğan ve Türkiye için dua okunmuştu.