Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Erdoğan, şunları söyledi:
"30 Mart'ta yapılan seçimlerle Türkiye, istikrar ve huzurdan yana bir tercih kullanmıştır. Milletimiz hükümetimize çok çok güçlü bir güvenoyu vermiştir ve bu güvenoyu tartışılmazdır. Bir yerel seçim olmasına rağmen aziz milletimiz gerek oy oranları, gerek büyükşehir il, ilçe, belde belediye başkanlıkları, gerekse belediye meclis üyeliklerinde partimizi hem tekrar birinciliğe taşıdı, hem de rekor seviyede destek verdi. Elbette sandıktan çok sayıda mesaj çıktı ancak bunlardan en önemlilerinden biri dış politikamıza olan destektir. Türkiye'nin barışçı diyalogdan yana hakkı ve hukuku savunan dış politikası, milletimizden bir kez daha tam not almıştır."
İlk resmi ziyareti Azerbaycan'a yaparak, dış politikadaki öncelikleri de vurgulamış olduklarını belirten Erdoğan, kardeş Azerbaycan'a geçekleştirdikleri bu ziyaretle bölgesel ve küresel barışa, dayanışmaya kardeşlik ve dostluğa verdikleri önemi tüm dünyaya tekrar gösterdiklerini kaydetti.
"Barış ve dayanışma kazandı"
Erdoğan, "Şunu herkesin bilmesini isterim ki sadece 30 Mart seçimlerinde sadece partimiz, sadece Türkiye değil esasen bütün bölgemiz kazanmış, barış kazanmış, dayanışma kazanmıştır. Türkiye tarihinden ve kültüründen aldığı güçle içeride ve dışarıda demokrasiyi, hukuku, temel insan hak ve özgürlüklerini en güçlü şekilde savunmaya devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan, Azerbaycan doğalgazını Türkiye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğagaz Boru hattının tamamlanması yönündeki çabalarının tüm hızıyla devam ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Aynı şekilde, 29 Ekim 2013'te açılışını yaptığımız Marmaray ile birlikte Pekin'den Londra'ya kesintisiz ulaşım imkanı sağlayacak olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının da biran önce faaliyete geçmesi yönündeki çalışmalarımız sürüyor. Öte yandan Türkiye olarak Güney Kafkasya'da ki gelişmeleri de yakından izlediğimizi ifade etmek isterim. Bu minvalde bölgede, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışın tesis edilmesi yönündeki çalışmalara aktif bir şekilde katkı sağlıyoruz. Ziyaretim sırasında Sayın Aliyev ile yapacağım görüşmelerde, Yukarı Karabağ ihtilafının, Azerbayca'nın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde çözüme kavuşturulması için sürdürülen çalışmalar hakkında da görüş alışverişinde bulunacağız. Türkiye'nin bu noktada yapabileceği katkıları bu arada değerlendireceğiz. Ziyaretimin, ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki derin tarih, kültür ve dil birliğinden güç alan dostluk ve kardeşlik ilişkilerini daha da kuvvetlendireceğine inanıyorum."
"Karara saygı duymuyorum"
Bir gazetecinin "Anayasa Mahkemesi'nin Twitter'a erişimin engellenmesinin kaldırılması kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karara uymak durumundayız, onun için de uyduk. Ama saygı duymak zorunda değilim. Bu karara saygı duymuyorum. Niye saygı duymuyorum? Şu anda alınmış olan bu karar birincil mahkemelere müracaat edilmeden, hukuk yolları tüketilmeden Anayasa Mahkemesi'ne götürülmüştür. Usul yönünden Anayasa Mahkemesi'nin bunu reddetmesi gerekirdi. İkincisi özgürlükler yaklaşımını doğru bulmuyorum. Bu ticari şirkettir. Bu ticari şirketin ortada bir ürünü vardır. Sadece Twitter değil, Youtube da Facebook da ticari şirkettir. Bunun ürününü alıp almamak herkesin serbest tasarrufundadır. Bunun özgürlükle falan alakası yok. Böyle bir konuda, özgürlük noktasında, temel haklar noktasında, şu anda Anaya Mahkemesi'ne bunca bekleyen dosyalar varken, iki gün içerisinde Anayasa Mahkemesi'nin birincil mahkemelere başvurulmadan, direkt kendilerine başvurulmak suretiyle böyle bir karar almasını doğrusu milli bulmuyorum. Milli bulmamanın yanında Amerikalı böyle bir şirketin ürününün savunması yapılırken, öbür tarafta bizim kendi milli, ahlaki her türlü değerlerimiz bir tarafa konuluyor. Bu ülkenin Başbakanı'na hakaretten tutunuz da bakanlarına hakarete varıncaya kadar her şey ortada. Buna yönelik atılan bir adım var. Burada hemen iki gün içerisinde alınan bir karar var. Bu konuyla ilgili özellikle alt mahkemelerin başka dosyalarla ilgili bu konuda vermiş olduğu kararlar var. Bu kararların hiçbirini gözönüne almıyorsunuz. Bunların hepsini yok farz ediyorsunuz ve böyle bir kararı alıyorsunuz. O zaman tabi ister istemez farklı düşünmek durumunda kalıyoruz."
Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara uyma zorunluluğu olması hasebiyle bu karara uyduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Onun için de arkadaşlarımıza gerekli talimatı verdik, uyduk. Olay bu. Ama saygı duymuyorum. Bu sadece bir yasaya uymaktır. Bu, hukuk değildir. Hukuk başka bir şey, Burada hukuki bir uygulama yok. Bir yasal uygulamayı maalesef usule de ters olarak ortaya koymuşlardır. Bunu milletimin takdirine bırakıyorum. Bu karar alınırken ne Amerika ne Fransa ne İspanya ne İngiltere bütün buralarda bu konularla ilgili verilmiş kararlar dahi gözönüne alınmamıştır. Nasıl karar alırlar, bunlara bakılmamıştır. Hemen alelacele, ne adına nasıl yapıldığını anlamak da mümkün değil. Böyle bir karar alınmıştır. Daha fazla da konuşmaya zaten gerek yok."
"Egemen Bağış'a inanıyoruz"
Başbakan Erdoğan bir gazetecinin, ''Geçtiğimiz günlerde eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'a ait olduğu öne sürülen ses kayıtları internete düştü. Bağış'ın, Kuran'daki ayetlerle dalga geçmesine her kesimden sert tepkiler geldi. Fakat AK Parti bu konuda sessiz kaldı. Bu konuda ne söyleyeceksiniz? Bağış'ın partiden ihracı söz konusu mu?'' şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:
"Biz arkadaşımızı bu tür uydurma, bu tür montaj, bu tür dublaj olaylarını yapanlardan daha iyi tanıyoruz. Egemen bey böyle bir şeyi söylemediğini kendisi ifade ettiği gibi, biz de bu noktada kendisine inanıyoruz. Böyle bir şey zaten söz konusu olamaz. Böyle bir şeyi yapanla zaten bizim yürümemiz hiç bir zaman da mümkün değildir ama arkadaşımız bu açıklamayı zaten kendisi çok sert olarak yapmış durumda. Onun için daha fazla bir şey zaten söylemeye gerek yok."
"Türkiye'de artık güven var"
Bir gazetecinin, 'AK parti yerel seçimlerde büyük bir başarıyla çıktı. Bu başarıdan sonra ana muhalefetten herhangi bir istifa bekliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 2-3 ay içerisinde genel seçimlerin yapılması gündeme gelir mi?" soruları üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Seçimlerin birleştirilmesi zaten söz konusu değil. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimi zaten takvimi açıklanmış ve bitmiştir. Bu bir yıl öncesinde ancak bunlar olabilirdi? Böyle birşey söz konusu değil. Fakat erken seçim noktasında bizim partimizin ilke kararı vardır. Nedir bu ilke kararı? 'Biz Türkiye'de normalleşmeden yana olduk. İstikrar nerdedir? İstikrar burdadır. Cumhuriyet tarihinden bize kadar, çok partili dönemde, 16 ayda bir seçim olmuştur. 16 ayda bir seçim olan bir ülkede istikrar olur mu? Bu ülkeye yatırımcı gelmez. Bakın biz gelene kadar reel yatırımlar noktasında Türkiye'de, 1 milyar doları bulmamıştır yılda yatırım. Neden? Çünkü yatırımcı önünü görmüyor. Yatırımcı önünü görmediği zaman, gelip o ülkede yatırım yapmaz. Yatırım yapabilmesi için önünü görmesi lazım. Bizim dönem niçin başarılı olmuştur? Çünkü yatırımcı bizim dönemde önünü gördü. Baktı ki, burada istikrar, güven var. 'Öyleyse ben buraya yatırım yaparım.' Bakın biz 22 milyar dolar yıl yatırıma dahi çıktık. Ama 10 milyar doların altına da yılda düşmedik. 9 milyar dolara düştüğümüz de oldu. Böyle bir hedefi yakaladık. İstikrar ve güvenden dolayı. 17 Aralık yapıldı. Niye? Bu istikrarı bozmak için. 25 Aralık bunun için. Kaos dediler, hepsi bunlar için. Gezi olayları bunun için. Niye bizi yıkamadılar? Niye bozamadılar içten ve dıştan? Tek sebebi Türkiye'de istikrar var. Türkiye'de artık güven var."
"Erken seçim asla"
Seçimlerin neticeleri açıklanmaya başladığı andan itibaren piyasaların olumlu tepki vermeye başladığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Buyrun borsa 70'in üzerine çıktı. Faiz düşüyor. Şu anda herhalde Merkez Bankası da tekrar Para Kurulu'nu olağanüstü toplar. Buna göre de bu dönemde yeniden nasıl Avrupa'da, Avrupa Bankası faizde bu düşüşü gözönüne alarak yeni bir ayarlamayı düşünüyorsa, ki büyük ihtimalle FED'de bu noktada açıklamasını herhalde yapacaktır. Aynı şekilde Merkez Bankası da, bu noktada gözden geçirip daha önce olağanüstü toplanmak suretiyle nasıl yükselttiyse bu seferde bunu düşürmesi gerekir. Çünkü faiz düştüğü anda Türkiye'de yatırımcı şevke gelecektir. Daha çok yatırım yapacaktır. Kredi kullanma imkanı bu noktada artacaktır. Bunları iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Şu anda bizim ekonomik olarak, bu gidişatımız gayet iyi bir şekilde devam ediyor. Aldığımız tepkiler bu noktada gayet olumlu. Ama erken seçim asla. Bu bizim ilke kararımızdır. Beşir Bey'de zaten buradan hareketle bu açıklamayı yapmıştır. 2015 Haziranına kadar bu ülkede seçim yok. Cumhurbaşkanlığı seçimi zaten bu olayla alakalı değil. Dolayısıyla çalışmalarımıza bu şekilde devam edelim diyecek ve devam edeceğiz."
Başbakan Erdoğan, "Muhalefetten istifa, o bizim sorunumuz değil, muhalefetin kendi sorunu. O bizi ilgilendirmez" ifadelerini kullandı.
Çözüm süreci
Bir gazetecinin, çözüm sürecine ilişkin soruları üzerine Erdoğan şunları söyledi:
"Çözüm süreciyle ilgili Cumhuriyet tarihinde atılmamış adımları şu 12 senede attık. Bitti mi? Bitmez. Sürekli güncellenir, bu tür adımlar atılır. Fakat İmralı ile ilgili yasal bir zemine oturtulması bu bir defa çok ciddi bir yanlıştır. Bunu sadece İmralı'yı ilgilendiren bişey değil, tüm cezaevlerini ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla tüm cezaevleriyle ilgili uygulamada, zaten mevcuttur. Bu konuda, kimin hangi haklara sahip olduğu yani savcının yetkileri, Bakanlığın yetkileri bellidir. Bu yetkiler çerçevesinde de adımlar atılır. Şu ana kadar gösterilen anlayış bu istikamettedir. Başka herhangi bir atacağımzı adım yoktur."
"Dürüst olarak itirazlarınızı yapabilirsiniz fakat bu eylemler niye?"
Seçim sonuçlarına yönelik itirazlara ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, "Erzurumlu Teyo pehlivanın hikayesini biliyorsunuz değil mi? Yenilmeye doymazmış. Şimdi bunların durumu böyle" diye konuştu.
Erdoğan, "Samimi, dürüst olarak itirazlarınızı yapabilirsiniz, fakat bu eylemler niye? Ahlaki olmayan ifadelerle. Oralarda bile hala molotof, hava fişekler. Bunlarla niye? Gelirsiniz, müracaatınızı siyasi parti olarak ilçe seçim kuruluna, il seçim kuruluna, Yüksek Seçim Kurulu'na yaparsınız. Bizim denediğimiz yol budur. Bunu yapıyoruz. Sen de bu yolu dene. Ondan sonra da çıkacak karara saygı duy. Ama bunlarda bu yok" dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti olarak, genelde dört dörtlük olmasa da sandık tutanaklarıyla ilgili yıllardır bir çalışmaları olduğunu ifade ederek, en büyük delilin ıslak imzalı sandık tutanakları olduğunu söyledi.