İslamu00ee hassasiyeti yüksek çok kıymetli kardeşlerim!
Parlamenter sistemden Başkanlık sistemine geçişi sağlayan referandumdan sonra, bu pazar günü önümüze yeni bir tercih sandığı geliyor. Gelecekte bizi nelerin beklediğini düşünmek ve önümüze konacak sandıkta ne yapmamız gerektiğini iyice bellemek için öncelikle mütedeyyin camiaya yapılan zalimce uygulamaları yeniden hatırlamamız gerekiyor:
Yavrularımızın Kuran-ı Kerim'i öğrenmeleri ve dolayısıyla erken yaşlarda Kur'an okumaları yasak hale getirilmiş, İmam-Hatip Liselerinin orta kısımları kapatılmış, istikballerinin olmadığı vurgusu yapılarak öğrenci sayıları alabildiğine azaltılmıştı. İmam-Hatip Liselerini bitiren gencecik yavrularımızın önü, katsayı zulmüyle kesilerek bu milletin istikbali adeta karartılmıştı.
Bunlarla da yetinilmemiş, İlahiyat Fakülteleri da ya tamamen öğrencisiz bırakılmış ya da öğrenci kontenjanları iyice düşürülerek kapanma noktasına getirilmişti.
Bütün bunlar bugün adalet diye nümayiş yapanların, özgürlüklerimiz kısıtlandı diye mangalda kül bırakmayanların mütedeyyin insanlarımızı maruz bıraktığı uygulamalardı.
Başörtüsü yasağının Anadolu insanında bıraktığı incinmişlikler, gencecik kızlarımızın yüreklerinde açtığı travmatik yaralar bile o günlerin acımasız zalimlerinin, bugünlerin ise utanmaz yüzsüzlerinin sabıkalarını göstermeye yetecek niteliktedir.
Hastanelerde bile tesettürlü hastaların muayene ve tedavilerinin yapılmayacağının pervasızca ilan edilebildiği günleri yaşadık biz.
Anneler ve babalar, askeri yemin törenlerine sokulmayarak tel örgüler arkasında bekletiliyor, evlatlarının kendi değerlerine karşı kullanılmaya kalkışıldığını içleri kan ağlayarak seyretmeye zorlanıyordu.
Yukarıda dile getirdiğimiz acı günlerden sonra, şimdi Anadolu insanı kendi medeniyetinin tüm değerlerini özgürce, istediği düzeyde ve tercih ettiği kurumda öğrenme imkanına kavuştu. Erdoğan, Anadolu'yu yeniden kodlarıyla buluşturdu. Sayın Cumhurbaşkanımız ve AK Parti hükümetleri döneminde bütün evlatlarımız ebeveynlerinin de rızasıyla her türlü dini eğitimi alabilmeye başladı. Kuran Kursları, hafızlık müesseseleri yeniden hayatiyet kazandı. İmam-Hatip Liselerinin orta kısımları tekrar açıldı, her şehirde milletin istediği kadar ve istediği evsafta İmam-Hatip Ortaokulu ve Lisesi eğitim vermeye başladı. Bu okullarda bugün yüz binlerce öğrencimiz hem dini bilgi ihtiyaçlarını karşılıyor, hem de çeşitli fakültelere girebilecekleri modern bilimleri öğreniyorlar. Sayıları 110'u geçen ilahiyat fakülteleri, on binlerce gencimizi eğiterek bu milletin Hz. Peygamber'den tevarüs ettiği dini bilgi ve kodları tekrar hayatın içerisine sokmaya çalışıyor. Osmanlı mirası büyük camilerimizin bakım ve restorasyonları özenle yapılıyor, vakıflar, okullar, hastaneler tamamen yenilenerek halkın hizmetine arz ediliyor. İslami alanda şimdiye kadar yapılanlar, bundan sonra yapılacakların da müjdesini veriyor.
Yardım ve tasadduk noktasında Türkiye'nin dünyada ilk sırada yer alması, dünyanın neresinde olursa olsun mağdurların ve mazlumların yardımına koşması, onların sesi olması, ümmetin ve hatta tüm insanlığın umudu haline geldi.
Artık yöneticilerimizin sağladığı bu güzel gelişmelerin altını doldurmak bizlere düşüyor. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları, gerek Diyanet İşleri Başkanlığı yöneticileri ve gerekse kendini bu ülkeye adamış tüm sivil toplum kuruluşları büyük bir manevi sorumlulukla karşı karşıyadır.
Bu sorumluluk bilinciyle hareket edildiği takdirde, milletimiz önümüzdeki dönemde daha da şahlanacak ve birkaç yüzyıldır maku00fbs talihinin kendi önüne gerdiği geri kalmışlık zincirini parçalayacak, geleceğe dair umutlarımız zirve yapacaktır.
Ümmetin yeni yeni yeşeren hayallerini yıkmamak adına, bu desteği bu kadrolara vermeye mecbur ve mahkumuz.
24 Haziran, hak ve hakikat yolundaki büyük yürüyüşe destek verme günüdür.
Aman dikkat!