HABER: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayinden enerji arayışına kadar birçok alanda gerçekleştirdiği hamlelerle bölgede etkin bir konuma gelip sahada ve masada güçlü bir şekilde yer alması Batı’yı rahatsız etmeye devam ediyor. Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayindeki başarısı Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de bağımsız bir şekilde hareket etmesini sağlıyor. Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hüseyin Mercan, yaşanan son gelişmeler çerçevesinde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki adımlarını ve enerji konusundaki atılımlarını Milat’a değerlendirdi.
Güç enerjiden geçer
Türkiye’nin uluslararası sistemde level atladığını ifade eden Dr. Hüseyin Mercan, “Dış politikada boyut değiştirme aşamasına girerken bu çerçevede yapılması gereken; büyük güçlerin sahip olduğu imkânlara sahip olmak ve benzer davranışları göstermektir. Enerji bağımlılığı devam ederken büyük bir aktör olmak mümkün değil. Dünyada en büyük on devlet arasına girebilmek için Türkiye elindeki imkânları kullanarak enerji bağımlılığını en aza indirmeye çalışıyor” dedi.
Yerli savunmayla meydan okuyoruz
Küresel sistemde güçlü bir devlet olabilmek için askeri anlamda bağımsızlığın gerekliliğini vurgulayan Mercan, “Eğer bugün kendi savunma sanayimizin ürettiği araçlara sahip olmasaydık, büyük ihtimalle NATO ve küresel farklı odaklardan gelen tepkilere boyun eğerek araştırmalarımızı durdurmak zorunda kalırdık. Fakat kendi gemimizle, İHA ve SİHA’larımızla güvenliğimizi sağlamaya başladığımız için, dış dünyadan gelen tepkileri daha rahat tolere ediyoruz. Türkiye bağımsız, yerli ve milli bir savunmaya sahip olmadan güçlü bir dış politika üretmenin imkânı olmadığını anladı ve savunmada yerli üretime geçti. Böylece dış politikada küresel güçlerin manipülasyonlarına daha kapalı hale geldi. Bugün Türkiye’nin Suriye’de, Libya’da, Irak’ta inisiyatif alabilmesi, savunma sanayinde yaptığı hamlelerden kaynaklanmaktadır” diye konuştu.
Masaya gelip anlaşmaya çalışacaklar
Türkiye’nin kararı duruşuyla bölgede oyun kurucu rol üstlenmeye çalıştığını söyleyen Mercan sözlerini şöyle noktaladı: “NATO, AB ve farklı odaklardan çıkan seslere baktığımızda Türkiye’yi ekonomik anlamda bir darboğaz içerisine sürükleyip attığı adımlardan vazgeçirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye artık değişen dünya siyaseti dengelerinde sadece yumuşak güç unsurlarıyla beraber bölgede etkin olamayacağının farkına vardı. Kararlılığını ve gücünü daha fazla ortaya koyabilmek için savunma sanayi eksenli hamlelerini artırdı ve net bir şekilde dünyaya gösterdi. Bunu ekonomik güçle beraber taçlandırdığı takdirde Doğu Akdeniz’de, Ege’de ve Karadeniz’deki yeni hamleleri ile birlikte enerji bağımlılığı azalacak ve kendisini engellemeye çalışan rakiplerinin seslerini kısmaya başlayacak. Bir noktadan sonra pazarlık payı çok yükseleceği için bu devletler yaptırımlarla tehdit etmek yerine Türkiye ile masaya oturup nasıl hareket etmeleri gerektiğinin yolunu arayacaklardır.”