TBMM'de Erdoğan'ın yemin töreni öncesi olay çıkaran CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, tepki çeken hareketin arkasında durdu.
CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, "13 gündür Türkiye'de hem Anayasa hemTBMM İçtüzüğü zaten ayaklar altına alınmış çiğneniyordu. Ben buna görsel bir boyut kazandırdım." dedi.
CHP Gerze İlçe Başkanlığı'nı ziyaret eden CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, meclis tüzük kitapçığını fırlatması hakkında konuştu.
TBMM'de yaşanan olayın demokratik bir tepki olduğunu söyleyen Engin Altay, Sinop halkının Türk Milletinin bana verdiği yetkiyle, ettiğim yemine sadık kalmayı sürdüreceğini kaydetti. Altay açıklamasına şöyle devam etti:
İÇ TÜZÜĞÜN ÇİĞNENMESİ NEZAKETSİZLİĞİN DE ÖTESİNDE
Sezer 4 ay makamı işgal etti kimse sesini çıkarmadı
AK Partili Hüseyin Çelik, Erdoğan'ı anayasa suçu işlemekle suçlayan muhalefete dün akşam böyle cevap vermişti: "Ahmet Necdet Sezer görev süresi sona erdi 4 ay o makamı işgal etti. Hiçbir medya kuruluşu çıkıp da bu konuyu gündeme getirmedi. Bunu sorgulamayan ahlaksız zihniyet, Sayın Erdoğan'ın 13 gününü sorgulamaya başladı. Dün mecliste yaşanan rezalet buydu. 15 Ağustos'ta resmi gazetede ilan edilmiş, kesin sonuçlar yayınlanmadan Cumhurbaşkanı siyasi faaliyet yapamaz diye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılıgına basvurdular. Başsavcılık'tan gelen açıklamada ise Recep Tayyip Erdoğan'ın fiili değil seçilmiş Cumhurbaşkanı olduğunu belirterek, siyasi faaliyette bulunmasında herhangi bir sakınca olmadığını belirtti. Başbakan hiçbir zaman anayasada bulunmayan siyasi yetkisini kullanmaz."
"Meclis Başkanı burada 13 gündür Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Anayasa'nın ayaklar altına alınmasına seyirci kaldı. Yeni seçilen Cumhurbaşkanı ve eski Cumhurbaşkanı hatta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Anayasa'nın resmen 'hürra' edildiği 13 gün yaşadık. Yani bu hiçbir demokraside kabul edilemez, bunun altını çizmek istiyorum. Demokrasinin güç kaynağı ve esin kaynağı hukuktur. Bu söylenmedi, bu Ankara'da söylemedik bir söz. Demokrasinin güç ve esin kaynağı hukuktur.
Hukukun ortadan kaldırıldığı bir süreç o ülkede demokrasinin de fiili olarak sonlandırıldığı bir süreçtir. Bizim bakanlarla sorunumuz yoktur. Yalnız o makamların sorumluluğunu taşıyan sorumsuzluklarla işimiz var ve bundan sonra da olacaktır. Bu çerçevede Sinop halkının Türk Milletinin bana verdiği yetkiyle, ettiğim yemine sadık kalmayı sürdüreceğim. Kitap fırlatmak nezaketsiz bir yaklaşım gibi algılanabilir, bunu normal karşılarım ama Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının kaynağını Anayasadan alan TBMM İçtüzüğünü çiğnemesini nezaketsizliğin de ötesinde bir davranış olarak algılarım. Hem nezaketsiz bir davranış olarak algılarım hem de görevi suistimal olarak algılarım. Milletin bana verdiği yetki de bir milli iradedir. Seçilmiş Cumhurbaşkanın her vesileyle söylediği 'milli iradeye saygı' konusuna en çok dikkat edecek Türkiye de iki kişi vardır.
TAHAMMÜL SINIRLARIMI ZORLAMIŞTIR
Birisi Cumhurbaşkanı, Anayasayı korumak ve Anayasa organlarıyla uyumlu çalışmasını gözetmekten sorumludur. Birinci ve en temel görevi budur. İkincisi de Türkiye Büyük Millet Meclisi, kanun yapan ve yasa yapan organdır. Meclis kanunları yaparken Anayasadan kaynağını aldığı İç tüzükle İç Tüzük çerçevesinde yapıyor ve Meclis Başkanının Meclisin nasıl çalışacağı belliyken, ayağa kalkıp usulca söz isteyen Ana Muhalefet Partisi bir grup başkanvekilini orada yok sayması bir milletvekili olarak, bir insan olarak bile yok sayması benim tahammül sınırlarımı zorlamıştır.
Böyle yaptıkları sürece de tavrımız değişik şekil şartları değişse de, bu refleksimizi her zaman ortaya koyarız, bunu da söyleyeyim. Tabi benim bu tepkime bazı AKP yöneticilerinin televizyon televizyon gezerek demeçler yağdırdığını gördüm. Bu demeçleri gerçi Hükumet bugün açıkladı ama Bakanlık dilekçesi olarak ben okudum. Hükumet değişeceği için yeni kurulacak kabineye rezervasyon dilekçesi olarak algıladım. Çünkü AKP'lilerin televizyona çıktığı çok vaki değildir.
İÇ TÜZÜK ZATEN ÇİĞNENİYORDU BEN BUNA GÖRSEL BOYUT KAZANDIRDIM
Ama bu tavırdan sonra kanal kanal gezmeleri kimi genel başkan yardımcıları, kimi grup başkan vekillerini yeni kurulacak kabineye rezervasyon müracaatı olarak algılandı tarafımdan. TBMM 'alo Cemil' hattının devreye girmesiyle yemin töreninde, iç tüzüğü rafa kaldırmaya çalışmıştır. Bizim milletin verdiği yetkiyi kullanmamızı TBMM engelleyemez. 13 gündür Türkiye'de hem Anayasa hem TBMM İçtüzüğü zaten ayaklar altına alınmış çiğneniyordu. Ben buna görsel bir boyut kazandırdım."
MİLLİ İRADE KARDEŞİYMİŞ
Bir basın mensubunun; 'yapılanın milli iradeye saygısızlık' olarak nitelendirildiğinin hatırlatılması üzerine Engin Altay, "Milli irade benim kardeşim. Ben de milli iradenin bir temsilcisi olarak oradayım ve TBMM İçtüzüğü çok açık. Meclis Başkanı 63'e göre usul tartışmasını açmak zorundadır. Bırak usul tartışmasını benim meramımı dinlemek lütfunda bulunmayarak Milli İradeye en büyük saygısızlığı Cemil Çiçek yapmıştır, bunun da altını çizmem lazım" diye konuştu.