Kahramanmaraş merkezli depremlerde uzuvlarını yitiren bireyleri ziyaret eden dünya serbest dalış rekortmeni Ufuk Koçak, "enkazdan rekortmenliğe" giden başarı hikayesini paylaştığı afetzedeleri bir araya getirmeyi hedefliyor.
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde yıkılan evlerinin enkazında kalması sonucu iki bacağını kaybeden Kocaeli Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı Koçak, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat'taki depremlerin ardından otomobiliyle yaklaşık 15 bin kilometre yol katederek 25'in üzerinde ilde uzuv kaybı yaşayan bireyleri ziyaret etti.
Geçirdiği tedavi ve rehabilitasyon sürecinde edindiği deneyimi engelli afetzedelerle paylaşan Koçak, binicilik, tırmanma, yelken, dalış gibi pek çok spor branşında ve serbest dalışta dünya şampiyonluğuna uzanan uzun ve meşakkatli yolculuğunu depremzedelere aktardı.
Engelli kalan bireylere umut aşılamak ve birbirleriyle buluşturmak için "Hayata Yeniden Merhaba" spor kampı çalışmalarını yürüten, "dünya değişken ağırlık serbest dalış rekoru (2014)" sahibi Koçak, AA muhabirine, Kahramanmaraş merkezli depremlerin önceden bildiği, tanıdığı acılara değil bambaşka acılara gebe olduğunu fark ettiğini söyledi.
- "İlk defa gülüyorum ağabey diyenler oldu"
Koçak, ilk 2 gün Kocaeli'de yardımların koordinasyonunda çalıştığını, daha sonra da afet bölgesine giderek gücünün yettiğince faaliyetlere katıldığını anlattı.
Kendisinin de benzer acıyı yaşadığını anımsatan Koçak, enkazdan çıkarılanları, nakledildikleri deprem bölgesine yakın illerde ve sonrasında ülke genelinde götürüldükleri hastanelerde ziyaret ettiğini aktardı.
Koçak, 1999'da acı tabloyu yaşamış bir insan olarak her girdiği odada bambaşka acıyla karşılaştığını dile getirerek, "Tekrar tekrar acılarınız tazeleniyor fakat ben o odalara girip çıktıktan sonra, geçmişte yaşadığım acıların bugünün acılarına merhem olduğunu görmeye, fark etmeye, hissetmeye başladım. 22 yaşında iki bacağı kesilmiş şekilde hastane odasında yatarken bana örnek olacak, en azından proteziyle yürüyebilen veya uzuv kaybetmesine rağmen bir şeyleri başarmış rol modele gerçekten çok ihtiyacım vardı." diye konuştu.
El yordamıyla bulmak zorunda kaldığı yolunun kendisi için çok uzun ve meşakkatli olduğuna dikkati çeken Koçak, aynı kaderi paylaştığı afetzedelerin böyle bir yoldan geçmelerini istemediği için ziyaretleri gerçekleştirdiğine değindi.
Koçak, sağlık çalışanlarının bu süreçte kendisine çok yardımcı olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Orada 'İlk defa gülüyorum ağabey' diyenler oldu. Dünyanın en güzel hissi, bir insanın yüzündeki tebessümün sebebi olabilmektir. Yüzden fazla uzuv kaybı yaşayan dostlarım, arkadaşlarımla birebir temas kurdum. Halen ilişkilerimiz devam ediyor. Onlara, enkazın altından çıkıp dünya rekoruna giden yolculuğumun hikayesini anlattım."
- "İnsanı bir yerden bir yere götüren protezleri değil, yüreğidir."
"İnsanı bir yerden bir yere götüren protezleri değil, yüreğidir." diyen Koçak, bu anlamda afetzedelere manevi motivasyon sağlamaya çalıştığını vurguladı.
Koçak, ziyaretlerinde çok farklı ve olumlu tepkiler aldığını, tırmanış veya dalış yapmak isteyenler olduğunu kaydetti.
Kocaeli Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı olarak depremzedelere yönelik çalışmaları sürdürdüğünü aktaran Koçak, "Hayata Yeniden Merhaba" spor kampının organizasyonuyla ilgilendiğini, Gençlik ve Spor Bakanlığı desteğiyle gerçekleştirmeyi planladığı etkinliğe ilişkin görüşmelerin sürdüğünü belirtti.
Koçak, bu etkinlikle, depremde uzvunu kaybetmiş kişilerin enkaz ve hastane atmosferinden çıkarak tatil yapabileceği, aynı durumda olan insanlarla dertleşebileceği, birbirine "omuz" verebileceği ortam oluşturmayı amaçladıklarını dile getirdi.
- "Doğru açıdan bakarsak engeller yükselmemiz için basamak olabilir"
Türkiye'nin çeşitli illerinde bulunan Gençlik ve Spor Bakanlığına ait kampları araştırdıklarını anlatan Koçak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Arkadaşlarımla yelken, rüzgar sörfü, dalış yapalım, yüzelim, ata binelim, dağa tırmanalım istiyorum. Ziyaret ettiğim kardeşlerim, 'Ağabey ben dağa tırmanabilir miyim?' diyor. Tabii ki tırmanabilirsin. Mesele sadece istemektir. İnsanın yapamayacağı hiçbir şey yok. Mesele o yüreği, o gönül gözünü açabilmekte. Eğer onu yakalayabilirsek, ona çok doğru açıdan bakabiliriz. Önümüzde engellerin durması söz konusu bile değil. Doğru açıdan bakacak olursak o engeller yükselmemiz için bazen basamak bile olabiliyorlar."