Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı canlı yayında ekonomi gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Şimşek, "Ana hedefimiz enflasyonda tek hane. OVP çerçevesinde bütçe açığımızı daha da azaltacağız" dedi.
Türkiye ekonomisine ilişkin mesaj veren Bakan Şimşek, "Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak bir programa odaklanmış durumdayız" ifadelerini kullandı.
"CDS'ler Türkiye'de Mayıs ayında 700'ün üzerine çıkmıştı" diyen Bakan Mehmet Şimşek, "Dün itibarıyla 330 civarına indi. Diğer ülkelerde durum nasıl. Haziran-Kasım arasında gelişmekte olan ülkelerin CDS'leri ortalama 45 baz puan düşerken Türkiye'de 370 baz puan düştü" dedi.
Dolar kuruna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Şimşek, "Kur oynaklığı mayıs ayında neredeyse yüzde 57 civarındaydı. Kasımda bu 8’in altına düştü. Kur oynaklığı bir bant olsa Türkiye şu anda kur oynaklığının en düşük olduğu ülkelerden birisi haline geldi. Bu programa güven var, ilgi var" bilgilerini paylaştı.
Bakan Şimşek, "Bütçeyi düzeltmek için KDV, akaryakıtta ÖTV gibi enflasyonu artıran vergi artışlarına gittik. Bu vergi artışları tekrarlanmayacak, gelecek sene sistemden çıkmış olacak" ifadelerini sözlerine ekledi.
Bakan Şimşek'in açıklamalarından satır başları:
Büyüme güçlü ve ne kadar önümüzdeki dönemde yavaşlama ihtimali varsa da 2023'e ilişkin OVP'ye ilişkin paralel gidiyor. Programda yüzde 4,4'lük büyüme öngörmüştük, küresel büyüme yüzde 3. Dolayısıyla küresel büyümenin 1,5 katı hızlı büyüyor olacağız. İstihdam artışı çok güçlü.
'Büyüme dengelenmeye başladı'Büyümenin yeniden dengelenmesi. Burada da yeniden dengelenme başladı. Net ihracatın etkisi örneğin bir önceki çeyrekte - 4.9'du. Şimdi onun negatif etkisi azaldı, -2,6'ya düştü. İç talebin etkisi daha önce yüzde 8,8'di, 8,5'e geriledi.
'Türkiye'nin rekabet gücünü arttırmak istiyoruz'OVP Eylül ayında başlatıldı. OVP'nin birkaç önemli bileşeni ve hedefi var. Birinci bileşen dezenflasyon programı. Enflasyonu önce kontrol altına alıp sonra tek haneye indirecek bir program. En önemli bileşen fiyat istikrarıdır. Enflasyonun düşürülüp tek hanede tutulmasıdır. Hedefimiz bu sene enflasyon kontrol altına almak, gelecek sene yüzde 34'e indirmek, 2025-2026'da tek haneye düşürmek. Para politikasında rasyonelleşmeye gittik. Bozulan fiyatlama davranışlarını düzeltmek için para politikasında iyileştirmeye gittik. MB burada gerekeni yapıyor. Depreme rağmen mali disiplini tesis etme çabamız var. Mali disiplin noktasındaki duruşumuz hükümetlerimiz döneminde çok güçlü. Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2,4. Bu açığın deprem nedeniyle yüzde 6,4'e kadar büyümesini öngördük. Gelir performansımız çok daha güçlü. Harcamalarda da çok tutumlu davranıyoruz. İkisinin bileşeni olarak bütçe açığı OVP'de öngörülenden biraz daha düşük olabilir. Üçüncü hedef yapısal reformlar. Reformları yaparak Türkiye'nin hareket gücünü artırmak istiyoruz.
'Türkiye'nin rezervleri 36 milyar dolar arttı'Rezervlerimiz güçlendi. Türkiye'nin rezervleri Mayıs'tan bu yana 36 milyar dolar arttı. Güven olmazsa kaynak girişi olmazsa 36 milyar dolarlık artış mümkün değil. Kur oynaklığı 1 aylık opsiyonların ima ettiği konsept var. Kur oynaklığı Mayıs ayında yüzde 57 civarındaydı. Kasım'da bu 8'in altına düştü. Kur oynaklığı bir bant olsa gelişmekte olan ülkeler için Türkiye kur oynaklığının en düşük olduğu ülke haline geldi.
Gelecek senenin ikinci yarısında küresel finansal koşullar daha elverişli hale gelecek. Fed, AMB faiz indirimlerine başlayacaklar büyük ihtimalle. Risk iştahını artıracak. Türkiye'ye ilgi daha da artacak. Gelecek senenin ikinci yarısından kastım bu.
'Katar BAE ile konuşuyoruz'Dış temaslarda ne yaptık, tüm dünyaya , yatırımcılara gittik, Türkiye'nin programını, yol haritasını paylaştık. Buna ilgi yoğun. Dünya Bankası OVP açıklandıktan sonra ben Türkiye'ye taahhüt ettiğim kaynak miktarını 17 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkarıyorum, bu programın başarılı olacağına inanıyorum. Körfez'den çok ciddi ilgi var, bu kaynak yatırıma dönüşecek. Katar, BAE ile konuşuyoruz, program sonuçlandırdık.
'Türkiye'ye kaynak akışı başladı'Küresel finansal koşullar çok sıkı. Gelişmekte olan ülkelere sermaye akışı zayıf. Türkiye bu dönemde kaynak çekiyor. Türkiye'ye kaynak girişini göstermek için bankaların yurt dışı borçlarını Ocak Mayıs döneminde yüzde 96'ydı. Bakın, Haziran-Eylül döneminde yüzde 142'ye çıkmış. Bankalar 100 dolar borç öderken 142 dolar borç bulmuşlar. Türkiye'ye kaynak akışı başladı ve çok güçlü. Kaynak akışı olmazsa vadesine 1 yıldan az kalmış 211 milyar dolarlık dış borcu nasıl idare ederiz, nasıl rezerv artırırız? Ciddi kaynak girişi var ve artarak devam edecek. 2024'ün ikinci yarısından itibaren güçlenerek artacak.
'Yüzde 40 vergi için sadece yetki alındı'Yüzde 40'a kadar vergi için yetki alınıyor. Yüce Meclis'ten Cumhurbaşkanı'na yetki alınıyor, bu olacağı anlamına gelmiyor. Liralaşmayı desteklemek için piyasa koşulları el verdiğinde vergiyi kullanıp bu sürece katkıda bulunabiliriz. Zamanlama olarak doğru olduğuna inanmıyorum. Önümüzdeki dönemde oturup daha adil vergi sistemi konusunda ciddi adımlar atacağız. Kamu harcamalarını nasıl verimli alanlara kanalize edebiliriz, tasarruf harcamamak değildir aslında kamuda. Tasarruf kaynakların doğru alanlara yönlendirilmesidir. Gereksiz harcamaların da kaldırılmasını içeriyor. Türkiye'nin altyapısına yatırım yapacağız. Şu anda yüzde 40 vergi getirmiyoruz, piyasa koşullarına bakacağız. Liralaşmanın ana motoru para politikasındaki rasyonelleşmedir. Liraya güveni portföyde daha ağırlıklı TL tutmanın yolu tabi ki para politikası üzerinden geçiyor. Burada bir yıl sonraki enflasyonu çıpalayacak yapı içinde gidiyoruz.
'Vergi artışlarının tekrarlanmayacak'Programın ana bileşeni dezenflasyondur. Faizler arttı, enflasyon yükseliş trendinde. Para politikası gecikmeli olarak çalışıyor. Bugün gidin ABD'de, İngiltere, AB'deki deneyimlere bakın. Bütün ülkelerde parasal sıkılaşma başlar fakat enflasyon yükseliş trendini bir süre korur ve daha sonra düşmeye başlar, hemen etkili olmuyor, gecikmeli oluyor. Sadece zamana ihtiyacımız var. Aktarım mekanizmasını zorlaştıran bir iki faktör var. Bunlardan biri KKM, birisi de Türkiye'de mevduatların önemli kısmı döviz cinsinden. Para ikamesi var. Bu iki faktör Türkiye'de aktarım mekanizmasını bir miktar zayıflatmış durumda. Para politikasında iyileştirmeyle birlikte gelecek senenin ikinci yarısından itibaren çok güçlü dezenflasyon sürecine gireceğiz. Tabi ki baz etkisi olacak. Bütçeyi düzeltmek için KDV, akaryakıtta ÖTV gibi enflasyonu artıran vergi artışlarına gittik. Bu vergi artışları tekrarlanmayacak, gelecek sene sistemden çıkmış olacak. Deprem Şubat ayında oldu ama enkazın kaldırılması zaman alıyor. Depreme ilişkin güçlü kaynak aktardığımız, şehirleri yeniden imar edelim çabamız bazı ürünlerin fiyatlarını artırdı. İnşaat malzemelerinin fiyatları arttı. İnşallah Türkiye bir daha deprem görmez, bunlar baz etkisi. Esas etki, para politikasındaki güçlü etkisiyle gecikmeli devreye girmesi.
İkinci husus maliye ve gelirler politikası. Deprem nedeniyle maliye politikası gevşek sayılır. Gelecek sene muhtemelen biraz daha iyiye gidecek diye bekliyoruz, maliye politikası da eşgüdümlü olacak. Para politikası, maliye politikası, gelirler politikası burada birlikte çalışacak eşgüdüm içinde enflasyonun tek haneye düşürülmesi için yoğun çabaya dönüşecek. Mayıstan sonra yıllık enflasyon güçlü ve hızlı şekilde düşecek. Yılı yüzde 36'yla bitirmeyi ümit ediyoruz. Önümüzdeki seneden itibaren enflasyonun aylığında düşüş trendi başladı, kalıcı şekilde düşüşe devam edeceğini öngörüyoruz. Aylık bazda çekirdek enflasyonu takip ederek bizim hedefimizle uyumlu olup olmadığı incelenebilir.
Kiralarda düşüş olacak mı?Kiraların artmasının iki sebebi var, biri arzi diğeri politika çerçevesiyle etkili. Çok büyük deprem felaketi başladı. Deprem bölgesinde olsun, dışında olsun çok ciddi konut talebi oluştu. Bunun etkisi var, konut seferberliğindeyiz. Biz bir an önce şehirlerin yeniden imar edilmesi, vatandaşların yeniden sağlıklı konutlara kavuşmasını istiyoruz. Önümüzdeki birkaç ay içinde vatandaşlara 200 bin konut tamamlanmış ve hizmetlerine sunulmuş olacak. Deprem nedeniyle ortaya çıkan kira artışını sınırlayacak. Son yıllarda reel faiz düşük olduğu için konut fiyatları çok hızlı arttı, kira da ona göre şekillendi. şimdi konut arzını artıracağız, bir taraftan da değişik sektörlerdeki aşırı fiyat artışları dezenflasyon kapsamında kontrol altına alınacak. Bütün bu hususlar bir araya geldiğinde ben inanıyorum ki kira artışlarında normalleşmeye gideceğiz. İş alemine seslenmek istiyorum. Fiyatlama davranışlarında ciddi bozulma var, OVP'yi baz almaları kendileri için hayırlı olacak. Para, maliye ve gelirler politikasını şekillendireceğiz. Eski alışkanlıklarıyla devam ederlerse müşteri bulamayacaklardır.
Ağustos'ta KKM zirveyi buldu. Kasım ayı itibariyle de 2,8 trilyon liraya kadar indi, bu düşüşün devam etmesini bekliyoruz. MB'nin attığı adımlar var. TL mevduatı cazip hale geldi. Bu devam edecek. Biz şu anda rezerv biriktiriyoruz. Türkiye'nin rezervleri Mayıs sonundan bu yana 36 milyar dolar arttı. KKM'de şirketlere vergi teşviği vermişiz, çıkacağız diyeceğiz ki vergi teşviğini kaldırıyoruz. Sonuçta bu bir enstrüman, hukuki zemini var. Para politikası aktarım mekanizmasının önünde belirsizlik kaynağı olması, biz buradan çıkacağız, KKM'den çıkış başladı, tedrici olarak devam edecek. Rezerv birikimiyle birlikte bir noktada hareket edeceğiz.