Prof. Dr. Mustafa Erdik, Kandilli Rasathanesi'nde açılan Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme Değerlendirme Merkezi'nin açılışında önce merkezle ilgili bilgi verdi, daha sonra da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Açılışı yapılan merkezin esas görevlerinden birinin Doğu Akdeniz Bölgesi'nde meydana gelecek olan tsunami olayları hakkında bölge ülkelerine erken ve doğru bilgi sağlama ve erken uyarı sinyali vermek olduğunu belirten Erdik, "Ama ayı zamanda deprem algılama sistemimizle tüm bölgeye yaydık. Bu açıdan gerek komşu ülkelerde gerekse ülkemizde olan depremler hakkında en doğru ve hızlı bilgiyi anında vermeye çalışıyoruz. Merkez çok önemli bir merkez. Bina her şeyden önce teknolojik bir bina. Yaklaşık bin adet istasyondan canlı olarak bilgi toplayabilecek, değerlendirebilecek kapasitede" dedi.
Türkiye'de tsunami yaşanma ihtimali üzerine yöneltilen bir soru üzerine
ise Erdik, "Türkiye'de tsunami olan bir olaydır. Türkiye'de değişik tsunamilere rastlanmıştır. Hatta 1509 depreminde İstanbul'da meydana gelen tsunaminin surları bile aştığı söylenir. Ama bizim esas görevimiz İstanbul'daki tsunamiler daha çok deprem sonrasında deniz dibinde meydana gelebilecek heyelanlardan kaynaklanıyor. Ama bugün bölgenin önemli tsunami kaynakları özellikle Girit'in güneyindeki alandır. Buradan kaynaklanacak bir tsunami Türkiye'nin Gökova körfezini, Kıbrıs'ı, Lübnan'ı ve Libya'yı etkileyecek durumdadır. Bizim görevimiz aslında büyük deprem oluşumlarını takip edip arkasından gerekli durumlarda tsunami ihbarlarını ve bilgilerini sağlamaktır" diye konuştu.
Prof. Dr. Mustafa Erdik, bazı deprem uzmanları tarafından İstanbul'la ilgili ortaya atılan deprem senaryolarına ilişkin soruya ise, "İstanbul'da tabi biz istemiyoruz ama böyle bir şeyin olmamasını ama depremin olması ihtimali yüksek. Yıllık ihtimali yüzde 2-3 mertebesindedir. Bu ihtimalde deprem tehlikesine maruz iki büyük kent Tokyo ve San Francisco'dur. Tabi İstanbul'daki yapıların her ne kadar düzelse de zafiyeti bizim için deprem yıkılmalarını ve can kayıplarını bir miktar artırıcı husustadır. Zaten gerek kentsel dönüşüm olsun, gerek yeni şartnameler olsun, gerek deprem denetimi olsun çalışmalar, sırf bina stokumuzun çok daha sağlamlaştırmak yönünde oluyor. Deprem için herhangi bir zaman vermemiz söz konusu değil. Sadece ihtimallerle konuşuyoruz. Ve yıllık ihtimali yüzde 2-3 mertebesindedir. Böyle bir deprem olduğu zaman İstanbul'daki binalardan yaklaşık 30 bininin ağır hasar göreceğini ve yıkılacağını tahmin ediyoruz. Can kaybı da buna benzer ölçülerde olacaktır maalesef" dedi.
Marmara Denizi'nden çıkan metan gazı ile ilgili yöneltilen soruya ise Erdik, "Marmara Denizi'nden gaz çıkışı yıllardır bilinen bir şey. Bölgede 99 depreminden sonra da yoğun olarak gözlendi. Devamlı olarak biz deniz dibindeki cihazlarımızla gaz çıkışını devamlı takip ediyoruz. Bunlar çıkıyor diye deprem olacak diye bir şey söylemeye lüzum yok. Depremin olacağını gaz çıksa da çıkmasa da biliyoruz" şeklinde cevap verdi.
Kaynak: İHA