​En büyük artımız Made in Türkiye

"Yurt dışında 6 ülkede mağazamız var ama 18 ülkeye ihracat yapıyoruz" diyen Schafer Yönetim Kurulu Üyesi Aslan: "Türk her yerde. İstesek bir anda 80 ülkeye çaydanlık satabiliriz. Fakat biz ürün satmıyoruz, Türk mutfak kültürünü ihraç ediyoruz. Özellikle bölge ülkelerde Made in Türkiye çok büyük bir artı."

Haber: Fırat İpek

Yıl 1978. Bu yıllarda ticarete başladıysanız, hele ki ev eşyaları satacaksanız, tezgahı Eminönü’nde açacaksınız. Bugün Schafer olarak bildiğimiz züccaciye sektörünün dünyada isim markasını yöneten aile de 1978 yılında Eminönü’nde küçük bir dükkanda Aslan Ticaret olarak kuruldu. Şu an ikinci kuşak 3 kardeş tarafından yönetilen markanın yolu 2004’te Alman markası Schafer ile kesişti. Önce Schafer’ın Türkiye haklarını alan Aslan kardeşler, 2009’da markanın 85 ülkedeki tüm haklarını satın alarak yeni bir hikayenin yolunu tuttu.

Ürünlerimizin yüzde 80’ini Türkiye’de üretiyoruz

Schafer’ın Türkiye’deki 20 yıllık hikayesini ve hedeflerini anlatmak için İstanbul’da düzenlenen toplantıda gazetecilerle biraraya gelen Schafer Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aslan, “30 kişilik bir ekiple başlayan yolculuğumuz, 750 kişi ile devam ediyor. 11 tanesi franchise toplam 65 mağazamız var. Bu sene 35 mağaza daha açacağız. 6 ülkede bulunan 11 mağaza sayısını 20’ye tamamlayacağız. Yüzde 80’ini burada ürettiğimiz 2 bin 800 ürünle züccaciye sektörüne hizmet ediyoruz” açıklamasını yaptı.

'İhracatta Türk dizilerini takip ediyoruz'

Türklere ait bir Alman markası olarak büyümeye devam ettiklerini söyleyen Aslan, “Schafer ve Made in Türkiye bir araya geldiği zaman çift artı oluyor. Çünkü Made in Türkiye bölge civarındaki ülkelerde çok talep ediliyor. Şu anda 18 ülkeye ürün satıyoruz fakat ülkelerin mutfak kültürü farklı olduğu için her ülkeye her ürünü satamıyoruz. Bu noktada özellikle Türkiye hangi ülkeye dizi satıyorsa, biz oraya ihracat yapabiliyoruz. Dizi de kahve içiliyor. O ülkeye kahve makinesi ve fincan satabiliyoruz. Türk dizileri en büyük anahtarımız” dedi.

Makinede yıkanabilen ilk yemek takımını ürettik

Online satışlarla ilgili de konuşan Aslan, “Geçen yıl ciromuzun yüzde 28’ini e-ticaretten elde ettik. 2024 hedefimiz ciromuzun yüzde 40’ını e-ticaretten elde etmek. Bu noktada satışlarımızı etkileyecek yeni ürünler de ortaya çıkaracağız. Şimdilik açıklamayacağım fakat yeni bir ürün piyasaya süreceğiz. Geçen sene de Türkiye’de ilk, dünyada ikinci olan ‘Tılsım Yemek Takımı’nı müşterilerimizin beğenisine sunduk. Bu yemek takımının, yaldızlı olmasına rağmen bulaşık makinesinde ömür boyu yıkama garantisi var. Bu çok ilgiyle karşılandı” beyanında bulundu.

Aslan: Ek verginin kaldırılması lazım

‘Ev ve mutfak eşyaları sektörünün üretiminde kullanılan ve ithal edilen hammaddeye uygulanan yüzde 12’lik ek vergiyle ilgili ne düşünüyorsunuz” sorusunu da cevaplayan Arslan şöyle konuştu: “Ek verginin kesinlikle kaldırılması lazım. Örneğin paslanmaz çelik gibi Türkiye’de üretilmeyen ürünlere de ek gümrük vergisi var. Bu enflasyonu körükleyen bir durum. Ayrıca Bakanlığımızın üreticiye yapacağı Ar-Ge yatırım desteği önemli. Yeterli teşvik ve destek var ama teşviki alan üreticinin kalıp sayısının artıp artmadığı denetlenmeli.”