TÜGEM'den yapılan açıklama şu şekilde:
Seçim sonuçlarının ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyoruz.
Şimdi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yerli ve milli bir duruşla, 2023 hedeflerine ulaşabilmek, FETÖ, PKK, Suriye ve Filistin gibi konulara karşı daha etkin stratejiler geliştirmek, emperyalist sistemin karşısında olarak tam bağımsızlığımızın kazanılabilmesi amacıyla yeniden bir şahlanış gerçekleştirebilmek için birlik olma, üretme ve mücadele etme zamanıdır...
Ayrıca bu yeni dönemde aşağıda belirttiğimiz hususlarda da mücadeleyi özetle hep birlikte yapabilmeliyiz...
Bürokratik yapının dinamik hedeflere ayak uyduracak şekilde geliştirilmesi gerekmektedir.
Kamu kurumlarının kendi içinde ve dışarıda ilgili olabilecek tüm oda, birlik, kurul, STK, Üniversiteler gibi yapılarla koordinasyonunun etkin bir şekilde sağlanması elzemdir.
D8' in hedef, amaç ve stratejilerinin ve İİT'in etkinliğinin genişletilmesi gerekir.
Ekonomi, Sanayi ve Ticaret politikalarında yeni açılımlar ve gönül coğrafyamız ile ortak pazarların oluşturulması ve yerli paranın etkinliğinin artırılması gerekmektedir.
Faiz lobisine karşı etkin bir mücadele sergileyebilmek için Merkez Bankamızın da yüzde yüz yerli olması ve elimizi rahatlatacak finansal enstrümanlarımızın da bulunması gerekmektedir. Faizsiz bir sistemin D8 ülkeleri ile ortak bir platformda çalışılması ve en hızlı şekilde hayata geçmesi gerekmektedir.
Özellikle Afrika, Balkan Ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri ile her açıdan daha etkin ilişkiler kurulması ve Çin, G.Kore, Japonya başta olmak üzere Uzak Doğu ve Rusya ile de yeni iş ilişkileri geliştirilebilmelidir.
Yazılımları da yazan, kodları elinde bulunduran güçlü bir devlet olunmalıdır.
Teknolojik gelişmelere hızlıca ayak uydurulabilmesi hatta öncü rol üstlenilebilmesi için özellikle stratejik sektörlerde ar-ge ekipleri oluşturulmalıdır.
Düşünce kuruluşlarının sayısı artırılmalı, uluslararası diplomasi ve lobicilik konularında daha etkin rol oynanmalıdır.
STK, Oda, Borsa, Birlik ve Platformlarımız daha etkin faaliyetler gerçekleştirmelidir,
Doğu ve Güneydoğu konusu ivedilikle ele alınmalı ve süratle bu bölgelerle gönül köprüleri kurularak Türkiye'nin dönüşümünde birlikte hareket etmeliyiz,
Ehliyet ve liyakat, öncelikli olarak talep edene değil de layık olana görev verilmeli ve toplumun akil kesimlerine de ödevler yüklenmelidir.
Sanayicilerin başta arsa konusu olmak üzere makine, teçhizat ve teknoloji alımlarında ve iş geliştirmede şiddetle desteklenmesi gerekir.
Savunma Sanayi konusunda aynı hızda çalışmalar devam etmelidir.
Girişimcilik, Markalaşma, Küresel Rekabet ve Uluslararasılaşma konularında firmalarımız desteklenmeye devam edilmelidir.
Küresel Enerji politikalarında söz sahibi olunacak politikalar geliştirilmelidir.
Türkiye lojistik bir üs haline gelmelidir.
Gıda, tarım ve hayvancılık konuları birer devlet politikası olarak yeniden ele alınmalı ve stratejik olarak gündemde tutulmalıdır...
Sanat, Edebiyat ve Mimari'de dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alınmalıdır,
Eğitim ve Mesleki Eğitim konularının sıfırdan ele alınarak yeni dünyanın gereksinimlerini de karşılayabilecek yeniden bir sistem inşa edilmelidir.
Sağlık politikalarında da yerli ve milli üretim üzerinde durulmalı ve kendi ilaçlarımızı kendimiz üretebilmeliyiz.
Dini eğitim ve özgürlükler konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın uhdesinde İlahiyatların yeniden dizaynı ve dini eğitim konusunda yapılabilecekler konusunda ciddi ve kalıcı bir çalışma yapılmalıdır.
Kısaca özetlediğimiz bu hususlarla ilgili gün bu gündür, gün çalışma, gün mücadele günüdür.
Haydi Türkiye...