AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son iki haftadır başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir ve değişik şehirlerde çok farklı boyutlarda, farklı katmanlarda bir kısım gösterilere sahne olduğunu söyledi.
Taksim'in yayalaştırma projesi kapsamında, Taksim Gezi Parkı'ndaki bir kaç ağacın sökülmesi, taşınması aşamasında başlayan gösterilerin amaç ve kabuk değiştirerek, ilk çıktığı andan çok farklı noktaya ulaştığını belirten Başkan Erdoğan, AK Parti olarak, toplumsal olayları okumak, yaşanan olayları analiz etmek ve iyi değerlendirme konusunda her zaman çok büyük hassasiyet içinde olduklarını vurguladı.
Sandıktan çıkan sonuçların, tartışmasız bir zafere işaret ettiğinde kendilerini mağrur, mütekkebbir muzafferlerin yerine değil, kaybetmişlerin yerine koyduklarını kaydeden Erdoğan, hiç kimsenin yenilmiş duygusuna kapılmaması için azami hassasiyet içinde olduklarını anlattı.
Erdoğan, hatta meydanlara, caddelere teşkilatlarının dolmasına izin vermediklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2009 mahalli seçimlerinde olduğu gibi sandıktan çıkan sonuçlar kesin zafere de işaret etse, netice istediğimiz gibi olmadığında en küçük detayına kadar süreci analiz ettik. Nerede hata yaptığımızı, yanlış yaptığımızı, tüm tarafsızlığımızla, tüm boyutlarıyla değerlendirdik. 12 Haziran seiçmlerinn ertesi günü ekiplerimizi topladık, seçim sonuçlarını analiz ettik, dersler çıkarmaya, bize oy vermeyen kitleyi de anlamaya çalıştık. Sadece sandık sonuçları değil 10, 5 yıl boyunca her toplumsal olaya böyle bir samimiyetle, hassasiyetle yaklaştık. Terör meselesine böyle bir hassasiyetle yaklaştık, farklı toplumsal kesimlerin, farklı etnik grupların, inanç gruplarının meselesine böyle bir samimiyet, hassasiyetle yaklaştık."
"Kardeşlik kavramı, tüm faaliyetlerimizin odak kavramı"
Başbakan Erdoğan, 10,5 yıl boyunca yaptıkları tüm açıklamalar ve uygulamalarda bunun görüleceğini dile getirdi.
"10-11 yıl önce Hakkari, Şırnak, Iğdır, Ağrı, Muş'a havaalanı yapılacak dense kim inanırdı?" diye soran Erdoğan, bunların hepsinin, şu anda hayata geçtiğini, Iğdır'ın açılışını yaptığını, Hakkari ve Şırnak'ın da bitmek üzere olduğunu anlattı.
Erdoğan, bütün bunların, bölgelere, insanlara yaklaşım tarzlarını gösterdiğini belirterek, "Bir ayrımcılığın içinde olmadığımızın bunlardan daha güzel bir ifadesi, ıspatı olabilir mi? 76 milyonu bir ve beraber olarak tanımlayan millet kavramı, bizim konuşmalarımızda, açıklamalarımızda en fazla zikrettiğimiz kavramdır. Kardeşlik kavramı, tüm konuşmalarımızın olduğu kadar tüm faaliyetlerimizin odak kavramıdır" diye konuştu.
"Empati kurmaya devam edeceğiz"
"Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiç kimseyle, hiçbir kesimle, onların hassasiyetlerini, kulak tıkayarak bir kenera itmedik, itmeyeceğiz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Meşru taleplere, demokratik hak taleplerine bugüne kadar nasıl dikkatle kulak verdiysek, bundan sonra da yine dinlemeye, anlamaya, empati kurmaya devam edeceğiz" dedi.
"Çark etmeleri itirazları büyüttü"
"Ancak tüm bu olaylara baktığımda, bizim göremediğimizi, anlayamadığımız, acaba ne istedikleri, ne talep ettikleri belli mi? Sizler böyle bir şey görebildiniz mi anlayabildiniz mi?" diye soran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu noktada, bütün bunları yaparken sapla samanın birbirine karıştırılmasına, meselenin bağlamından kopartılmasına kusura bakmasınlar izin vermeyeceğiz, veremeyiz. Farklı zeminlerde, farklı hesaplaşmalar içine girenlere karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlı ve dirayetli duruş sergileyeceğiz. 10,5 yıldır farklı tertip, tezgahlarla, provakasyonlarla, siyaset mühendisliği girişimleriyle nasıl baş ettiysek, onlara karşı nasıl dik durduysak, bundan sonra da milletin emanetini aynı hassasiyetle korumaya devam edeceğiz. Biz ne kimseye dayatma yaparız ne de kimsenin dayatmasına eyvallah ederiz.
"Bize çevrecilik dersi vermeye kalkanlar"
İki haftadır yaşanan olayları, çevre hassasiyetiyle izah etmenin mümkün olmadığını vurgulayan, Başbakan Erdoğan, 'çevre hassasiyeti' diye başlatılan olayların bugün itibariyle arkasında maalesef dört cansız beden bıraktığını, büyükşehirlerde bazı sokak ve caddelerin ağır şekilde tahrip edildiğini ve yollara, duvarlara, bina duvarlarına son derece çirkin yazılar yazılmak suretiyle tam bir ahlak, çevre faciası yaşatıldığnı söyledi ve "Bu çevre değil mi? Bize çevrecilik dersi vermeye kalkanlar, hava, gürültü, görüntü kirliliğinin de çevrecilik olduğunu, çevreye karşı bir tavır olduğunu bilmeleri gerekir" ifadelerini kullandı.
"Gezi Parkı, işgal alanı değildir"
"Gezi Parkı, adı üzerinde gezi parkı. İşgal alanı değildir" diyen Başbakan Erdoğan, bu sabah Taksim Gezi Parkı'na güvenlik güçlerinin müdahale ettiğini belirterek, "Güvenlik güçlerinin başta bu işe müsaade etmemesi gerekiyordu. Kamu kurumunun içine bunlar nasıl sokulur, çatıya bunlar nasıl çıkarılır? Orada bu tür paçavralar nasıl astırılır? Örgüt liderlerinin posterleri nasıl astırılır? Bunların karşısında biz konuşunca, Başbakan sert konuşuyor. Eğer buna sertlik diyorsanız, kusura bakmayın bu Tayyip Erdoğan değişmez" diye konuştu.
Erdoğan, bu sabah güvenlik güçlerinin Gezi Parkı'na yaptıkları müdahale nedeniyle İçişleri Bakanı'na, İstanbul Valisi'ne ve Emniyet Müdürü'ne teşekkür etti.
"Tüm göstericilerin büyük fotoğrafı görmelerini istiyorum"
Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine katılanlara da çağrıda bulunarak, "Oradaki tüm eylemcilerin, tüm göstericilerin büyük fotoğrafı görmelerini, oynanan oyunu anlamalarını, samimi olanları, özellikle oradan çekilmeye davet ediyorum. Kendilerinden bunu bir Başbakanları olarak bekliyorum" dedi.
"Bu mudur özgürlük, bu mudur çevrecilik?"
Erdoğan, "Bu olaylarda, çok önemli bir yakınımın gelinini, Başbakanlık Ofisi'nin yakınında, yanında 6 aylık çocuğu, yerlerde süründürdüler. Kendisini taciz ettiler, çocuğunu taciz ettiler. Bunun özgürlük mücadelesi ile yakından uzaktan ne alakası var? Bu mudur özgürlük, bu mudur çevrecilik? Ama biz bütün bunlara "sabır, sabır, sabır' dedik" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Ayakkabılarla Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ne gireceksin, orada içeceksiniz. Bu ülkenin dini mabetlerine karşı bu saygısızlığı yapacaksınız. Ne adına? Çevre adına. Caminin müezzinini tehdit edeceksiniz, ondan sonra farklı şekilde konuşturacaksınız; 'Böyle bir şey olmadı'... Ne olmadı, bütün görüntüler elimizde. Cuma günü arkadaşlarımıza bunları görüntüyle vereceğiz. Bunların hepsini milletim görecek. Milletimize bunların hepsini sunacağız " dedi.
"Solculuk maskesi altında faiz lobisinin figüranlığı yapılıyor"
Başbakan Erdoğan, "Gezi Parkı'ndaki hukuksuz işgali Wall Street eylemine benzetiyorlar. Orada faiz lobisinin havadan kazandığı milyarlarca dolara karşı itiraz vardı. Burada ise solculuk maskesi altında faiz lobisinin figüranlığı yapılıyor. Arada böyle bir durum var" ifadelerini kullandı.
Reyhanlı'daki saldırılarının asli faillerinden birinin yakalanması
Başbakan Erdoğan, "11 Mayıs 2013'te Hatay Reyhanlı'da meydana gelen ve 52 kardeşimizin şehit olduğu patlamaların faili yakalandı. Eylemlerin gerçekleşmesinde her aşamada rol alan, eylem için lojistik destek sağlayan ve bombalı araçları kullanan tüm şahıslarla irtibatları sağlayan Nasır Eskiocak isimli şahıs polisimin, jandarmamızın ve istihbarat birimlerimizin çalışmaları neticesinde dün gece 23.30 sıralarında Hatay Yayladağı ilçesi sınır mevkisinde yakalandı. Başarılı operasyonlarından dolayı polisi ve jandarmamızı kutluyorum" dedi.
"Kusura bakmayın bu Tayyip Erdoğan değişmez"
Başbakan Erdoğan, "Taksim Gezi Parkı eylemlerini bahane edenler, Türk bayrağını yakacak, illegal paçavraları, bölücü posterleri devletin kurumuna asacak kadar alçalmışlardır. Bunların karşısında biz konuşunca 'Başbakan sert konuşuyor...' Buna sertlik diyorsanız kusura bakmayın, bu Tayyip Erdoğan değişmez" şeklinde konuştu.
Bundan sonraki süreçte Taksim Meydanı ve Gezi Parkı ile ilgili kararlılığın devam edeceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Taksim Gezi Parkı'ndaki gösteriler, Türkiye genelinde arkasında ölüm bırakan şiddet eylemlerinin meşru görünümlü kılıfından, ambalajından başka hiçbir şey değildir" dedi.
Türkiye'yi yavaşlatmak istiyorlar
"Ambalajın üzerine ağaç koyarak, çevre hassasiyeti koyarak, birileri büyüyen, güçlenen Türkiye'yi yavaşlatmak istiyor" ifadelerini kullanarak şunları kaydetti:
"Bu ülkenin Başbakanı olarak sesleniyorum: Bu eylemler, bazı sermaye grupları, faiz lobileri, bazı medya grupları tarafından çok açık şekilde kullanılmıştır. Taksim'de şu anda eylem yapanlar, Türkiye ekonomisine, turizmine, yatırım ortamına kastedenler tarafından açık şekilde kullanılıyor. Oradaki tüm eylemcilerin, göstericilerin büyük fotoğrafı görmelerini, oynanan oyunu anlamalarını bekliyorum."