SÜLEYMAN KARAKULLUK
HAYAT Yayınları’ndan Mahmut Ulu imzalı güzel bir eser... Tanıtım yazısından size küçük bir alıntı yapmak istedim:
“Ben, Ali oğlu Muhammed Şemseddin! Yani dinin güneşi. Tarih beni “Emir Sultan” diye bildi. Oysa ben kendimi ne güneş bildim ne de Emir. Çünkü kalbime söz geçirecek takati de yönümü ışıtacak güneşi de yitirdim. Kimse bilmedi güneşim nerede battı, takatim ne vakit tükendi. Göğsümde saklı el değmemiş ızdıraplarla, acımasız bir poyrazın elindeki kanatlarımın ne vakit kırıldığını kimse bilmedi! Attığım her adımda içime saplanan hıçkırıklar bedenimi mesken bildi.
EMİR SULTAN KİMDİR?
Yıldırım Bayezid'in damadı, Bursalı bir evliyadır...
Buhara’da dünyaya geldi. Asıl adı Şemseddin Muhammed. Emîr Sultan’ın 770 (1368-69) yılı civarında doğduğu tahmin ediliyor. Çocukluk yılları hakkında fazla bilgiye rastlanmıyor. Daha 17 veya 18 yaşlarında iken babası vefat eden Şemseddin Muhammed, bir süre babasının mesleğini sürdürdü. Daha sonra Seyyid Usûl, Seyyid Nâsır, Seyyid Ni‘metullah, Ali Dede, Baba Zâkir gibi mutasavvıflarla hacca gitti. Birkaç sene Medine’de ikamet etti.
Bir kaç sene sonra Anadolu’ya geldi ve Bursa'ya yerleşti. Bursa’ya Yıldırım Bayezid zamanında geldiği söylenir. Bursa’da ilk olarak Pınarbaşı’na veya Gökdere civarındaki bir mağaraya yerleştiğine dair rivayetler var. İlk ikamet yerinin türbesinin bulunduğu yer olduğu söylenir. Bursa’da şöhreti kısa zamanda yayılan Şemseddin Muhammed giderek şehrin en çok saygı gören şahsiyetlerinden biri oldu. Emîr Sultan, Emîr Seyyid olarak bilindi.
Diyanet arşivindeki bilgilere göre "Kendisini imtihana çekmek isteyen Molla Fenârî, Molla Yegân, Alî-i Rûmî gibi âlimlerin onun mânevî gücü karşısında bir süre ağız açamadıkları ve onlarla giriştiği tartışmadan başarıyla çıktığı " belirtilir.
EVLİLİK DURUMU
Emîr Sultan’ın Yıldırım Bayezid’in kızı Hundi Hatun ile evlenmesi farklı şekillerde anlatılıyor. Menâkıp kitaplarına göre Hundi Hatun rüyasında gördüğü mânevî işaretler üzerine, Rumeli taraflarında seferde bulunan babasının rızâsını almadan Emîr Sultan ile evlenmiş, dönüşte durumu öğrenen padişah gazaba gelerek kızıyla damadını öldürmek üzere Süleyman Paşa maiyetinde kırk kişilik bir kuvvet göndermiş, ancak Emîr Sultan’ın kerametiyle bunlar birer “kadîd” (iskelet gibi zayıflamak) kesilmiştir. Bursa’nın Yıldırım semtindeki Kaditler Mezarlığı’nın adının bu olaydan kaynaklandığı rivayet edilir.
Ve yine Diyanet bilgisinden aktaralım olayın devamını: "Bunun üzerine Molla Fenârî, Padişah Yıldırım’a, öldürülmesini emrettiği zatın peygamber soyundan bir kişi olduğunu, Anadolu’ya şimdiye kadar böyle değerli bir zatın ayak basmadığını, onun kayınpederi olmasının kendisi için büyük bir şeref vesilesi olduğunu, kendisini öldürmek için gönderdiği adamların bir anda kadîde dönüştüğünü belirtti. Kendisine bir daha tecavüz edilirse bütün şehrin helâk olacağını bildiren bir mektup göndermiştir
Ancak bazı kaynaklarda padişahın çok sevip saydığı Emîr Sultan’la kızını kendi rızâsıyla evlendirdiği kaydedilir.