Burada konuşan Erdoğan, en büyük hazinelerinden birinin, vatan sevgisi ve insani değerlerle yoğrulmuş aziz Türk milleti olduğunu dile getirerek, "Kalbi haysiyete mekan olmuş milletimizin merhametle mayalanmış gönlü hiçbir dönemde, dünyanın hiçbir yerindeki ıstıraba seyirci kalmamıştır. Milletimiz için merhametin bir erdem olmanın ötesinde karakter özelliği olduğunu, yalnız mazlum ve mağdur coğrafyalar değil bugün artık bütün dünya biliyor. Çünkü bizler, merhamet görmenin ve merhamet etmenin zayıflık değil, aksine en büyük kuvvet olduğuna inanıyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, bu inançla Türkiye'nin milli gelirine oranla, dünyanın en cömert ülkesi olmayı, her koşulda sürdürmeye devam ettiğine vurgu yaparak, "Kurumlarımız ve milletimizle her türlü insani krizde gösterdiğimiz hassasiyetin bize katlanarak döndüğünü yakın zamanda da tecrübe ettik. Şubat ayında, 11 ilimizi kapsayan büyük bir deprem felaketi ile sarsıldık. Yıkıcı büyüklükteki felaketin etkilediği alan dünyanın pek çok ülkesinden büyüktü. Bununla beraber, ülkemizde ve dünyada tecessüm eden büyük bir vefa ve gönüllülük çemberiyle kuşatıldık." ifadelerini kullandı.
Devletin bütün kurumlarıyla sahaya inmesi, hükümetin bütün enerjisini ve kadrolarını seferber etmesi ve gönüllülerin fedakarlığıyla bu büyük afetin yaralarının her geçen gün biraz daha sarıldığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu süreçte, yıllardır acılarına kayıtsız kalamadığımız bütün mazlumların duası ile milletimizin birlik ve beraberliği, en büyük dayanağımız oldu. Hepimiz, yitirdiğimiz canların acısını kalbimizde taşırken, el ele gönül gönüle verdik. Sizler, ülkemizin dört bir yanından geldiniz, sivil toplum kuruluşlarımızın aracılığıyla olsun bireysel girişimlerinizle olsun afet bölgesindeki halkımızın yardımına koştunuz. İhtiyaç malzemelerini sınıflandırmaktan, yemek pişirip dağıtmaya, arama kurtarmadan taziyeye ve gönüldaşlığa kadar hepiniz elinizden geleni yaptınız. Kiminiz, işinden aşından artırdıklarınızı ve dualarınızı depremzedelere gönderdiniz. Kiminiz, haftalarca, aylarca bölgede kalıp, vaktinizi ve emeğinizi seferber ettiniz."
'Merhametin bu topraklarda daha nice yıllar hüküm süreceğine olan umudumuz tazeleniyor'Emine Erdoğan, etkinliğe katılan yardım derneklerinin çoğunun, devletle birlikte afet alanındaki faaliyetlerini sürdürdüğünü, son aile de kendi çatısına kavuşuncaya dek evine geri dönmeme kararında olduğunu bildiğini kaydetti.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afetin izlerini silmek için sivil toplum örgütlerine başvuran gönüllülerinin sayısının, bir anda birkaç katına çıkmasından milletçe iftihar ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "En zor dönemimizde birbirine kenetlenmiş bir toplum olduğumuzu bir kez daha görmek, her evin bir hayır kurumuna, her vatandaşımızın gönül elçisine dönüştüğüne tanık olmak en büyük tesellimiz haline geliyor. Sayenizde, merhametin bu topraklarda daha nice yıllar hüküm süreceğine olan umudumuz tazeleniyor. Şefkatin tanımı haline gelmiş yüce gönüllü insanlarımıza ne kadar teşekkür etsek az geleceğini biliyoruz. Bu nedenledir ki halka hizmeti Hakk'a hizmet sayan medeniyet tasavvurumuz, yüreğinde merhamet hissedebilmenin kişiye en büyük ödül olduğunu söylüyor." şeklinde konuştu.
'İsimleriniz gönül dostlarının isimlerinin yanına yazıldı'Erdoğan, hiçbir ayrım gözetmeden, karşılık beklemeden, küresel insani değerler temelinde yürütülen gönüllülüğün kalplere şifa olduğunu aktararak, "Sizler de bugün burada olmayan on binlerce kahramanımızla birlikte, toplumumuzu birbirine kenetleyerek, milletimizin gönlünde taht kurdunuz. İsimleriniz, tarih boyu yardımseverliğiyle fedakarlığıyla temayüz etmiş gönül dostlarının isimlerinin yanına yazıldı." dedi.
Konuşmasında Şule Yüksel Şenler'i anan Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Bu isimlerden birisi de hiç şüphesiz kendi ömründen, emeğinden ve gönlünden vakfederek, bize kandil misali hakikat yolunda öncülük eden Şule Yüksel Şenler hanımefendidir. Kendisini millete ve maneviyata adamış büyük gönül ehli Şule abla, tıpkı o eski günlerde olduğu gibi bugün de binlerce hayırseveri, ismi etrafında topluyor. Böylesi bir etkinliğe, ismini ve miras bıraktığı gönüllü faaliyetleri yaşatmak amacıyla adı ile kurduğumuz vakfımızın ev sahipliği yapıyor olması ayrıca kıymetli. Ben de naçizane, bu buluşma vesilesiyle şahsınızda merhamet pınarı olup yüreklerdeki ateşe su serpen gönüllülerimize en kalbi şükranlarımı sunmak istiyorum. Merhamet ve rikkatin egemen olduğu bir dünyayı inşa etmek için gönüllü faaliyetlerin temel taşı niteliğinde olduğuna yürekten inanıyorum."
'İnsana ve insanlığa olan inancımız bombalanıyor'Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İki aydır dünyanın gözü önünde vicdanlarımızı paramparça eden bir kıyım yaşanıyor. Gazze'de sadece Filistinlilere, sadece Müslümanlara değil bütün insanlığa karşı affedilmesi mümkün olmayan suçlar işleniyor. İnsanı insan yapan tüm değerler, insana ve insanlığa olan inancımız bombalanıyor. Bu gözü dönmüş pervasızlığın sebebi, insanlığı umutsuzluğa düşürme isteğidir. Çünkü biliyorlar ki umut ve birbirimize duyduğumuz güven, insanlığın cevheridir. Bütün bu yaşananlara rağmen bizler de biliyoruz ki ne zulüm ne karanlık payidar olacaktır. Şule Yüksel Şenler, hayatı ve yaşadıkları ile bu durumun en güzel örneklerindendir."
Şule Yüksel Şenler'in bir an bile düşünmeden, yorgunluğa aldırış etmeden, maddi-manevi birçok zorluğa göğüs gererek, ülkesi ve inancı için kendisini vakfetmiş bir meşale olduğunu kaydeden Erdoğan, "Gönüllü neferi olduğu yol ve gönüller için yandı, tutuştu. İnancını hiç yitirmemiş olsa da uğruna savaştığı, ömrünü feda ettiği ideallerinin bu kadar güçlü, bu kadar sağlam bir şekilde gerçekleşebileceğini tahmin etmiş miydi, bilemiyorum. Bu sebeple hem Şule ablamızın dirayetini hem Allahutaala'nın bu dirayetin meyvesini nasıl bahşettiğini bizzat tecrübe etmiş bir kardeşiniz olarak ömrünü bir davaya vakfetmenin bereketini biliyorum. Bu bereketin yüzü suyu hürmetine, Allah'ın kalkmaz zannedilen zulmet perdelerini bir çırpıda nasıl kaldırdığını, bitmez denilen zulüm düzenlerini nasıl yerle bir ettiğini biliyoruz."
Erdoğan, yılmaz bir inançla insanlığın hayrı için çalışanların emeklerinin karşılığının iki dünyada da verileceğine, zalimlerin zulümlerinin ise inananlar için muhakkak bir hayra dönüşeceğine inandığını belirterek, "Gönüllü kahramanlarımızın gelecek kuşaklara ilham olacak çalışmalarının dünyayı kuşatmasını temenni ediyorum." diye konuştu.
Programda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Şule Yüksel Şenler Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Leyla Şahin Usta ve Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyda Döğücü de katılımcılara hitap etti.
Konuşmaların ardından Emine Erdoğan'a, depremzede Elif Kültekin'in, 6 Şubat depreminde yıkılan Hatay Antakya'ya ait Tarihi Kurşunlu Han'ı işlendiği bir tablo hediye edildi.
Erdoğan ise tüm kuruluşlar adına AFAD Başkanı Okay Memiş'e teşekkür belgesi takdim etti.
Programın sonunda "Türkiye'nin Gönüllüleri" aile fotoğrafı çekimi yapıldı.
Erdoğan, etkinlik öncesinde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Şule Yüksel Şenler Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Leyla Şahin Usta ve Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyda Döğücü ile birlikte stantları gezerek çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Hatay'da 18 kişi, Adıyaman'da 4 depremzedenin kurtarılmasını sağlayan Daisy isimli köpek de program alanında bulunuyordu.