EL-HALIK esması, Zikri, Esmaül Hüsna (Allah''ın 99 ismi)

Esmaül Hüsnalar arasında yer alan El Halık esmasına dair merak edilenleri sizler için araştırdık. El Halık esmasının anlamı nedir? El Halık esmasının faziletleri nelerdir? Esmaül Hüsna Allah''ın güzel isimleri anlamına gelmektedir. Esmaül Hüsna''da yer alan El Halık esmasına dair ayrıntılar için yazımıza bakabilirsiniz.

Esmaül Hüsnalar arasında yer alan El Halık esmasına dair merak edilenleri sizler için araştırdık. El Halık esmasının anlamı nedir? El Halık esmasının faziletleri nelerdir? Esmaül Hüsna Allah'ın güzel isimleri anlamına gelmektedir. Esmaül Hüsna'da yer alan El Halık esmasına dair ayrıntılar için yazımıza bakabilirsiniz.

NAZARDAN KORUNMA DUASI

ESMAÜL HÜSNA

TÜKETİCİ ŞİKÂYETİ

İSMİ AZAM DUASI

FETİH SURESİ

EL -HALIK: Her şeyi yoktan var eden, yaratan. Herşeyin varlığını ve yaşadığı sürece geçireceği halleri,olayları önceden tesbit edip ona göre ortaya çıkaran, meydana getiren (Halk eden).

Allah’ın 99 isminden biri olan “El-Halık” ismi; kelime kökeni olara “halk” kelimesinden türetilmiş bir isim olup, anlam açısından “yoktan var etme”, “takdire şayan olma”, “herhangi bir modele sahip olmadan sıfırdan bir şey inşa etme” anlamlarını barındırmaktadır. Daha abartılı biçimde kullanılmak istenirse “hallak” şeklinde kullanılmakta, bu kelime de “sürekli olarak yaratım içerisinde olma” anlamını ifade etmektedir.

Bu isim, Allah’ın sonsuz yaratma gücüne değinilen bir sıfat niteliğindedir. Hiçbir eşi benzeri bulunmayan bir şeyi ancak Allah’ın yoktan yaratabildiği ve bu isimle birlikte Allah’tan baştan hiçbir yaratıcının olmadığı anlaşılmaktadır.

Yüce Allah’ın yaratma sıfatı, bizim anlayamayacağımız kadar geniş ve derindir. Allah’ın “yaratma” sıfatı özeldir. Kısacası yaratmak, Allah’a mahsus bir özelliktir. Başka varlıkların yaratma gücü de yeteneği de yoktur.

El-Hâlik (c.c.) esmasının anlamı: Yaratan, yoktan var eden, her şeyin varlığını ve varlığı süresince görüp geçireceği bütün halleri, hadiseleri tayin ve tespit eden ve ona göre yaratan.

El-Hâlik

الخالق

Ya-Halık esmasının Ebced Değeri ve Zikir saati, zikir günü ve zikir saati :

Ebced değeri ve zikir sayısı ; 731

Zikir günü ; Pazar

Zikir saati ; Güneş (Sabah güneş doğarken ilk bir saat ve ikindi namazı sonrası bir saat)

El –Hâlik isminin Özellikleri, Fazileti ve faydaları: Üzüntü ve sıkıntıdan kurtulmak için : El Halik

Yedi gün arka arkaya 100 defa “YA HALIK” ismini okuyan kimse, gelecek bela ve musibetlere karşı korunur. Bu mübarek isim, daha çok sanatkarlara ait bir zikirdir. Yani daha çok sanatkarlar ve sanatkarlar ruhlu insanların bu ismi okumaları gerekir. Ancak sadece onlara mahsus değildir. Bu ismi vird edinenler işlerinde ve özellikle sanatlarında başarılı olurlar. El-HALIK ismini, seher vaktinde zikredenlerin, kalpleri çabuk nurlanır ve basiretleri açılır, hikmet sahibi olurlar. İyileşmesi zor bazı hastalıklar için bu ismin vekfinin, yazılıp taşınması ve zikrine devam edilmesi tavsiye edilmiştir. Her kim bu mübarek ismi vird haline getirir ve geceleri buna devam ederse, yüce Allah, o kimsenin içini ve dışını nurlandırır. Gam ve kederden kurtarır, ahiret saltanatı ile lütuflandırır. Çözülemeyen bir işi olan kimse,temiz bir vaziyette ve abdestli olarak kıbleye karşı tenha bir yerde bu ismi 5115 defa zikreder ve halini Allah’a arz edip dua ederse, isteği yerine getirilir,ve kolayca çözülür.

Her gün 731 kere “Ya Hâlik celle celâlühû” zikrine devam eden bütün sıkıntılarından kurtulur, her işinde başarılı olurlar. Her gün 731 kere “Ya Hâlik, Ya Bârî, Ya Musavvir celle celâlühû” diye zikreden, her türlü ruh hastalığından kurtulur. Çocuğu olmayan eşler, her gün 731 kere “Ya Hâlik celle celâlühû” demeye devam ederlerse Allâh-u Teala’nın izniyle çocukları olur. Çocuğu olmayan bir kadın, yedi gün oruç tutup iftar vaktinde “Ya Halık, Ya Bari, Yâ Musavvir” isimlerini bir bardak suya 21 kere okuyup üfleyip ve o su ile orucunu açarsa Cenab-ı hak bu isimlerin hürmetine makbul bir çocuk ihsan eder.

İçinde El-Halık İsm-i şerifinin geçtiği Kur’an ayetleri Fatır suresi 3. ayet يَا أَيُّهَا النَّاسُ اذْكُرُوا نِعْمَتَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ هَلْ مِنْ خَالِقٍ غَيْرُ اللَّهِ يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاء وَالْأَرْضِ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَأَنَّى تُؤْفَكُونَ Okunuşu : Yâ eyyuhân nâsuzkurû ni’metallâhi aleykum, hel min hâlikın gayrullâhi yerzukukum mines semâi vel ard (ardı), lâ ilâhe illâ huve fe ennâ tu’fekûn (tu’fekûne). Anlamı : Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetini zikredin. Sizi göklerden ve yerden rızklandıran, Allah’tan başka bir Halîk (bir Yaratıcı) var mı? O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl (imandan) döndürülüyorsunuz?

Enam suresi 101. ayet بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنَّى يَكُونُ لَهُ وَلَدٌ وَلَمْ تَكُن لَّهُ صَاحِبَةٌ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ وهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ Okunuşu : Bedîus semâvâti vel ard (ardı), ennâ yekûnu lehu veledun ve lem tekun lehu sâhıbetun, ve halaka kulle şey’in, ve huve bi kulli şey’in alîm (alîmun). Anlamı : O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır. O’nun bir eşi olmadığı halde, nasıl bir çocuğu olabilir? Halbuki her şeyi O yarattı. O, her şeyi hakkıyla bilendir.

Enam suresi 102. ayet ذَلِكُمُ اللّهُ رَبُّكُمْ لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ فَاعْبُدُوهُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ Okunuşu : Zâlikumullâhu rabbukum, lâ ilâhe illâ huve, hâliku kulli şey’in fa’budûhu, ve huve alâ kulli şey’in vekîl (vekîlun). Anlamı : Rabbiniz, işte bu Allah’tır. O’ndan başka ilah yoktur. Her şeyi yaratandır. Artık O’na kul olun! Ve O, her şeye vekildir. Rad suresi 16. sure قُلْ مَن رَّبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُلِ اللّهُ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُم مِّن دُونِهِ أَوْلِيَاء لاَ يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ نَفْعًا وَلاَ ضَرًّا قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ أَمْ جَعَلُواْ لِلّهِ شُرَكَاء خَلَقُواْ كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ اللّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ Okunuşu :

Kul men rabbus semâvâti vel ard(ardı), kulillâh (kulillâhu), kul e fettehaztum min dûnihî evliyâe lâ yemlikûne li enfusihim nef’an ve lâ darrâ (darren), kul hel yestevil a’mâ vel basîru em hel testevîz zulumâtu ven nûr (nûru), em cealû lillâhi şurakâe halakû ke halkıhî fe teşâbehel halku aleyhim, kulillâhu hâliku kulli şey’in ve huvel vâhidul kahhâr (kahhâru). Anlamı : “Semaların ve yeryüzünün Rabbi kimdir?” de. “Allah’dır” de. Artık ondan başka kendilerine bile fayda ve zararı olmayan dostlar mı edindiniz? “Gören ve görmeyen bir olur mu? Veya karanlıklar ile nur bir olur mu?” de. Yoksa onlar, onun yaratması gibi yaratan ortaklar kıldılar da, böylece bu yaratma onlara benzer mi göründü? De ki:“Allah, her şeyin yaratıcısıdır.” Ve O, tek Kahhar (kahreden), her şeye gücü yeten, en kuvvetli olandır.

Zumer suresi 62 ayet اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ Okunuşu : Allahu hâliku kulli şey’in ve huve alâ kulli şey’in vekîl (vekîlun). Anlamı : Allah, her şeyin Yaratıcısı’dır ve O, her şeye vekildir. Mü’min suresi 62 ayet ذَلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ لَّا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَأَنَّى تُؤْفَكُونَ Okunuşu : Zâlikumullâhu rabbukum hâliku kulli şey’in lâ ilâhe illâ huve fe ennâ tu’fekûn (tu’fekûne). Anlamı : İşte o Allah ki, sizin Rabbinizdir. Her şeyi Yaratan’dır. O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl döndürülüyorsunuz?

Haşr suresi 24. ayet هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاء الْحُسْنَى يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ Okunuşu : Huvallâhul hâlikul bâriul musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard (ardı) ve huvel azîzul hakîm (hakîmu). Anlamı : O Allah ki; Yaratan’dır, Bâri’dir (yokken var eden), Musavvir’dir (şekil verendir), güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nu tespih eder. Ve O; Aziz’dir (yücedir), Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

Nisa suresi 1. ayet يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا Okunuşu : Yâ eyyuhân nâsuttekû rabbekumullezî halakakum min nefsin vâhidetin ve halaka minhâ zevcehâ ve besse minhumâ ricâlen kesîran ve nisââ(nisâen), vettekûllâhellezî tesâelûne bihî vel erhâm (erhâme). İnnallâhe kâne aleykum rakîbâ (rakîben). Anlamı : Ey insanlar, Rabbiniz’e karşı takva sahibi olun. O ki, sizi bir tek nefesten (Âdem Aleyhis selâm’dan) yarattı. Ve ondan zevcesini yarattı ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yaydı. Ve O’nunla (O’nun adı ile) birbirinize dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı takva sahibi olun ve rahimlerden (akrabalık haklarından) sakının. Muhakkak ki Allah, sizin üzerinizde murakıbtır (sizi kontrol edendir).

Tur suresi 35. ayet أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ Okunuşu : Em hulikû min gayri şey’in em humul hâlikûn (hâlikûne). Anlamı : Yoksa onlar bir şey (bir yaratan) olmaksızın mı yaratıldılar? Veya yaratıcılar onlar mı?

Mü’minun suresi 14. ayet ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًا ثُمَّ أَنشَأْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ Okunuşu : Summe halaknân nutfete alakaten fe halaknâl alakate mudgaten fe halaknâl mudgate ızâmen fe kesevnâl izâme lahmen summe enşe’nâhu halkan âhar (âhara), fe tebârakallâhu ahsenul hâlikîn (hâlikîne). Anlamı : Sonra da nutfeden (bir noktadan rahim duvarına bağlı) bir alaka yarattık. Sonra alakadan bir çiğnem et (görünümünde) bir mudga yarattık. Bundan sonra mudgadan kemikleri yarattık. Daha sonra kemiklere et giydirdik (üzerini et ile kapladık). Daha sonra da onu, başka bir yaratışla inşa ettik (şekillendirdik). İşte böyle Allah, Mübarek’tir, En Güzel Yaratıcı’dır.