Ekrem İmamoğlu''ndan Eyüp Sultan''da nahoş tavır

Mazbatasını almadan kendisini Belediye Başkanı ilan eden ve protokol kurallarını hiçe sayan CHP İstanbul Adayı Ekrem İmamoğlu''nun Anıtkabir''de yaptığı kurnazlığı Eyüp Sultan''da da yapmak isteyince baltayı taşa vurdu. HaberTürk yazarı Murat Bardakçı, Ekrem İmamoğlu''nun basına gizli yapılmış gibi yansıtılan ziyaretinin perde arkasını yazdı.

İşte Bardakçının yazısından kesitler:

Sizlere, İmamoğlu’nun önceki gün Eyüpsultan’ın yani Ebâ Eyyubü’l-Ensârî’nin kabrinin ve kabrin üzerindeki sandukanın bulunduğu odada namaz kılmak istemesi üzerine yaşananların namaz fotoğrafı gibi basına sızmamış ayrıntılarını anlatayım:

HEMEN ANKARA BİLGİLENDİRİLDİ

Ekrem Bey beraberinde kalabalık bir partili grupla beraber Eyüpsultan’a gitmiş, yanındakiler türbe görevlilerine “Başkan sandukanın bulunduğu odada namaz kılmak istiyor, hemen açın” demişler. Görevliler “Bunun için hem önceden haberdar edilmemiz hem de özel izin alınması gerekir” deyip kendi başlarına bir iş yapmaya çekinmiş ve türbelerin bağlı olduğu İstanbul Kültür Müdürlüğü’nü aramışlar. Kültür Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz aynı gerekçe ile, yani namazla ilgili olarak müdürlüğe önceden bilgi verilmediği ve izin başvurusu da yapılmadığı, üstelik üst makamlara soracak vakit de olmadığı için hemen inisyatifini kullanmış “Açmayın!” talimatını vermiş ve hemen Ankara’yı da bilgilendirebilmiş.

Ekrem Bey’in yanındakiler türbenin açılmaması üzerine görevlilere karşı biraz yüksek perdeden sözler sarfetmişler ama karşı taraf alttan almış ve Eyüpsultan’ın kabrinin ilerisindeki bir başka türbeyi gösterip “Burada kılabilirsiniz” demişler.

DEVLET, USUL VE ERKÂN DEMEKTİR!

Beşir Ağa 1746’da vefat etti ve bu büyük ilim ve sanat korucusunun hatırasına lâyık olduğu hürmeti gösteren devlet, onu Eyüpsultan’ın kabrinin ilerisine defnetti.

Ekrem Bey namazını Eyüpsultan’ın değil, işte bu çok önemli harem ağasının kabrinin başında kıldı. Ama müsterih olması lâzım, zira Eyüpsultan’ın kabir odasını açmamaları sayesinde çok hayırlı bir iş yaptı, neredeyse üç asırdan buyana kimselerin gidip de mezarının başında dua etmeyi düşünemediği Hacı Beşir Ağa’nın ruhunu namazı ve duası ile şâdetti!

İmamoğlu’nun önceki gün Eyüpsultan’da, dün de Fatih Camii’nde kıldığı namazları ve türbelerin başında ettiği duaları Allah kabul etsin ama önemli bir hususu hatırlatmadan da edemeyeceğim:

Devlet bir yerde usul ve erkân demektir; herşeyin, hattâ din büyüklerinin türbelerini ziyaret etmek istemenin de bir usulü vardır. Mazbatanızı henüz almamış olmanız bir tarafa, alsanız, hattâ değil belediyenin, devletin bile başına geçseniz bu kurallara ve asgarî nezaket kaidelerine uymanız, meselâ bir türbenin halka açılmayan bölümünde iki rekât namaz kılmak istediğiniz takdirde oraya çatkapı gitmek yerine yetkililere önceden haber verip nezaketen ricada bulunmanız gerekir. Sizin zahmet buyurmanıza da lüzum yoktur, gereken düzenlemeyi bu gibi tatsızlıkların yaşanmasını önlemekle vazifeli protokol memurları yaparlar!

Ama görevlilere haber vermeye lüzum bile hissetmeden Eyüpsultan’a gidip de “Mezar odasını açın, namazımı orada kılmak istiyorum” demek ile Anıtkabir’de “Ben saygı duruşunu mozolenin önünde değil, aşağıdaki mezar odasında yapacağım; derhal açılsın!” talebinde bulunmak arasında davranış bakımından pek bir fark...