Yunanistan ve kreditörleri arasındaki müzakerelerde uzlaşmaya varılamazken, ülkede özellikle muhalefet tarafından dile getirilen erken seçim çağrıları güçleniyor.
Avrupa Birliği (AB) kurumları ve Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) oluşan kreditörlerin temsilcileri kurtarma paketine ilişkin reformları görüşmek üzere bu hafta yeniden Atina'ya gelirken, özellikle istihdam piyasası düzenlemeleri ve 2018 sonrası mali hedefler konusunda taraflar arasındaki görüş ayrılıkları müzakerelerin geleceğini tehlikeye atıyor.
Ülkede, üst üste gelen grev ve eylemler nedeniyle halkın kemer sıkma önlemlerine tepkisi büyürken, Yunan hükümeti daha fazla "acı reçete"ye imza atarak düşen kamuoyu desteğinin dibe vurmasından çekiniyor.
Yunan hükümeti, IMF ve AB'den oluşan üç taraf arasında, farklı konulardaki uyumsuzluklar çözümsüzlüğünü korurken, kurtarma paketi müzakerelerinin çıkmaza girmesi ile yeniden "sine-i millete dönmek" hükümet için bir seçenek olarak beliriyor.
IMF ve AB arasında Yunanistan'ın kurtarma paketine ilişkin reform ve hedefler üzerine uzun süredir devam eden uzlaşmazlık da su yüzüne çıktı. IMF Avrupa Direktörü Polu Thomsen'ın IMF sitesinde yayınlanan blog yazısında, AB'nin Yunanistan'dan beklediği kemer sıkma önlemleri "basitçe güvenilir değil" şeklinde nitelendirildi.
Yazıda, IMF'nin daha fazla kemer sıkma önlemi talebinde bulunmadığı, AB'nin Yunan hükümetinden beklediği mali hedeflere ulaşılmasının mümkün olmadığı belirtilerek, "Eğer Yunanistan, Avrupalı ortaklarıyla iddialı mali hedefler konusunda anlaşıyorsa, bu hedefleri güvenilir kılmak için daha fazla önlem talep ettiğinde IMF'yi eleştirmeyin." denildi. Avrupa Komisyonu'ndan cevap ise gecikmedi. Sözcü Annika Breidthardt, reformların doğru olduğunu ve uygulandığı takdirde Yunanistan'ın yeniden büyümeye döneceğini söyledi.
IMF'ye her iki cepheden eleştiriTaraflar arasındaki anlaşmazlıkta IMF'nin mücadelesi ise iki cephede sürüyor. IMF, ülkenin geçen yıl imzalanan 86 milyar avroluk üçüncü kurtarma paketi programının 2018'deki bitişinden itibaren talep edilen yüzde 3,5'luk faiz dışı bütçe fazlası önerisinin imkansız olduğunu öne sürüyor. IMF, şu andaki reformlarla ancak ülkenin GSYH'sine oranla yüzde 1,5 düzeyinde bir hedefin ulaşılabilir olduğunu, yüzde 3,5 gibi bir hedef için ise daha fazla kemer sıkma önlemi gerektiğini belirtiyor. IMF'ye göre, daha fazla kemer sıkma ise büyüme karşıtı bir etki gösterecek.
Kurtarma paketi programında kalıp kalmayacağına henüz karar vermemiş olan IMF'nin bir diğer eleştirisi ise 315 milyar avroyla ülkenin GSYH'sinin neredeyse iki katına ulaşan kamu borcunun sürdürülebilir olmadığı yönünde. Bu ay başındaki Avro Bölgesi maliye bakanları toplantısından çıkan kısa vadeli borç hafifletme kararları ise fonu tatmin etmiş görünmüyor.
IMF, borcun sürdürülebilirliği için "tatmin edici" bir borç hafifletme yönünde tavır alırken, 2017 yılında gerçekleşecek seçimler öncesi başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri bu talebe sıcak bakmıyor. IMF ayrıca, Yunan hükümetinin yapısal reformları uygulayarak daha fazla vergi toplamasının yanı sıra "cömert" emeklilik sisteminde de daha fazla kesintiye gitmesi çağrısında bulunuyor.
Öte yandan, ana ortağı sol parti SYRIZA olan Yunan hükümeti ve IMF arasındaki en derin görüş ayrılığı ise istihdam piyasasına yönelik düzenleme talepleri üzerinde yaşanıyor. Toplu iş sözleşmelerini kısıtlayan ve işten çıkarmaların kolaylaştırılmasının önünü açan reform talepleri, halk desteğini önemli oranda kaybetmiş hükümeti ise adeta köşeye sıkıştırıyor.
Başta Maliye Bakanı Efklidis Çakalotos olmak üzere ekonomi yönetimi, ısrarla "saçma" olarak nitelediği söz konusu reformlar konusunda duruşlarının değişmeyeceğini belirterek, tarafları bu konuda taviz vermeye davet ediyor. Çakalotos, mali hedeflere ilişkin Yunanistan'ın hiçbir anlaşmaya varmadığına dikkati çekerek, IMF'yi halihazırda ekonomik sıkıntılara maruz kalan emekliler ve düşük gelirlileri daha fazla tasarruf yapmaya itmekle suçladı.
Başbakan Aleksis Çipras ise bütçe tasarısının görüşüldüğü meclis toplantısında yaptığı konuşmada, bir an önce müzakerelerin tamamlanarak, gelecek yılın ilk çeyreğinde Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) parasal genişleme programına dahil olarak ülkedeki sermaye piyasasına nefes aldırmak istediklerini ifade etti. Çipras, kreditörlerin "mantıksız" isteklerine boyun eğmeyeceklerini de yineledi.
Borç hafifletme beklemedeÇipras'tan gelen sürpriz hamle ise faiz dışı bütçe fazlasında hedeften yüksek gelen miktarın 617 milyon avroluk kısmını, düşük gelirli emeklilere ikramiye olarak dağıtılacağı açıklaması oldu. Çipras ayrıca, göçmen krizinden olumsuz etkilenen Doğu Ege adalarında 2017'de gerçekleşecek KDV artışının uygulanmayacağını da bildirdi.
Açıklama, dar gelirlileri sevindirirken, ülkede erken seçim tartışmalarını da alevlendirdi. Çipras liderliğindeki hükümetin kreditörlere karşı tonundaki sertleşme ve seçim vaadi niteliğinde ekonomik uygulamalar, erken seçim ihtimaline yönelik soru işaretlerini kuvvetlendiriyor.
Söz konusu sosyal müjde paketinin en önemli etkisi ise Yunan hükümeti ve kreditörler arasındaki çatlağı derinleştirmesi oldu. AB'li kreditörlerin, söz konusu paketten "bihaber" olduklarını ve paketin memorandum kapsamında bulunmadığını açıklamalarının ardından, dün Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) tarafından borç hafifletme kararlarının askıya alındığı açıklaması geldi.
5 Aralık'taki Eurogroup toplantısında kararlaştırılan ve Yunan hükümeti tarafından "milli başarı" olarak sunulan borç hafifletmenin, ülkenin borcunu 2060'a kadar yüzde 20 oranında azaltması hesaplanıyordu.
Piyasalarda soğuk duş etkisi yaratan kararın ardından Atina borsası günü yüzde 3,2'lik kayıpla kapatırken, 10 yıllık devlet tahvillerinde faiz oranı 45 baz puan artışla son bir ayın en yüksek seviyesi olan yüzde 7,30'a yükseldi.
Başbakan Çipras ise yaptığı açıklamada, paketin kreditörlerle yapılan anlaşma kapsamında olduğunu savunarak, "Herkes Yunan halkına ve son 6 yılda yaptığı fedakarlıklara saygı duymalı." ifadesini kullandı.
AB ülkeleri liderler zirvesi için Brüksel'de çeşitli temaslarda bulunacak olan Çipras'ın, cuma günü Berlin'de Almanya Başbakanı Angela Merkel'le yapacağı görüşme ise son gelişmelerin ardından daha da önem kazanıyor.
Üst üste son iki çeyrekte beklentiden fazla büyüme gösteren ve bu yıl hedefin iki katından yüksek faiz dışı fazla veren Yunan ekonomisindeki gidişatın, krizdeki son 7 yılda olduğu gibi, 2017'de de ülke siyasetinde en önemli etken olmaya devam etmesi bekleniyor.