Eğitimin temeli Atatürk milliyetçiliği

Kemalist rejimden talimat: Egemen ideoloji yapının sorgulanmasına izin vermeyin

Resmi ideolojide demokrasi eğitimi adı altında aslında tek tip insan yetiştirme iradesi ortaya konmuştur. Aslında bu ilke ile milli eğitim sistemindeki iş görenlere satır arasında, "demokrasi falan derken sakın ola egemen ideolojik yapının sorgulanmasına izin vermeyin", mesajı verilmek isteniyordu

"Demokrasi eğitimi" adı altında böyle bir mesaj vermek, içtenlik-samimiyet ilkeleri ile bağdaşmaz. Milli Eğitim Sistemi iş görenleri arasında moral değerlerin yüksek olması gereken bir sistemdir. Bu ilke, sistem içinde moral değerlerin yüksek tutulmasına katkıda bulunabilecek bir ilke değildir

Tek parti döneminin eğitim sisteminin üsten alta kumanda edilen hiyerarşik yapılanmasıyla ziyadesiyle bürokrasinin (tek parti) etkisi altında olduğu görülmektedir. Bu durumda eğitim farklı tercihlere, farklı algı ve yorumlara, eleştirel düşünceye de kapalıdır.

"Uzun yıllar kullanılan 1948 ilkokul ve ortaokul programları, daha önce yapılmış programlar gibi temel belirleyici ölçüt olarak, yol gösterici olarak CHP programının "Ulusal Eğitim" bölümündeki direktifleri aldığını açıkça belirtir. "Türk ırkı", "Türkün derin tarihi" vurguları bu programlarda sıkça tekrar edilir. 1968-1995 Programlarında bu özellik çok partili yaşamın özelliklerine uygun biçimde değişikliğe uğramıştır. 1968'den itibaren "Türk ırkı", "Türkün derin tarihi" gibi "yol gösterici" vurgular yerini "Atatürkçü Düşünce" vurgusuna bırakır. 1968'den itibaren programlarda, Atatürkçü Düşünce etrafında oluşturulacak değerler bütününü, ulusal birliği korumak-güçlendirmek, topluluk içinde çıkabilecek çatışmaları önlemek için araç olarak kullanma isteği açıkça görülür. 1968 ve sonrası programlarda, "insan hak ve özgürlükleri", "demokrasi" gibi kavramlara yer verilse de; bu kavramların çocuğa kültürleme boyutunda, toplumun ahlak kuralları çerçevesinde -milli kültür temelinde- benimsetilmeye çalışıldığı görülür."(1)

Türkiye'de eğitim 14.06.1973 yılında kabul edilen ve hala yürürlükte olan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu çerçevesi çizilen bir anlayışla yürütülmektedir. "1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda geçen genel amaçlara, arkasından sıralanan Türk Milli Eğitiminin Temel İlkelerine biraz yakından bakıldığında amacın bir bakıma devleti korumak olduğu kolayca görülmektedir.

Madde 2 u2013 Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,

1. (Değişik: 16/6/1983 - 2842/1 md.) Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek'tir der..(2)

Kanuna 1983 yılında yapılan ekler ise 12 Eylül darbesinin derin izlerini taşımaktadır. İkinci maddenin 1. fıkrasında aynı konu olduğu halde yeni bir paragraf açılması ihtiyacı hasıl olmuş olmalı ki 10. madde eklenmiş. Tuhaf olan 10. maddeden ziyade hemen ondan sonra gelen 11. maddenin varlığı. Sanki birileri aynen 2. maddede olduğu gibi bir yanlışı telafi etme ihtiyacı duymuş da onları ilave edivermiş gibi. 10, 11 ve 12 maddelerde bir göz atalım:

Madde 10. Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılap ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır. Milli ahlak ve milli kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine ve öğretilmesine önem verilir.

Milli birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak Türk dilinin, eğitimin her kademesinde, özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan öğretilmesine önem verilir; çağdaş eğitim ve bilim dili halinde zenginleşmesine çalışılır ve bu maksatla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile işbirliği yapılarak Milli Eğitim Bakanlığınca gereken tedbirler alınır. (3)

10. maddede ifade edilen "Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılap ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır."

"Atatürk inkılap ve ilkeleri Cumhuriyetin kuruluş koşullarında toplumsal değişimin acil öncelikleri doğrultusunda atılacak adımları ve o günün koşullarındaki toplumsal değişimin özelliklerini yansıtırlar. Bu ilkelerin günümüz toplumsal değişim süreci için ne anlama geleceği oldukça tartışmalı bir konudur. "Atatürk milliyetçiliği" "Atatürk İnkılap ve İlkeleri" gibi, bugün algılanması son derece sübjektif kavramlar etrafında, çatışmaları önleyici ortak değerler arayışı ne ölçüde anlamlı, akılcı ve uygulanabilirdir; sorgulamak gerekir.

"Demokrasi Eğitimi" başlığı altında dile getirilenler oldukça ilginçtir:

"Güçlü ve istikrarlı, hür ve demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için vatandaşların sahip olmaları gereken demokrasi bilincinin, yurt yönetimine ait bilgi, anlayış ve davranışlarla sorumluluk duygusunun ve manevu00ee değerlere saygının, her türlü eğitim çalışmalarında öğrencilere kazandırılıp geliştirilmesine çalışılır; ancak, eğitim kurumlarında Anayasa'da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine aykırı siyasu00ee ve ideolojik telkinler yapılmasına ve bu nitelikteki günlük siyasu00ee olay ve tartışmalara karışılmasına hiçbir şekilde meydan verilmez." Md:11(MEB)

Bu ilkede ortaya konan anlayışın demokrasi ile ilgisi olmadığı çok açık. Bu ilkede demokrasi eğitimi adı altında aslında tek tip insan yetiştirme iradesi ortaya konmuştur. Aslında bu ilke ile milli eğitim sistemindeki iş görenlere satır arasında, "demokrasi falan derken sakın ola ortak düşünsel paydanın (egemen ideolojik yapının) sorgulanmasına yol açacak tartışmalara girmeyin, girilmesine de izin vermeyin", mesajı verilmek istendiği söylenebilir. "Demokrasi eğitimi" adı altında böyle bir mesaj vermek, içtenlik-samimiyet ilkeleri ile bağdaşmaz. Milli Eğitim Sistemi iş görenleri arasında moral değerlerin yüksek olması gereken bir sistemdir. Bu ilke, sistem içinde moral değerlerin yüksek tutulmasına katkıda bulunabilecek bir ilke değildir.

Yarın:Tek parti Döneminin Ders Kitapları

(1) Ali Türer, Türk Eğitim Sisteminde Değişim ve Dönüşüme Engel Düşünsel Ayak Bağları Üzerine Bir İnceleme, Liberal Düşünce Dergisi, Eğitim, Piyasa Ve Devlet, Sayı:49,Yıl:2008,s:113-114

(2) http://mevzuat.meb.gov.tr/html/88.html

(3) http://mevzuat.meb.gov.tr/html/88.html