Pedagoji ve aile üzerine yazdığı birçok eserle tanıdığımız Doç. Dr. Süleyman Doğan'ın son kitabı "Rektörlerin Gözüyle Üniversitelerimiz", Türkiye'deki akademi dünyasını anlamaya yönelik bir yolculuk mahiyetinde. Gazetemizde de bir dönem yazıları neşredilen Doç. Dr. Doğan, 30 üniversitenin rektörleriyle birebir görüşerek, genişliğiyle sahasında bir ilk olan kitabı uzun çalışmalar sonucu meydana getirdi. Doğan, konuştuğu rektörlerle Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan safahatta eğitimin tarihi ve aktüel problemlerini masaya yatırıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Doğan'ın Akıl Fikir Yayınları arasından çıkan yeni kitabı "Rektörlerin Gözüyle Üniversitelerimiz" kitabı birçok konuya ışık tutuyor.
Türkiye'nin eğitim felsefesi yok
Doğan, gerçekleştirdiği mülakatlardan yola çıkarak teşhis ettiği eğitim problemlerine yer verdiği bölümde, "En önemli problem eğitimde eğitim felsefesinin olmayışıdır. Türk eğitim sistemi pedagojik değil ideolojik yapılanmıştır ve bu devam etmektedir. Modern yükseköğretimimizin esaslı bir ilmu00ee, felsefu00ee, sosyal, kültürel temele ve plana dayanmadan, tamamen deneme yanılma yoluyla, el yordamlarıyla başlatılmış ve geliştirilmiştir. Bugün maarifimizin temel meselelerinden biri Osmanlı'dan tevarüs eden eğitim meselesinin yanlış teşhisi ve ciddi bir eğitim felsefesinin yoksunluğudur" ifadelerine yer veriyor.
Rektörlük atanma yoluyla olmalıdır
"Mevcut sistemde rektörler adeta 'ortaçağ derebeyliğine' benziyor" ifadelerini kullanan Doğan, Akademik dünyanın en önemli yarışlarından biri olan rektörlük seçimlerinden ziyade atanma yoluyla olmadır. Atanma olduğunda üniversitelerde politize durumu ortadan kalkacak, hem de rektörlerin diğer adaylar hakkında olumsuz tutum ve davranışları olmayacak hem de üniversite hocaları birbirine husumet duymayacaklar ve enerjilerini boşu boşuna birbirlerine sarf etmeyeceklerdir. Gelişmek, kalkınmak ve ileri ülkeler seviyesine gelmek için eğitime ve dolaysıyla her kademede okullara ve özellikle de üniversitelere her zaman öncelik ve önem vermemiz kaçınılmazdır" diyerek çözüm yollarına dair düşüncelerini aktarıyor.