Ezgi ÇelikAnkara
Ankara Temsilcimiz Neşat Gündoğdu’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulununan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, ziyarette, çalışma şartları ve sendikacılık üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Ülke gündeminde yer alan konuların konuşulduğu ziyarette İstanbul’da meydana gelen depremin ardından bazı okulların durumu hakkında görüşlerini bildirdi. Tekli eğitimden ikili eğitime geçmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kolukısa, eğitimde bir mağduriyetin söz konusu olmadığını ifade etti. Öğrencilerin eğitim ve öğretimlerine belirlenen okullarda devam ettiğini kaydeden Kolukısa, “Eğitimi tamamen aksatacak ve tolere edilemeyecek boyutta olumsuz bir durum söz konusu değil” dedi.
“Nitelikli eğitim terörü bitirir”
Diyarbakır'da HDP İl Başkanlığı önünde eylem yapan ailelere ilişkin konuşan Kolukısa, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in annelerin teröre karşı gösterdikleri kararlı duruşun yanında olduğunu vurguladı. Terörün eğitim üzerinde de olumsuz etkileri bulunduğuna dikkat çeken Kolukısa, sınıfta olması gereken çocukların dağa kaçırıldığını ve eğitim hakkından mahrum edildiğini söyledi. Terörün nitelikli bir eğitimle bitirilebileceğini vurguladı.
“Teşvik edici yöntemler getirilmeli”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın dezavantajlı bölgelerde kalmayı teşvik edici yöntemler getirmesi gerektiğini söyleyen Kolukısa, “MEB, bölgedeki öğretmen istihdamının istikrarını sağlamak için sözleşmeli öğretmen uygulamasını getirdi. Öğretmenler belirli bir sürede bölgede çalışmadan kadroya geçemiyorlar. O süre içerisinde de kadrolu öğretmenlerin sahip olduğu bazı haklardan mahrum oluyorlar. Bu noktada öğretmen istihdamında zorluk çekilen bölgelerde öğretmenlerin hizmet vermesi mecburi yöntemlerle değil, teşviki yöntemlerle tesis edilmelidir” dedi.
“Yasal düzenlemeye ihtiyaç var”
Toplu sözleşme masasında beklentilerinin karşılanmadığını kaydeden Kolukısa, yapılan zamlar sonrasında memurların ve öğretmenlerin de olumsuz etkilendiğini dile getirdi. Kolukısa, “Kayıplarımız telafi edilmelidir. Hükûmetimiz bu güncellemeden bizi de mahrum bırakmamalıdır. Toplu sözleşme pazarlık süreci bize gösterdi ki masada anlaşma olmadığı takdirde kamu görevlilerin elini güçlendiren bir yasal zemin yok. Bu noktada grev ve siyaset hakkı tanıyan yasal düzenlemenin yapılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.