HABER: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de sondaj faaliyetlerini sürdürürken Suriye ve Libya’yı da yakından izliyor. Türkiye’nin, Ermenistan’a karşı topraklarını geri almaya çalışan Azerbaycan’ın yanında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermenistan yandaşı ülkelerin dürüst olmadığını ve sadece Ermenilere silah göndererek de barışın tesis edilemeyeceğini belirtti. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger ve İbn Haldun Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Talha Köse son gelişmeleri Milat’a değerlendirdi.
Türkiye kararlı mücadeleden vazgeçmez
Son dönemde Türkiye’nin birden çok cephede hayati tedbir taşıyan bir mücadele yürüttüğünü ifade eden Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, “Bir taraftan S-400’leri tedarik etti, diğer taraftan Kuzey Suriye’de; yanı başımızda bir terör devletinin kurulmaması için mücadele ediyor. Bununla birlikte Libya’da kalıcı ateşkes ilan edilmesi için ağırlığını koydu. Türkiye’nin desteklediği ve uluslararası toplumun tanıdığı UMH bugüne kadar ayakta kaldı, bu konuda da çabalarımızı sürdürüyoruz. Doğu Akdeniz’de de kararlılık göstermeye devam ediyoruz. Yunanistan’ın arkasına aldığı AB olaya müdahil oldu, yaptırım kararı almasa da tehdit etti. Türkiye Mavi Vatan konseptinden asla geri adım atmayacağını ortaya koydu. Zaten şu an kararlılığımızı ortaya koymazsak daha sonrasında da hak iddia edemeyiz” dedi.
Masaya Türkiye’nin aklı yansıyacak
Türkiye’nin tam destek verdiği Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı başarılı bir mücadele verdiğini kaydeden Ülger, “Azerbaycan uluslararası olarak da kendisinin kabul edilen topraklarını geri alsa bile o toprakları Azerbaycan’a bırakmamak için Dağlık Karabağ Ermenilerinin kendi kaderini tercih hakkını gündeme getirecek ülkeler olacaktır. Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’dan koparmak istiyorlar. Bunların ayrılıkçı devlet projesini sadece Rusya değil, Ermeni diasporasının baskısıyla ABD ve Avrupa da destekleyecektir. Fakat işgal bölgeleri temizlendikten sonra kurulacak olan masaya Türkiye’nin aklı ve kararlılığı da mutlaka yansıyacaktır” diye konuştu.
Küresel mekanizmalara güven yok
Dünya siyasetinde genel bir dönüşümün olduğunu belirten Doç. Dr. Talha Köse, “Son yıllarda dengeler değişti. ABD gibi büyük güçlerin çekildikleri ortamlarda güç boşlukları oluşmaya başladı. Bu alanlarda da eskiden kalan dondurulmuş çatışmalar yeniden gündeme geldi. Bölgesel güçlerin kendi aralarında kurdukları ittifaklar daha önemli bir rol oynamaya başladı. Müzakereleri sağlayan uluslararası mekanizmalara güven azaldı. Bu durum da ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda daha fazla adım atmasını gerektirdi” ifadelerini kullandı.
Egemenlik sahamız tartışılamaz
Doğu Akdeniz’deki tüm proje ve faaliyetlerin Türkiye’nin egemenlik alanına düşen bölge içerisinde geçtiğini vurgulayan Köse sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye egemenlik alanında geçen faaliyetleri askeri güç kullanarak önlemek zorunda. Bu eylemler Türkiye’nin kendi sınırını belirlemeye yönelik adımlardır. Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de bir iddiası olamaz, Meis Adası ve GKRY üzerinden sorun çıkarıyor. Oysa Türkiye’nin Yunanistan’la arasında adaların silahlandırılması ve adaların aidiyet sorunu gibi birçok sorun var. Sırf diplomasi yürüsün diye herhangi bir ülkeyle kendi alanımızı, egemenlik sahamızı tartışıp müzakere edecek değiliz.”