Ecdadımızın geçmişinde sömürgecilik yok

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, "Bizim ecdadımızın geçmişinde sömürgecilik yok. Güçlenen yeni Türkiye, ecdadının zulme karşı duran, mazlumun her zaman yanında duran anlayışını yeniden dış politikada yaşatmaya gayret ediyor." dedi

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından Uluslararası Öğrenci Akademisi kapsamında Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye söyleşileri" etkinliğine katıldı.

Dünya nüfusunun yüzde 10-12'sinin Batı medeniyetinin ülkelerinde yaşadığını ifade eden Erdoğan, "Dünyanın yüzde 88'i batı dışarısında kendi geleneği, medeniyeti olan ülkelerde yaşıyor. O zaman bizim bu renkleri yeniden canlandırmaya ihtiyacımız var. Nevruzun toprağı yeniden canlandırması gibi. Biz buna geleneksel sporlarla başlayalım dedik. Geleneksel sporların tabanda yayılması, kabul görmesi çok daha hızlı olabilir." diye konuştu.

Erdoğan, bu spor dallarını yeniden popülerleştirmeye çalışırken asıl maksatlarının dünyanın, baskı altında kendini ifade edemeyen kültürlerini, renklerini yeniden canlandırmanın arayışı olduğunu belirterek, "Dünyanın renkliliğinin zenginlik olduğunu nasıl yaygın bir şekilde insanlara anlatabiliriz? İstiyoruz ki YTB bünyesinde Türkiye'ye gelen uluslararası öğrencilerimiz kendi topraklarındaki geleneksel sporlarını bize anlatsınlar, tanıtsınlar. Bu vesile ile UNESCO ile yaptığımız bir uluslararası sporlar ansiklopedisi çalışması var. Belki bu çalışmaya katkısı olabilir." şeklinde konuştu.

"16 yılda ülkemizde bir öz güven patlaması yaşandı" Türkiye'nin batılılaşmasının şekilci kaldığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Batılılaşmaktan biz şapka takmayı, alfabemizi değiştirmeyi, batılılar gibi giyinmeyi, konuşmayı, dilimize daha çok batıdan kelime almayı anladık. Ancak şekilcilik yaparken batının asıl önemli, kalkınma için değerli olan, bütün insanlığın ortak malı olan ilmini, fennini, mühendisliğini almadık. Böyle olunca da şekli bir batılılaşma yaşarken insanımızı geliştirecek yönleri yaşamamış olduk. Şu anda Cumhurbaşkanımızın liderliği döneminde son 16 yılda ülkemizde bir öz güven patlaması yaşandı. 15 Temmuz'da, şimdiye kadar bu ülkede olan darbeleri hiç yenememiş, sokağa dahi çıkamamış bir millet, sokağa çıkıp tanklara, tüfeklere, uçaklara, helikopterlere meydan okudu. Hayatını kaybettiler canları pahasına. İşte bu kazandığımız öz güveninin sonunda gerçekleşti. Bu öz güven bizim DNA'mızda var."

Türkiye'nin, dünyanın adaletsiz düzenine karşı "dünya beşten büyüktür" diyerek çıkış yapmasının, dünyanın patronlarını çok rahatsız ettiğini, bu yüzden de Türkiye ile ilgili ciddi karalama kampanyaları yapıldığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanımızla ilgili ciddi karalama kampanyalarını yapıyorlar. Cumhurbaşkanımız için batı medyalarında otoriter, diktatör gibi kelimeler kullanılırken, Mısır'da darbe yapmış bir diktatör için Amerikan ve Avrupa parlamentoları bugüne kadar 'darbe yapıldı' bile diyememiş durumdalar. Her seçimde deli gibi çalışan bir lidere diktatör yaftasını yapıştırıyorlar. Çünkü bu dünyanın adaletsiz düzeni, beş ülkenin iki dudağı arasında; Somali'de yaşanan açlık, Ruanda'da yaşanan katliam, Filistin'de yaşanan zulümler. Peki dünya Müslümanlarının hukukunu Milli Güvenlik Konseyi'nde kim koruyacak? Afrikalıların hukukunu kim koruyacak.

Bu düzenin bozuk olduğunu, bu kadar büyük bir ülke söylediği için tabii ki batı ülkelerinin hedeflerine koyuluyor. Ama bizim şu anda yapmaya çalıştığımız hiçbir menfaat beklememek. Zaten bizim ecdadımızın geçmişinde sömürgecilik yok. Güçlenen yeni Türkiye, ecdadının zulme karşı duran, mazlumun her zaman yanında duran anlayışını yeniden dış politikada, uluslararası ilişkilerinde yaşatmaya gayret ediyor. Ben de bir vatandaş olarak bununla, oğlu olarak da babamla gurur duyuyorum."

"Yeni bir gelecek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz" Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ise dünyanın 170 ülkesinden 17 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaptıklarını ve uluslararası burslandırma gerçekleştiren bir kurum olduklarını anlattı.

Eren, Türkiye sınırları dışında çok fazla soydaş ve akraba topluluklarının bulunduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Biz bunları gönül coğrafyamız olarak nitelendiriyoruz. Gönül coğrafyamız da soydaş ve akraba topluluklarımızla ilişkilerimizi kurarken, birlik ve beraberliğimizi tesis etmede çok fazla önem gösteriyoruz. Cumhurbaşkanımız ve ekibi, gece gündüz demeden mücadele ediyor. Biz de yeni Türkiye'nin ve sistemin genç bir kurumu olarak gece gündüz demeden, mesai mefhumu gözetmeden yeni bir gelecek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz."

Bilal Erdoğan buradaki etkinliğin ardından kent merkezinde Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Eskişehir İl Temsilciliği tarafından düzenlenen Sağlıklı Gençlik Merkezi'nin açılışına katıldı.

Açılışa, TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi de olan Erdoğan'ın yanı sıra Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, AK Parti MKYK Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, AK Parti milletvekilleri Nabi Avcı, Emine Nur Günay, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak ile çok sayıda davetli katıldı.