Dünya Tiyatro Günü neden kutlanır?|Dünya Tiyatrolar Günü sözleri,mesajları

Dünya Tiyatro günü neden kutlanır? 57 yıldır her ilkbaharda kutlanan Dünya Tiyatrolar Günü bu sene de çeşitli etkinliklere sahne olacak. Dünya Tiyatrolar günü nedir? Milyonlarca insan Dünya Tiyatro Günü'nün neden kutlandığını merak ediyor. Dünya Tiyatrolar Günü sebebiyle, tiyatrolar çeşitli etkinlikler tertip ediyor, sanatçılar çeşitli gösteriler sunuyorlar. İşte Sizler için hazırladığımız Dünya Tiyatro günü mesajları ve sözleri haberimiz.

Dünya Tiyatro Günü geldi çattı. 57 yıldan beri her yıl Dünya Tiyatrolar Günü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. 27 Mart tarihinde dünyanın 4 yerinde tiyatrocular ve sanatçılar tarafından Tiyatro Günü etkinlikleri hazırlanıyor. Dünya Tiyatro Günü nedir? İlk kez 1961 yılında kutlanmaya başlanan Dünya Tiyatro Günü neden kutlanır? İşte sizlere derlediğimiz Dünya Tiyatrolar Günü mesajları ve sözleri.

DÜNYA TİYATRO GÜNÜ NEDİR?

Uluslararası Tiyatrolar Birliği tarafından ilk defa 1961 yılında kutlanmaya başlayan Dünya Tiyatro Günü o günden beri aralıksız olarak kutlanıyor. Her yıl 27 Mart günü ITI merkezleri ve dünya çapında tiyatro grupları tarafından pek çok ulusal ve uluslararası etkinlikle kutlanmaktadır. Bu özel günde gelenekselleşen bir uygulama da, dünya çapında başarı kazanmış bir tiyatro oyuncusu, yönetmeni veya yazarın yazdığı evrensel bildirgedir. İlk bildirge 1962'de Fransız Jean Cocteau tarafından yazılmıştır.

Dünya Tiyatro Günü'nü kutlama fikri 1961 yılında o dönemki ITI başkanı olan Arvi Kivimaa tarafından önce Finlandiya sonra Avusturya'da yapılan 9. ITI Konferansında ortaya atıldı. Bu fikir İskandinav ülkelerinden gelen desteğin de etkisiyle uygulanmaya başlandı. Dünya Tiyatro Günü kabul edildikten sonra her yıl Paris'te 1962 tarihli Uluslar Tiyatrosu'nun (Theatre of Nations) da açılış günü olan 27 Mart günü, ITI'nin dünya çapındaki merkezlerinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı.

27 Mart günü her ülkenin tiyatro sanatçıları tarafından hazırlanan bir bildiri sahnelerde okunur. İlk bildiri 1962'de Jean Cocteau tarafından yazılmıştır. Ülkemizde ise tiyatro ile ilgili ilk ulusal bildiriyi, Türk tiyatrosunun unutulmaz ismi Muhsin Ertuğrul kaleme almıştır.

DÜNYA TİYATRO GÜNÜ NEDEN KUTLANIR?

Dünya Tiyatro Günü, tiyatro dünyasındaki insanlar için sahne sanatlarının insanları bir araya getirici gücünü kutlamak, seyirciyle daha iyi bir iletişim kurmak ve insanlar arasındaki anlayış ve barışı arttırmak için bir fırsat olarak görülmektedir. Dünya Tiyatro Günü'nde yapılan etkinlikler, uluslararası işlevlerinin yanı sıra ulusal ve bölgesel tiyatro gruplarının bir araya gelmesinde de rol oynamaktadır.

ŞEHİR TİYATROLARI ÜCRETSİZ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde oyunlarını sanatseverler için ücretsiz olarak sahneleyecek.

Tiyatro nedir?

Tiyatro, en genel tabirle bir sanat dalıdır ve ifade biçimidir. Hatta tiyatro için kullanılan en yaygın deyiş "insanı, insana, insanla ve insanca anlatma sanatı"dır. Tiyatro, özü itibariyle karşısında seyircilerin oturduğu bir sahnede, oyuncuların bulundukları sahne içerisinde jestler ve mimiklerle canlandırdıkları karakter sıfatıyla performanslarını sergilemelerinden ibarettir. Sergiledikleri bu tiyatro gösterisi "eser" ya da "oyun" olarak da adlandırılabilmektedir. Bu tiyatro eserleri, anlattıkları olguları harekete dökerek bir eyleme ve konuşarak bir nevi ses sanatıyla harmanlayarak bir performans gösterisi niteliğindedir. Bu niteliğinden ötürü de çok önemli performans sanatlarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Oyuncuların oyun sırasında kullandığı mimikler, jestler ve duygu aktarımları oyunun ne kadar başarılı canlandırılabileceği konusunda çok çok etkilidir.

Tiyatronun tarihçesi

Tiyatro, kelime kökeni olarak Yunancada yer alan "theatron" sözcüğünden türetilmiş bir kelimedir. Bu kelime anlam olarak "seyirlik yeri" demektir. Türkçeye ise İtalyancadaki "teatro" kelimesinden geçmiştir. Çağdaş tiyatronun ortaya çıkış tarihi, M.Ö. 534 yıllarına dayanmaktadır. Dionysos tanrısı için yapılan dinsel törenler ilk tiyatrolar olarak kabul görmektedir. Bu antik çağlarda yapılan tiyatro gösterileri, dönemin elit sınıfa özgü bir etkinlik olarak bulunmaktaydı. Her yıl yapılan bu etkinlikleri Dionysos'un aralarından hangisini ödüllendireceğini varsayarak bir isim belirlerler ve bu kişinin etkinlikleri düzenlemesini isterlerdi. Daha sonra yapılan yarışmada en iyi oyunu hazırlayabilmek çok önemliydi çünkü kimin tiyatro oyunu en iyi seçilirse onun sosyal itibarı doğrudan artıyordu. Bir nevi festival olarak da sayılabilecek bu tiyatro oyunu sergileme günleri, antik tiyatro döneminden bugünümüze kadar tiyatro tarihine ışık tutar niteliktedir. O tarihlerden kalma amfitiyatrolara bakıldığında gayet büyük, mimari olarak dikkatlice ve güzel inşa edilmiş ve önem verilmiş yapılar oldukları göze çarpmaktadır.

Tiyatro türleri

Tiyatronun başlangıcı olarak kabul edebileceğimiz Dionysos Şenlikleri'nde bazı kişiler herkesin içerisinde bir takım taklitlerde bulunur ve insanları güldürmeyi başarırlardı. Zaman geçtikçe bunu bir güldürü unsurundan ziyade bir meslek haline getiren kişiler bunu kendi işleri olarak sergilemeye başladılar. Kişilerin tek başlarına yaptıkları tiyatroya "monologos" , başka bir kişiyle konuşma da yapılan tiyatrolara da "dialogos" denmekteydi. Bu tiyatroların üç kişiden oluşan türünün de ortaya çıkmasıyla birlikte günümüzde de kabul ettiğimiz gerçek tiyatro ortaya çıkmıştır. Bu üçlü konuşmaların adına "trialogos" denmiş ve oyuncuların bireysel kabiliyetlerine göre oyunlar ortaya çıkartılmıştır. Bu oyunları "agora" adı verilen alanlarda oynayan oyuncular zamanla daha büyük alanlara geçmek adına "amphitheatron" adını verdikleri büyük tiyatro alanları inşa ettiler. Bu yapılar yamaç yerlerde inşa edilip devasa büyüklükte olmaktaydılar. En az 20.000 kişinin tiyatro oyununu izleyebildikleri bu alanlarda akustik de bir o kadar iyi yapılmış oluyordu. En üstteki izleyiciyle en alttaki izleyicinin oyuncunun ses tonunu aynı şekilde duyabileceği bir sistem oluşturulmaktaydı. Oyuncular sahnedeyken kendi yüzlerine keçi derisinden yapılan maskeler geçirirler ve bu şekilde oyunculuklarını sergilerlerdi. O sırada sahneyle seyircinin arasında da bir koro ekibi bulunup oyunun seyrine göre oyuncuyla eşlik ederlerdi. 16. yüzyıla denk gelen bu dönemlerde tiyatro sergileri bu şekilde devam etti ve bu oyun sergilerinin geneline "üç birlik kuralı" dendi. Üç birlik kuralı; yerde birlik, zamanda birlik ve konuda birlik esaslarına dayanmaktaydı. Zamanla Shakespeare'in tiyatro dünyasına girmesiyle bu durum geçerliliğini yitirmiştir. Tiyatroda genel olarak hüzünlü bir konu işlendiğinde adına "trajedi", komedi unsurları içeren bir konu işlendiğinde ise adına "komedi" denmekteydi.

Yunan tiyatrosunun tarih sahnesinde en çok iz bırakan isimleri Aristophanes, Sophokles ve Euripides gibi isimler olmuştur ancak tiyatro geleneği yavaş yavaş Romalılara geçmeye başladığında işlevselliğini yitirerek izleyicisini hipodromlara kaptırmıştır. Aynı dönemlerde Hristiyanlık dinince de tiyatronun yasaklanması, tam anlamıyla tiyatro alanında gerileme dönemine girilmesine sebep olmuştur. Ancak yine aynı dönemlerde kiliselerde canlandırılmaya başlanan, İncil'den ve Tevrat'tan alıntılar yapan oyunlar sayesinde yine tiyatro revaçta olan bir hale gelmiştir. Bu oyunlar kilise dışına da taşınmış, "pandomima" denilen oyunların da ortaya çıkmasına yardımcı süreç olmuştur. Bu oyunlarda esrarengiz olayların işlenmesinden dolayı ismine bir yandan da "mystere" denmiştir. Ancak tiyatronun aslen gelişip tüm dünyaya yayılma süreci 16. yüzyıldan sonraki döneme denk gelmektedir. Bu süreçte tiyatro iyice gelişerek 18. yüzyılda opera türü de keşfedildi. Bunun için sanata düşkün olan Avrupalılar her yere tiyatro ve opera binası yapmaya başladılar. Tiyatro eğitimi veren kurslar ve özel olarak tiyatro okulları açıldı. Türk tarihinde tiyatroya baktığımızda ise Anadolu Selçukluları döneminden kalma Meddahlar, 15. yüzyılda ortaya çıkan Karagöz u2013 Hacivat ve 19. yüzyılda ortaya çıkan Orta oyunu hep tiyatronun farklı kolları için örnek teşkil etmektedir. Türkiye'de kurulan ilk tiyatro binası, 19. yüzyılda yurtdışından kumpanyaların Türkiye'ye gösteriye gelmeye başlamalarından sonra kurulmuştur. Türk halkının tiyatroya gösterdiği ilgiyi fark eden aracı kişiler (bunlardan en ünlüsü Naum Efendi'dir) oyunları teker teker Türkiye'ye getirtmeye ve daha anlaşılır olması için tiyatro oyunlarının içeriklerini Türkçe bastırıp izleyiciye dağıtmaya başlamışlardır. Naum Efendi denilen şahıs ise Galatasaray Lisesi karşısındaki binaları, tiyatro binası olarak tekrardan dekore ettirmiş ve 1860 yılında ilk yerli kumpanyayı kurmuştur.

Tiyatro terimleri

Bir tiyatro oyununda en çok kullanılan terimlerden bazıları şunlardır;

Aktör : Erkek oyuncuya verilen addır.

Aktris : Kadın oyuncuya verilen addır.

Dublör : Tiyatroda esas oyuncuyla ilgili bir problem çıkınca yerine oynayabilecek yedek oyuncudur.

Figüran : Bir tiyatro oyunundaki kalabalık gözükmesi gereken sahneleri dolduran oyunculardır.

Replik : Tiyatro oyunlarında oyuncuların ağızlarından çıkan ve ezberledikleri cümlelerin her biridir.

Kostüm : Oyuncuların tiyatro oyunlarına uygun olarak giydikleri kıyafetleridir.

Perde : Sahnedeki perdenin açıldıktan sonraki kapandığı ana kadar geçen zamanın genel adıdır.

Suflör : Tiyatro oyuncularının unuttukları replikleri onlara seyircilerin duymayacağı şekilde söyleyen kişilerdir.

Mizansen : Bir tiyatro eserinin sahneye konma işidir.

Rejisör : Tiyatro oyununda kişilere oynayacakları rolü söyleyen ve repliklerini dağıtan kişidir.

CUMHURBAŞKANI'NDAN DÜNYA TİYATRO GÜNÜ MESAJI Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Dünya Tiyatro Günü' mesajında, sanatın ve özellikle tiyatronun çocuklar ve gençler üzerine olumlu etkilerini vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Erdoğan mesajında, sanatın sevgi, saygı, hoşgörü ve barış ortamının vazgeçilmez koşulu olduğunu belirterek, "Sanat, sanatçılarımızın fedakar ve duyarlı çalışmalarıyla yükselecek, ülkemizi kültür ve sanat alanında da muasır medeniyetler seviyesinin üzerine taşıyacaktır " ifadelerini kullandı. Sanatın ve sanatçının ülkenin gelişmesinde ve ilerlemesinde önemli rol oynadığını ifade eden Erdoğan'ın mesajı şöyle: "Kendine özgü araçları ve ifade biçimleriyle insani ve vicdani yönlerimizi ortaya koyan, etki gücüyle toplumların kültürel yapısını ve ahlaki birikimlerini sağlamlaştıran sanat dallarından biri olan tiyatro, toplumsal yaşamda etkinliğini her geçen gün artırarak sürdürmektedir. Yaşama ayna tutan, insanı insana anlatan, sorgulayıcı ve eleştirel bakış açısıyla olayların anlaşılmasına vesile olan tiyatro, meddah, kukla ve gölge oyunu gibi türleriyle ülkemizde gelenekselleşmiş; her zaman geniş bir seyirci kitlesine hitap ederek, çocuklarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere tüm toplum için etkili bir eğitim aracı olmuştur. Tüm sanat dallarında olduğu gibi, tiyatroda da kaliteli ve seçkin eserlerin izleyiciyle buluşturulması, evrensel değerlerin benimsenmesinde, milli kültürümüzün zenginleşerek yaşatılmasında, geliştirilmesinde ve geleceğe taşınmasında büyük önem taşımaktadır."

Ünlü isimlerin 'Dünya Tiyatro Günü' mesajları Duygu Ramoğlu: Yine ve yine başta OKM ailem olmak üzere tüm tiyatrocuların ve tiyatroseverlerin Dünya Tiyatrolar Günü kutlu olsun... Esra Alemdaroğlu: Dünya Tiyatrolar Günü,sahnelerin ışığı bol olsun, perdeler kapanmasın hiç. Seviyorum ekibimi.. Esra Özbay: Dünyanın en mutlu işidir sahne de olmak! Tiyatrolarınıza sahip çıkın! Irmak Ünal: Tiyatro hayattır! Dünya Tiyatrolar Günü kutlu olsun... Seda Yağcılar: Sizin de Dünya Tiyatrolar Günü'nüz kutlu olsun!!! Uğrak Yeri oyunu Craft Tiyatro'da 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde LGBTT bireyleri ve ailelerine ücretsiz...