Yeryüzündeki biyolojik hayatı ayakta tutan su, aynı zamanda en çok israfedilen değerlerin de başında gelmektedir. Yapılan araştırmalar,insanlığın her geçen gün susuzluk tehlikesine daha da yaklaştığınıöngörmektedir. Bu da dünyayı bekleyen büyük bir felakettir.
YASEMİN SARITEMUR
BEDENİMİZİN büyük bir kısmı sudan meydana gelir. En çok su miktarı ise, beynimizde ve karaciğerimizde bulunur. Kan dolaşımının sağlanması, vücudun zararlı maddelerini atabilmesi ve iç organların görevlerini kurumadan yapabilmesi için suya ihtiyaç vardır. Dünyamızın ise 4'te 3'ü sudur. Ancak yerküredeki suların sadece yüzde 3'ü tatlı sudur. Bunların yüzde 70'i ise buzullarda, toprakta ve yeraltında bulunduğundan kullanılamaz durumdadır. Ancak nüfusun artması, buna karşılık olarakta bilinçsiz tüketim sonucu su kaynaklarının hızla azalması nedeni ile insanlığın su ihtiyacı her geçen gün daha da artmaktadır. Zira milyonlarca insan yeterli içme suyundan mahrum olup, sağlıklı ve temiz suya hasrettir. İnsanlığı tehdit eden bu felakete
dikkat çekmek isteyen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 22 Mart'ı Dünya Su Günü olarak ilan etti. Yapılan kongrelerle halkın bilinçlendirilerek, içilebilir su kaynaklarının korunması hedeflendi.
Hayati öneme sahip
Yeryüzündeki bütün biyolojik hayatı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutan sudur. Hayatta kalmamızı sağlaya, dolaşım ve sindirim sisteminin çalışmasında temel unsura sahip olan su, vücudumuzdan artık ve zehirli maddelerin atılmasında da oldukça önemli bir yere sahiptir. Temiz kalabilmek, hastalıklardan korunmak ve metabolizmanın sağlıklı çalışmasını sağlamak için de suya ihtiyaç vardır. Zira zamanla vücudumuzda biriken atık maddeler, içtiğimiz su sayesinde bedenimizden atılır. Ayrıca, hiçbir şekilde yağa dönüşmeyen yapısı sayesinde, fazla içilen suyun bedene zararı yoktur. Bunun yanı sıra, fazla içilen ve kişinin kendisini tok hissetmesini sağlayan su, bu özelliği sayesinde diyet yapanların en yakın dostudur.
Milyarca insan susuz kalabilir
Fakat bu kadar özelliğine rağmen, en çok israf ettiğimiz değerlerin başında su gelmektedir. Damlayan musluklar, kapatılmayarak boşa akıtılan çeşmeler ve dikkatsizce harcamalar, tonlarca suyun israf edilmesine yol açmaktadır. Zira dakikada 100 damla su akıtan bir musluk, ayda bin 500 litre suyu israf etmektedir. Bu da hayati öneme sahip bir tehlike arz etmektedir. Yapılan araştırmalar sonucu şu anda dünyada 1 milyon 2 bin insan içecek su bulamıyor, yaklaşık 700 milyon kişi ise, temiz olmayan suları içiyor. 2050 yılında ise yaklaşık 3.76 milyar insanın susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı ve su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısının 54'e yükseleceği öngörülüyor. Gelecek nesillere yeterli su bırakılabilmesi için su kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız.