Dünya, BEŞ'ten büyüktür

Beyaz Efendiler (!) nasıl sömüreceklerini öğreniyorlar ve öğrendikçe semiriyorlardı. Afrika'nın içlerine girmeye gerek duymadılar. Yerli'yi, yerli'ye kırdırdılar. Bunu hep yaptılar ve hep işe yaradı.

Alparslan Aydar

DOĞU'yu barbar ilan eden Vatikan, eşkıya sürüsünü kutsal gaye maskesiyle bu topraklara gönderdiğinde Ortodoks İstanbul; tarihinin en büyük talan ve yağmasını Katolik Haçlıların elinden yaşamıştı. Fakat Doğu, anlatıldığı gibi barbar değildi. Haçlıların, medeniyetlerin beşiği bu topraklarda yazılan onca kitapla birlikte Batı'ya döndüklerinde yazılanları anlayıp sindirmeleri birkaç asır aldı. Fakat bilginin kaynağını itiraf edecek erdemden de yoksundular. Bildiğiniz hırsızlaru2026

ENDÜSLÜS'TE KATLİAM

Sekiz asır İslam bayrağını dalgalandıran Endülüs'te, Müslümanları katledip mal varlıklarını yağmaladıklarında kısa yoldan zengin olmanın en kestirme ve en ahlaksız yollarını da öğreniyorlardı. Ünlü gezgin Marco Polo, doğunun efsanevi zenginliklerini ballandıra ballandıra anlatıyordu. Fakat doğuya giden tüm yollar kapalıydı. Osmanlı'ya ilişme cesaretleri de yoktu. Dünyayı dolaşacak, okyanusu aşacaklardı. Yolda karşılarına çıkan kara parçasına "Yeni Dünya" dediler. Sahipleri sevecendi. Paylaşmayı seviyordu. Kılıcın keskin tarafından tutacak kadar da saftılar. Kolomb durumu hemen fark etmişti. "İyi hizmetçi" olurlardı. Acımasızca çalıştırıldılar, yağmalandılar, katledildiler. Anlatılanlar insanlık tarihinin yüz karasıydı. Acıdan çıldıran anneler yavrularını boğuyordu. Muhtemelen yaşanılan acıları evlatlarının yaşamasına tahammülleri yoktu.Yakılarak idam edilmek üzere olan yerli lidere rahip yaklaşıp: 'Tövbe et ve cennete gir'dediğinde, Cennette İspanyol olup olmadığını sordu. Cennette de olsa İspanyollara tahammülü yoktu. Efsane olarak yaşadı. Güney Amerika'da dillere destan zenginlikleriyle meşhur iki büyük medeniyet yağmalandı. Aztek ve İnka medeniyetinden geriye kalan harabelerdi. Yağmalamanın dayanılmaz cazibesini keşfetmişlerdi. Bunu hep yaptılar ve hep işe yaradı. Katledilen insan sayısını kimse tam olarak bilemedi. Fakat gerçek sayıyı hiç öğrenemedik. Beyaz adam işine yarayanı köle yaptı, yaramayanı besleyecek hali yoktu. Gücü yettiğince katletmişti.

AMERİKA'YA ÇIKAN GİNGİLEZLER

Bu arada bugünkü orta Amerika'ya İngilizler çıkmıştı. Kuzey (Kanada) Fransızların hakkıydı.(!) Fakat bu bölgedeki yerliler güneydekiler kadar uysal değildi. Bakmayın yabani oldukları iddialarına. Beyazlardan daha medeni oldukları muhakkaktı. Fakat biraz dik kafalı idiler. Yeni Dünya'nın, Tanrı'nın beyaz efendilere bir hediyesi (!) olduğunu da bilmiyorlardı. O geniş toprakların işlenmesi gerekiyordu. Yeryüzünün efendilerinin tarlalarda çalışacak hali yoktu! Kuzey Amerika'ya ilk köleleri getiren Hollanda gemisi, yükünü 1619'da Virginia'da boşalttı. Üç asır süren ticaret 150-200 milyon siyah derili "yerli"nin canına mal oldu. Ölenler şanslıydı. Hayatta kalanların kabusu bitmeyecekti. Fakat Beyaz Efendiler (!) nasıl sömüreceklerini öğreniyorlar ve öğrendikçe semiriyorlardı. Afrika'nın içlerine girmeye gerek duymadılar. Yerli'yi, yerli'ye kırdırdılar. Bunu hep yaptılar ve hep işe yaradı.

YENİ DÜNYA EFENDİLERİ

Yeni Dünya'nın efendileri İngiliz Anglo-Sakson'lardı. Önce göbek bağlarını kestiler, bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ekonomisi tarıma dayalı güney kıpırdanmaya başladığında iç savaş tüm problemlerini çözmüştü. Amerika Birleşik Devletleri'nde kimsenin ne olduğunu anlayamadığı bir derin yapı palazlanıyordu. Yaşanan kıyımın ne önemi vardı. Beş yüz bin ölü beden Yeni Dünya'nın efendilerine hizmet etmişti. Savaşın zor günlerin ilacı olduğunu keşfettiler. Bunu hep yaptılar ve hep işe yaradı. Amerikan halkı seçkin ve seçilmişti. Fakat O seçkinlerin de seçkini bir zümre üst aklı temsil ediyor ve iyi plan yapıyordu.

Söylenen savaşın köleliğe karşı kazanılan bir zafer olduğuydu. İnsanlık kazanmıştı! Yaşanan: İktidarın güneydeki alternatifinin tasfiyesi, iktidarlarının pekiştirilmesi ve ürettikleri malları tüketecek özgür ve gönüllü köleliğin başlangıcıydı. Bu arada medyanın gücü keşfedilmiş, gerçekleri ters yüz etmenin formülü bulunmuştu. Bunu hep yaptılar ve hep işe yaradı.

Yeni Dünyanın sloganları tüm dünyayı büyülüyordu:

Özgürlük!

Adalet!

Eşitlik!

MEKSİKA'DA YAŞANANLAR

Sloganlar Güney Amerika'yı da etkiledi. Meksika bağımsızlığını ilan etti. İspanya müdahale etmeye kalktığında Anglo-Sakson Beyaz efendiler hiç değişmeyecek olan o sihirli formülü ortaya attı. Monrö Doktrini'ne göre Yeni Dünya'ya her hangi bir müdahaleye asla izin vermeyeceklerdi. Halklar kendi gelecekleri hakkında karar verebilmeliydi. Fakat yerlilere neyi isteyip neyi istememelerini öğretmek gerekiyordu. Gizli bir el Meksika'nın kuzey kısmına müdahale etti. Meksika'dan bağımsız olduklarını ilan ettiler. Meksika müdahale etmeye kalkınca kutsal Monrö Doktrini tekrar devreye girdi: Halklar kendi gelecekleri hakkında karar verebilmeliydi. Meksika, ABD ile girdiği savaşı kaybetti. Petrol yataklarıyla tanınan Texsas bağımsızlığını ilan ettikten bir süre sonra ABD'ye iltihak etti. Yerli(!) işbirlikçileri kullanmayı keşfetmişlerdi. Bunu hep yaptılar ve hep işe yaradı.

Okyanusa ulaşmışlardı, artık Vahşi Batı (!) dünyanın geri kalanıydı. Tüm dünyaya demokrasi ve medeniyet ihraç edebilirlerdi. Bu kutsal hedefin külfetleri yanında nimetleri de elbette olacaktı. Yerin üstü kadar altı da önemliydi. Bu aciz yerliler Tanrı'nın insanlığa armağanı olan zenginlikleri değerlendiremiyordu.

HER YERİ SÖMÜRDÜLER!

Sonra tüm Güney Amerika'yı iliklerine kadar sömürdüler. Muz Cumhuriyeti'nin ne olduğunu öğrenmiş olduk. Fakat vicdan sahibi olanlar direndiler. Direnenleri nasıl ıslah edeceklerini, yerli işbirlikçilerine öğrettiler. İşkencenin kitabı da olurmuş, onu da öğrendik. Hiçbir muhalefete tahammülü olmayan gizli bir el durmuyordu. 2. Dünya savaşından sonra Gladio olarak tanıdığımız o katili, çok daha önceleri keşfetmişlerdi. Hep kullandılar ve hep işe yaradı.

Artık dünyaya uygar Batı Medeniyeti hakimdi. Görünen sebeplerinden ziyade sonuçlarıyla konuşulması gereken 1. Dünya Savaşı'nda ölü ve kayıpların toplamı yirmi milyona yaklaşıyordu. Savaşın sonunda sömürgeciliğin baş aktörü İngiltere'nin eski gücünden eser yoktu. Savaş ABD'deki Beyaz Efendilere yaramıştı. Ancak tüm dünyaya yeni patronun kim olduğunu göstermeleri için yeni bir savaş daha gerekiyordu. Bedelinin yüz milyona yakın ölü beden olmasının hiçbir önemi yoktu. Ne de olsa kıyamet okyanusun ötesinde kopmuştu ve okyanusu aşması çok zordu. Final muhteşemdi.! Teslim olmak üzere olan Japonya üzerinden tüm dünyaya patronun kim olduğu gösteriliyordu. Daha da iğrenç olanı Hiroşima ve Nagasaki atom bombasının etkisiyle yüzleşmeden önce savaşın sonuçlarıyla yeterince tanışmamıştı. Atom bombasının yaptığı tahribatın da ölçülmesi gerekiyorduu2026

2. DÜNYA SAVAŞI

2. Dünya Savaşı sonrasında dünyayı paylaştıklarında kendisi yapay, acıları gerçek bir kavga seyrettik. Andru00e9Vitchek Batı Sömürgeciliğinin 2. Dünya Savaşı sonrasında tüm dünyada 50-55 milyon insanın ölümüne neden olduğu kanaatini paylaşır "Batı Terörizmi"nde.

ABD; Afganistan işgali ile Orta Asya, Irak işgali ile Ortadoğu'da hakim güç haline gelmeyi hedeflemişti. Afganistan'da kaybettiklerinin itiraf edilmesine tahammül edemediler. Oysa Irak'ta durum farklıydı. Ne diyordu J. P. Satre 'Yeryüzünün Lanetlileri'nde: "Fanon'u okuyun. Çaresizlik dönemlerinde duyulan çılgınca öldürme isteğinin sömürge insanının kolektif bilinçaltı olduğunu anlayacaksınız. Bu bastırılmış öfke, patlayamadığından, durmadan dönüp durur ve bizzat ezilenleri harap eder. Bu öfkeden kurtulmak için sonunda birbirini katlederler. Kabileler gerçek düşmana karşı koyamadıklarından birbirleriyle savaşır. Üstelik kabileler arasındaki bu düşmanlıkları körükleme konusunda sömürge politikalarına güvenebilirsiniz." (S.27)

İLK BOMBAYI KİM ATTI?

Bu zalimlerin elinin ulaştığı hemen her yer iç savaşı yaşadı. Biz hiç bilemedik ilk kurşunu kimin sıktığını, ilk bombayı kimin patlattığınıu2026

Rakamlar acının anlamını yitirmesine vesile, biliyoruz. Ancak Irak'taki ölü sayısı muhtemelen iki milyonu aştı. PKK'yı anlamak için Diyarbakır Cezaevini anlamak gerektiğinden bahsedenler Mamak yok gibi davrandılar. Ebu Gureyb'i anlamadan Irak anlaşılabilir mi? IŞİD üzerinden İslam'a küfretmenin dayanılmaz cazibesi, yıkılan demirperde yerine ikame edilen düşman konseptinden bağımsız okunabilir mi? IŞİD hastalıklı bir zihnin ürünü ve O zihin Hz. Ali(ra)'ninkatili. Fakat bu hastalıklı zihinleri kullanmakta ustalaşmış olan "Beşli Çete" bunca zulmün asıl müsebbibi. 15 Temmuz'da milleti katledenler dün Türkiye'nin IŞİD'e yardım ettiği yalanı tüm dünyaya yayanlardı.

O yalanın peşinden koşturanlar ile kuklaya değil kuklacıya bakmayı öğütleyenler 15 Temmuz gecesi artık birlikte saf tutmaları gerektiğini öğrenmiş oldular.

Bir asırlık Fransız sömürgesinin ardından bağımsızlığını kazanan Kamboçya'nın celladıdır Pol Pot. Fransa'da eğitim almış, Fransasız Komünist Partisine katılmış, ülkesine döndüğünde Kamboçya Komünist Partisinin silahlı kanadı olan Kızıl Kmerlerin liderliğine kadar yükselmişti.

1975 yılında iktidarı ele geçirdiklerinde eli kalem tutan herkesi modern dünyanın gönüllü köleleri görüyordu. Temiz kalan yalnız köylülerdi ve tüm işbirlikçiler öldürülmeliydi.

İktidarı döneminde ülke nüfusunun yaklaşık yarısı 3 milyon kişi katledildi.

Ünü tüm dünyaya yayılmış özgürlük aşığı(!) NoamChomsky"bu katliama neyin yol açtığının konuşulmamasından" şikayetçidir 'Batı Terörizmi'nde. (S.27) "Korkunç şeyler yapan Stalin'in tarihsel bağlamı dışında değerlendirilmesini yanlış bulur" (S.89) Hindistan ve Çin'den bahsederken (S.95) Doğu Türkistan'ı görmezden gelir.

Güneydoğu'da FETÖ-PKK işbirliğinin sonucu ortaya çıkan Çukur Terörüne devlet müdahale ettiğinde çukur siyasetine destek veren akademisyenlerin akıl hocası Chomsky; "Recep Tayyip Erdoğan'a katildir"diyordu.

CAN DÜNDAR'IN TUTUKLANMASI

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanması üzerine Türkiye'de "temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmak istendiğini" savunmuş ve Türkiye'de gelinen noktayı "endişe ve üzüntüyle" izlediğini söylemişti. 15 Temmuz üzerinden neredeyse bir ay geçti. Dünyanın tanıdığı, Batı'nın en özgürlükçü (!) kaleminden hala ses yok. Ertuğrul Başer'in ibretle okunması gereken "Bir fatiha: Arkadaşım Ahmet Aşık'ın ruhuna mektup"unda bahsettiği kendi milletine yabancılaşmış o güruhun akıl hocası Chomsky sessiz.

GAZZE'DE HAMAS'IN DURUMU

Cezayir'de FİS yüzde 85 oy aldığında tanımadılar. Gazze'de Hamas seçimi kazandığında milletvekillerini tutukladılar. Irak'ta kitle imha silahları bulamadıklarını itiraf ettiklerinde vicdanlarını rahatlatmaya çalıştılar. Suriye'de nüfusun yüzde onuna karşılık gelen Nusayriler'i iktidarda tutmaktı dertleri. Mısır'da darbeden yanaydılar. Tüm bu katliamlar ve diğerleri görmezden geldiler. İşbirlikçileri marifetiyle başta İslam dünyası olmak üzere tüm dünyayı kan gölüne çevirdiler.

15 Temmuz'da başımıza gelen, tüm dünyanın özelliklede İslam dünyasının yaşadığı onca katliamın bize bakan penceresidir.

Sadece sıra bize gelmiştiu2026

Tek bir söz, evet tek bir söz yeryüzü müstekbirlerini çılgına çevirdi. Hakikate tahammülleri yoktu. Seçimden yeni çıkmış Türkiye'de kaybettikleri her dakika aleyhlerine işliyordu. İçimizdeki uşaklarını tüm çıplaklığıyla deşifre etme riskine rağmen düğmeye bastılar.

2.Abdülhamid'i tahttan indiren İttihat Terakki cephesinin lider kadrosunun hemen hepsinin BektaşiMevlevi görünümlü masonlardan oluştuğunu bu millet unutmadı.

Bu Millet Menderes', Özal'ı ve Erbakan'ı unutmadı.

Cezayir'i, Filistin'i, Afganistan'ı, Irak'ı, Çeçenistan'ı, Irak'ı, Mısır'ı ve Suriye'yi unutmadı.

O gece kuşların filleri yenebileceğine iman etmiş olan bu aziz millet tereddüt ettiğinde başına ne geleceğini çok iyi biliyordu.

Recep Tayyip Erdoğan'ın bir tek sözü yetti.

15 Temmuz'da Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı ve Çerkeş'iyle bu aziz millet destan yazdı.

Artık millet; kuklayı da kuklacıyı da tanıyor.

Biliyoruz, onlar durmayacak,

Biz ise direnecek ve direndikçe dirileceğiz.

Şimdi tekrar zalimleri çıldırtan o çağrıyı haykıralım:

Dünya Beşten Büyüktüru2026