Ghebreyesus, DSÖ'nün haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
İsrail ile Filistin arasındaki gerilim karşısında şok olduklarını ve üzüldüklerini dile getiren Ghebreyesus, Hamas ve diğer silahlı gruplar tarafından İsrailli sivillerin hedef alınmasının korkunç olduğunu belirtti.
Ghebreyesus ayrıca, "DSÖ, Gazze'de saldırılar ve kuşatma mağduru sivillerin sağlık ve refahından da ciddi kaygı duyuyor." ifadesini kullandı.
'Tüm silahlı aktörler sağlık hizmetlerini aktif şekilde korumakla yükümlü'DSÖ Genel Direktörü, Gazze ve İsrail'deki sağlık çalışanları ve hastaların ölümüne ve yaralanmasına yol açan saldırıları da kınadığını belirterek, uluslararası insancıl hukuk uyarınca "tüm silahlı aktörlerin sağlık hizmetlerini aktif şekilde korumakla yükümlü" olduklarını hatırlattı.
Ghebreyesus, 17 Ekim'de Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesine yapılan saldırının can kayıplarına neden olduğunu anımsatarak, "Sorumlusu kim olursa olsun bu saldırı tolere edilemez. Hava saldırıları ve güvenlik risklerine rağmen, Gazze'deki DSÖ ekibi 2 bin hastanın tedavisine yetecek kadar hayat kurtarıcı tıbbi malzeme ulaştırdı, ancak çok daha fazlasına ihtiyaç var." şeklinde konuştu.
İsrail'in, Mısır üzerinden Gazze'ye su, gıda ve ilaç girişini engellemeyeceği duyurusunu memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Ghebreyesus, hastane jeneratörleri ve ambulanslar için yakıta ihtiyaç olduğunu, bu nedenle Gazze'ye girişine izin verilen malzemelere yakıtın da eklenmesi çağrısında bulundu.
'Refah Sınır Kapısı açılır açılmaz malzemelerimizi Gazze'ye ulaştırmak çalışıyoruz'Ghebreyesus, "Yardım tırlarımız yüklendi ve gitmeye hazır. Refah Sınır Kapısı açılır açılmaz malzemelerimizi Gazze'ye ulaştırmak için Mısır ve Filistin Kızılay dernekleriyle birlikte çalışıyoruz. Umarım yarın açılır. DSÖ, müdahaleyi desteklemek için 10 milyon dolar ayırdı. Durumun daha da kötüye gitmesini önlemek için hala zaman ve fırsat var." dedi.
DSÖ'nün, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in "acil insani ateşkes çağrısı"nı desteklediğini hatırlatan Ghebreyesus, "Kurşunlar ve bombalar, Filistin-İsrail arasındaki durumun çözümü değil. Savaş, yıkım ve korkudan başka bir şey getirmeyecek ve bölgeyi daha güvensiz hale getirecek. Tek çözüm ve umut, diyalog, anlayış ve barıştır." ifadelerini kullandı.
İsrail-Filistin çatışmasıHamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 306'sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 1524'ü çocuk 3 bin 785 kişinin öldüğünü, 12 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 73 Filistinlinin öldüğü belirtilmişti.
İsrail'in saldırılarında 13 gazeteci yaşamını yitirmişti.
Lübnan sınırında 8 Ekim'de İsrail ordusu ile Hizbullah arasında başlayan çatışmalarda ise 12 Hizbullah, 2 İslami Cihad üyesi, biri gazeteci 3 sivil hayatını kaybetmişti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 2 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirmişti.
İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesine 17 Ekim'de düzenlediği saldırıda 471 kişi hayatını kaybetmiş, 28'i ağır 342 kişi yaralanmıştı.