Doğu Türkistan namusumuzdur!

İslam âleminin ayrılmaz bir parçası olan Doğu Türkistan’ın Çin zulmü ile inlediğini vurgulayan Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk, “Doğu Türkistanlı erkeklerimiz işkence kamplarında esaret hayatı yaşarken onların namussu olan mahrem evlerine Çinli erkekler yerleştirilmektedir. Müslüman kardeşlerimize yapılan bu zulme karşı sessiz kalamayız” dedi.

Ezgi ÇelikAnkara

Doğu Türkistanlı Müslümanları asimile ederek dinsizleştirmek isteyen Çin yönetimi, yıllardır uyguladığı işkence ve asimilasyon politikaları ile gündemden düşmüyor. 1,5 milyarlık İslam âleminin en mazlum coğrafyası olan Doğu Türkistan'da Uygur Türklerinin dillerini kullanmaları ve dinlerini yaşamalarına engel olunuyor. Kur’an okumak, namaz kılmak ve oruç tutmak devlete başkaldırı olarak görülüyor. “Kardeş aile” projesi adı altında Uygur Türkleri ile Kazak Türklerinin evindeki erkekler toplama kamplarına alınıyor. Müslüman kadınların mahrem evlerine Çinli erkekler yerleştiriliyor. Doğu Türkistan’da yaşayan mazlum ve sivil Müslüman halk, İslam coğrafyasının ve bütün dünyanın yardım elini bekliyor. Konu ile ilgili Milat’a konuşan Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk, bölgede yaşanan hak ihlallerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İslam Dünyası'nın Doğu Türkistan'da yaşananlara ilişkin sessizliğine tepki gösteren Tümtürk, bu zulmü durdurmanın tek yolunun İslam dünyasının birleşmesinden geçtiğini dile getirdi.

“Zulüm artıyor”

Doğu Türkistan bölgesinin Çin yönetimi tarafından bugün adeta bir ortaçağ karanlığına sürüklenmeye çalışıldığına dikkat çeken Tümtürk, son aylarda Doğu Türkistan üzerindeki zulmün arttığını dile getirdi. Doğu Türkistan’da uluslar arası hukukun hiçe sayıldığını kaydeden Tümtürk, 5 milyon Müslüman Uygur Türkünün fikri ıslahat ve ideolojik arındırma adı altında işkence kamplarında esaret hayatı yaşadığını vurguladı. BBC muhabirlerinin Doğu Türkistan’a yapmış olduğu ziyaret sırasında işkence kamplarına ilişkin görüntülerin dünya kamuoyuna yansıdığını ifade eden Tümtürk, “Birleşmiş Milletler raporunda 1 milyon Doğu Türkistanlının Nazi benzeri kamplarda işkence gördüğü yer aldı. Avrupa Konseyi almış olduğu bir kararla aynı tarihlerde bu kampların derhal kapatılması gerektiğini açıkladı. Bu olaylar akabinde Çin iki yıldır bütün dünyadan gizlemiş olduğu kampları kabul etmek zorunda kaldı. Fakat burada işkencelerine kılıf uydurarak kampların mesleki edindirme kursları olduğunu ifade etti” dedi.

“Doğu Türkistan namussumuzdur” Kardeş aile projesi ile Doğu Türkistanlıların erkekleri kamplara alınırken mahrem evlerine Çinli erkeklerin yerleştirildiğini kaydeden Tümtürk, ümmetin iffet abidesi kızlarının da Çin zulmüne maruz kaldığını söyledi. Tümtürk, “Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz kamplarda işkence görürken onların namussu, iffeti ailesi ve mahremi ayaklar altında alınmaktadır. Sokakları, camileri, caddeleri 24 saat gözetim altında tutan yönetim, kadınların mahrem evlerine Çinli erkekler yerleştirmektedir. Evlere yerleştirilen Çinliler, beğendikleri bir kız yada o evin hanımı varsa ona talip olarak namusuna el uzatmaktadır. Karşı çıkanları da kardeş aile ittifakına ve devletin birliğine ihanet etti çok ağır cezalandırmaktadır. Böyle bir uygulama başka hiçbir coğrafyada uygulanmamaktadır” diye konuştu. “İslam dünyası birleşmelidir” 1,5 milyarlık İslam âleminin en mazlum coğrafyası Doğu Türkistan'a sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Tümtürk, “Çin, ticari anlamda dünyada rekabet edilmez bir üstünlüğü ele geçirmiştir. Bu pastadan pay alma endişesi taşıyanlar bu zulme sessiz kalmaktadır. İslam dünyasının Çin’in katliamlarına sessiz kalması bizleri umutsuzluğa sevk etmektedir. Bu zulmü durdurmanın tek yolu, dünyadaki bütün Müslüman ve Türklerin duyarlı olması ve Çin’e baskı yapmasından geçmektedir. Doğu Türkistan Çin’in insafına terk edilmemelidir. Bu noktada Türkiye, Çin ile ilişkilerini geliştirebilir. Alternatif politikalar üreterek ve inisiyatif alarak bölgedeki huzur ve barışın teminini sağlayabilir. Çünkü Türkiye, mazlum coğrafyaların umududur ve Doğu Türkistan’ın çığlığına ses vermesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.