Türkiye’de ve dünyada futbolcular yaşadıkları diz sakatlıkları sonrası sahalardan uzun bir süre ayrı kalıyor. Kimisi eski performansını tekrar gösteremezken, kimisi ise kariyerine veda ediyor. A Milli Futbol Takımı’nın 12 Haziran'da İtalya ile Roma'da oynayacağı EURO 2020'nin açılış maçına sayılı günler kala ise Dorukhan Toköz, Abdülkadir Ömür, Yusuf Yazıcı ve Merih Demiral’ın yaşadıkları diz sakatlıkları sonrası şampiyonayı kaçıracağı konuşuluyor. İtalya ve İspanya'dan sonra en çok bağ sakatlığı yaşanan ülke Türkiye olurken, Op. Dr. Osman Lapçın, diz sakatlıklarında erken müdahalenin önemini vurguladı. Ön çapraz bağ ve menisküs yırtıklarında yaralanma olduğu anda kronik sonuçlara yol açmadan tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Osman Lapçın, disiplinli bir rehabilitasyon süreci sonucunda bir futbolcunun rahatlıkla sahalara dönebileceğini söyledi.
Fazla kilo diz sakatlığını tetikliyor Fazla kilonun diz sakatlığı üzerinde olumsuz etkisi olduğunu belirten Osman Lapçın, sadece egzersizle değil aynı zamanda düzenli beslenmenin de futbolcuyu uygun kiloya ulaşmasına yardım ettiğini söyledi. Ön çapraz bağ yırtığından korunmak için diz çevresi kaslarını güçlendirmek gerektiğini söyleyen Lapçın, müsabaka öncesi germe ve esneme gibi egzersizler ve kondisyon açısından hazır olmanın da bu sakatlık açısından önemini vurguladı.
Diz sakatlığı yaşayan bir futbolcunun rehabilitasyon sürecinde dikkat etmesi gerekenleri ise Osman Lapçın şu şekilde anlattı: “Rehabilitasyonu ciddiyet ve disiplin içerisinde yapıyor olmalı. Onun dışında bu rehabilitasyon süreci tabi aşama aşama yapıldığı için her aşamada yapması gereken ve yapmaması gereken bir takım hareketler olabilir, bunlara dikkat etmeli. Oyuncular yapmaması gereken hareketlerden rutin hayatında kaçınmalı veya bu hareketleri yapmak zorunda kalacağı aktivitelerden uzak durmalıdır. Bunun dışında riske edecek, tekrardan travma yaşamasına sebep olacak hareketlerden kaçınmalıdır. Mesela kaygan zeminlerde, karlı havalarda, buzlu kaldırımlarda yürümemelidir. Travmayı tetikleyecek aktivitelerden uzak durmalıdır. Rehabilitasyon süreci tamamlanmadan sahalara dönmemelidir. Ani hareketler yapmasını gerektirecek, ani duruşlar ve kalkışlar yapmasına sebep olacak aktivitelerden kaçınmalıdır. Futbolcuların sahaya geri dönüşü ancak kasların da güçlenmesi sonucu olabiliyor. Bacaklarda dengenin, koordinasyonun ve diğer faktörlerin üst düzeye ulaşmasından sonra söz konusu olabiliyor. Bunlar bağın tekrardan yırtılmasını önlemek için mecburen yaşanan bir süreç.”
Diz sakatlığı tedavi edilmezse kronik sakatlığa dönüşebilir Diz sakatlığının tedavi edilmediği durumda kronik bir sakatlığa dönüşebildiğinin altını çizen Lapçın sözlerini şöyle sürdürdü: “Söz gelimi çapraz bağ yırtığı tedavi edilmezse ilk anda yırtılmamışsa bile bu zaman içerisinde menisküs yırtığına yol açabilir. Menisküs yırtığına yol açtığı gibi aynı zamanda kıkırdak yaralanmalarına da yol açabilir. Çünkü çapraz bağ dizi stabilize eden faktörlerden birisidir. Bu diz stabil olmadığında daha hareketli olduğu zaman menisküs ve kıkırdak yırtıkları olabilir. Bu menisküs yırtığı diz içerisinde katlanarak süreç içerisinde ayrıca kıkırdak hasarına yol açabilir. Bu yüzden diz sakatlıklarının kronikleşmemesi için sakatlanma esnasında müsabakayı bırakıp bir an önce dizi hareketsiz hale getirip, ortopedi uzmanına ulaşarak gerekli tedavinin yapılması gerekir.” ‘Sakatlandım, spor hayatım sona erdi!’ düşüncesi sahalara geri dönüşü uzatıyor Diz sakatlanmalarının genellikle sabit bir bacak üzerinde dönme hareketiyle ortaya çıktığını, bu yüzden de futbolcuların bu durumu çok yaşadığını ifade eden Osman Lapçın sözlerini şöyle tamamladı: “Disiplinli bir şekilde ciddiyetle rehabilitasyon süreci tamamlanmazsa eski performansına dönemeyecektir. Psikolojik olarak ‘Sakatlandım, spor hayatım sona erdi!’ gibi olumsuz bir düşünceye kapılmış olmak ve ‘Ben her şartta yaparım, her şeyin altından zaten kalkarım, gerek yok bu kadar sürece.’ diyerek rehabilitasyon sürecini erken kesintiye uğratmak da eski performansa ulaşmayı zorlaştırıyor.”