Merkez Yenişehir ilçesindeki dernek binasında Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan ve iki gün sürecek olan programa, Türkiye'nin yanı sıra Mısır, Filistin, Katar, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Irak, İran ve Suriye'den temsilciler katıldı.
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, programın açılışında yaptığı konuşmada, ilim ehli Müslümanların İslam ümmetinin dertlerine derman bulmak için bir araya geldiğini görmenin, kendilerini memnun ettiğini söyledi.
İslam aleminin, yaklaşık 200 yıldır Batı uygarlığının ve modernizmin zihinsel, kültürel ve fiili taarruzlarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Yapıcıoğlu, "Batı'dan yayılan modern paradigma saf ve temiz inancımızı, ferdi ve içtimai hayatımızı, kimliğimizi ve nesillerimizi çok yönlü olarak etkisi altına almakta ve ciddi bir tehlike arz etmektedir." dedi.
Küresel sömürü sisteminin dümenini kontrol eden emperyal güçlerin fiilen veya kültürel ve zihinsel olarak işgal ettikleri İslam beldelerinin ve mazlum coğrafyaların yer altı ve yer üstü kaynaklarını talan ettiğini belirten Yapıcıoğlu, kendi öz vatanlarında kendi kaynaklarını kullanmaktan mahrum bırakılan milyonlarca Müslüman'ın açlık, kıtlık ve sefaletin pençesinde can çekiştiğini aktardı.
Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:
"Bu fakru zaruret daha fazla devam edemez, etmemelidir. Etnik ve mezhebi aidiyetlerle ilmi ve siyasi görüş ayrılıklarının neden olduğu tefrika, ümmete çok pahalıya mal olmuştur. Tefrika illetinin zararlarını hesaba katarak, tarih boyunca yaşananlardan ders ve ibret alarak bütün varlığımızla ittihad-ı İslam için çaba sarf etmeliyiz. Müslümanlar kendi aralarındaki sorunları, kendi iç meseleleri olarak telakki etmeli, harici düşmanlara ve saldırılara karşı topyekun cephe alarak hak ve adalet temelinde bir düzenin tesisi için güç ve imkanlarını birleştirmelidir. Bu hususta en büyük mesuliyet yine ulemaya düşmektedir."
İslam coğrafyasındaki siyasi istikrarsızlığın, inanç, düşünce ve uygulamalardaki aşırılıkların Müslüman toplumları çok boyutlu bir yozlaşmanın içine düşürdüğünü dile getiren Yapıcıoğlu, bu durumdan çıkışın ancak Kur'an ve sünnetten beslenen sağlam bir inançla olabileceğini kaydetti.
Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Müslüman halkların kurtuluşu ancak kendi asıllarına dönmeleri, medeniyetlerini ihya etmeleri ile mümkündür. Modernleşme adına benzemeye çalıştığımız Batı uygarlığının bize biçtiği gömlek bedenimize uymadı. Değdiği yerlerde yaralar açtı. 200 yıldır bu yara kanamaktadır. Şimdi önümüzde iki yol var; ya küresel zilleti kabul edip şer güçlerin bize dayattığı rolü oynayacağız maddi ve manevi dünyamıza çizilen sınırlara hapsolacağız. Birbirimizi sahip olduğumuz etnik ve mezhebi aidiyetler üzerinden kırmaya devam edeceğiz ya da sorunlarımızı emperyal güçlerin müdahalesine alan açmadan, adalet temelinde çözüp kardeşlik hukukunu cari kılacağız ve böylece birlik olup yeniden izzet bulacağız. Bunun için öncelikle zihinlerimize ve kalplerimize örülen kalın duvarları yıkmalı ve istikamete odaklanmalıyız."
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, Selahaddin-i Eyyubi Enstitüsü Kurucu Başkanı Mehmet Eşin ve İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Abdulkuddüs Yalçın da konuşma yaptı.