Eşcinsel sapkınlığa karşı düzenlenen basın açıklamasında aileye sahip çıkılması çağrısında bulunan STK'lar, gençliğin ifsadına yönelik yürütülen plan ve projelere dikkat çekerek ilgili makamlara önemli mesajlar verdi.
Diyarbakır merkez Sur ilçesi Tarihi Ulu Camii'nde bir araya gelen Diyarbakırlılar, Öğle Namazı sonrası Şeyh Said Meydanına kadar yürüyüş yaptı.
Ellerindeki dövizlerle tekbir ve sloganlar eşliğinde Şeyh Said Meydanına yürüyen kitle burada basın açıklaması yaptı.
Şehy Said Meydanında düzenlenen basın açıklaması, Ömer Akgül'ün Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
'Bizleri cihad meydanında yenemeyenler ailemizi işgal etmeye çalışıyor'Yapılan basın açıklamasının amacına değinen Medrese Alimleri Vakfı Başkanı Tayyîb Elçi, "Bizleri cihad meydanlarında yenemeyen İslam düşmanı, insanlık düşmanı bu karanlık güçlerin geleceğimiz olan gençlerimizi, en sağlam kalemiz olan ailemizi ve bizi biz yapan dinî, ahlakî ve insanî değerlerimiz tahrip ederek fikirsel ve kültürel olarak işgal etmeye çalıştıklarını da çok iyi biliyoruz. Üzülerek ifade ediyoruz ki uğruna milyonlarca şehit verdiğimiz; din, iman, namus, ahlak ve bunun gibi mukaddesatımızı kaybetmekle karşı karşıyayız. Topla-tüfekle bizi yenemeyenler bugün maalesef; medyayla, sosyal medyayla, internetle, dizilerle, derneklerle, hatta bir takım sözleşme ve kanunlarla, birtakım mevzuatlarla mağlup etmeye çalışmaktadır." ifadelerini kullandı.
'İstanbul sözleşmesinin amacı nesilleri ifsat etmektir'Bugün tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bir hayasızlık ve ahlaksızlık saldırılarıyla karşı karşıya kalınıldığına dikkat çeken Elçi, "Bu hayasızlık ne yazık ki uluslararası sözleşmelerle toplumlara dayatılmak istenmektedir. İstanbul sözleşmesi, CEDAW ve benzeri pek çok sözleşmenin asıl amacının cinsi sapkınlığı normalleştirmek ve nesilleri ifsat etmek olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Bu karanlık odakların piyonları meydanlarda vücutlarını pervasızca açıp yaptıkları onursuzluğa onur yürüyüşü dediler. Gösterilerinde ağza alınmayacak seviyesiz sloganlar ve pankartlarla açıkça dinimize, milli ve manevi değerlerimize saldırarak Müslüman halkın değerlerini hedef aldılar. Böylece asıl niyetlerini de ifşa ettiler." şeklinde konuştu.
Avrupa ülkeleri de eşcinsel sapkınlığa karşıPolonya, Rusya, Bulgaristan, Macaristan, İngiltere, Ermenistan ve Ukrayna gibi ülkelerin İstanbul sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ideolojik bir saldırı olarak gördüklerinin altını çizen Elçi, devlet yöneticilerine seslenerek şunları söyledi:
"Dijital platformları ve sosyal medyayı işgal eden, ailemizi ve çocuklarımızı zehirlemeyi amaçlayan yoz ve sapkın programlara, seviyesiz yayınlara müsaade etmeyin. Dijital aile filtresini tüm medya unsurları için zorunlu hale getirip TV’lerde fesat kaynağı dizilere ve güya aile temalı programlara müsamaha etmeyin. Küresel güçlerin finanse ettiği 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği veya Toplumsal cinsiyet adaleti' adı altında cinsiyetsiz, ahlaksız, ailesiz sapkın zihniyetin üniversitelerimize girmesine izin vermeyiniz. 'LGBT’li olmak kişisel bir haktır, hürriyettir' diyenlere karşı 'bunun bir hastalık olduğunu' deklare ediniz ve her geçen gün sayısı giderek artan cinsiyet değiştirme operasyonlarını devlet bütçesinden ödemeyiniz."
İstanbul sözleşmesi iptal edildi ama 6284 yürürlükteİstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesi önemli bir adım olmakla beraber sözleşmenin gereği olarak kadına şiddeti önleme bahanesiyle meşrulaştırılmaya çalışılan 6284 sayılı yasanın halen yürürlükte olduğunu sözlerine ekleyen Elçi, "Bu kanun ve mevzuatları ahlaki, milli ve dini değerlerimize uygun şekilde bir an evvel ıslah ediniz. Bundan böyle, anayasa ve yasaların değiştirilmesinde, keza yönetmelik ve yönergelerin düzenlenmesinde medeniyetimiz, milli ve manevi değerlerimiz ve ahlakî erdemlerimizin nazar-i dikkate alınmasını talep ediyoruz. Aksi takdirde vebali ağır olan ve telafisi mümkün olmayan büyük kayıplar yaşayacağımızı Peygamberler ve sahabeler şehrinden bir kez daha hatırlatıyor ve bu işin peşini bırakmayacağımızı beyan ediyoruz." dedi.
Kaynak: İLKHA